7 Adımda Sağlıklı Mutfaklar

Ancak mutfağınızı da bu dönüşüme katmanız, beslenme alışkanlıklarınız için gereklidir. Mutfağınızı temizlerken taze ve sağlıklı yiyeceklere yer açın. Bir de kalıcı zayıflama ve daha sağlıklı bir beslenme düzeni için yapılması gerekenleri sıraladığımız 7 maddelik listemize göz atın…
 
Tarım Kalıntılarına Dikkat Edin

Sebze ve meyvelerde tarımda kullanılan ilaçlara pestisit deniyor. Pestisit kalıntıları sinir sistemine olan kötü etkisi, hücre bölünmesinde soruna yol açması ve hatta artan kanser vakaları ile ilişkilendiriliyor. Çevre Çalışmaları Grubu tarafından en çok zehirli ilaç kalıntısı barındıran 12 sebze ve meyve belirlendi: şeftali, elma, tatlı kırmızı biber, kereviz, nektarin, çilek, kiraz, üzüm, marul, ıspanak ve patates. Bunların listesini dolabınıza asarak daha az tüketebilir, önlem alabilir ve daha sağlıklı bir beslenme düzeni elde edebilirsiniz. Eğer alabiliyorsanız organik yiyecekler tüketmeye çalışın ama organik değil diye bu yiyeceklerden de asla vazgeçmeyin.
 
Teflon Tava – Demir Döküm

Yüksek ısı, yapışmaz tava ve kızartma tavalarının içerisinde bulunan PFC adlı maddenin açığa çıkmasına neden olur. PFC, gelişim sorunları ve böbrek yetmezliği ile ilişkilendiriyor. Yapışmaz tavaları kullanmamaya çalışın, kullanmak zorundaysanız da tahta kaşık kullanmaya dikkat edin. Çünkü çizildiği takdirde teflonun altındaki maddeler yemeğinize karışabilir ve bu da ağır metallere maruz kalmanıza neden olur. Demir döküm, cam veya seramik gibi daha doğal ürünler tercih ederseniz pişirdiğiniz yemekleri sağlıkla tüketebilirsiniz.
 
Az Yağlı Süt, Yağsız Et

Sağlıklı bir beslenme düzeninde et, yağ ve süt; harika bir protein kaynağı olduğu için temel besinler arasında yer almalıdır. Fakat hayvansal yağlar, kanserojen bir madde olan dioksin içerebilir. Aldığımız dioksinin %90’ı yiyeceklerden kaynaklanır; çoğunlukla da et, yağ ve balıktan. Etinizin sağlıklı ve güvenli olduğundan emin olmak için yağsız et tercih edin, az yağlı hayvansal ürünler tüketin ve emin olmadığınız bir yerden et almayın.
 
Plastik Kaplara Elveda
 
Plastik kapların birçoğu BPA içerir. BPA, endokrin salgılanmasını baskılayan; prostat ve göğüs kanseriyle ilişkilendirilen, kısırlık, kalp rahatsızlığı ve diyabet ile bağlantısı kesinleşen bir hastalıktır. En alt kısmında geri dönüşüm kodu olarak “7” yer almayan, ‘’BPA’sızdır’’ ibaresi yer almayan kapları kullanmayın. Temizlerken plastik kaplarınızı asla bulaşık makinesine koymayın. 2003 yılında yapılan bir araştırmaya göre bulaşık makinesine konan plastik kaplar, elde yıkamaya oranla daha fazla BPA ve zararlı madde açığa çıkartıyorlar.
 
Cıvasız Balık Bulunur Mu?
 
İdeal bir beslenme düzeninin olmazsa olmazıdır balık. Çünkü muhteşem bir omega-3 ve çok sağlıklı bir protein kaynağıdır. Fakat balık tüketirken cıva oranlarına dikkat etmek gerekiyor. Yüksek dozlarda cıva; sinir sistemini, kalbi, akciğerleri, böbrekleri ve bağışıklık sistemini (ve hatta küçük çocuklarda beyin gelişimini) etkileyebilir. Balık alırken nerede tutulduğunu, deniz mi yoksa yetiştirme balığı mı olduğunu araştırın, şehirdeki sağlık kuruluşlarının ve sivil toplum örgütlerinin web sitelerini mutlaka tarayın.
 
Musluk Suyunuzu Arındırın
 
Suyun bir toksin kaynağı olabileceğini pek düşünmeyiz fakat musluk suyu aşağı yukarı 315 yabancı madde içerir, ağır metaller ve pestisitler (tarlalardan yer altı sularına karışan) gibi. Bir şişe su da çeşme suyu gibi bazı toksinler barındırabilir, üstelik plastik şişede olduğu için damacana ve pet şişeler daha zararlı bile olabilir. Sağlıklı suya ulaşmanın kolay bir çözümü var, çeşme suyunuza filtre taktırın. Direkt olarak mutfak suyunuza takabileceğiniz gibi evinizin bütün suyunu temizleyen su arıtma sistemleri mevcut. Kullandığınız filtrenin mutlaka sertifikalı olmasına dikkat edin. Banyo suyunuzu da temizlediğinizde hem sizin hem de çocuklarınızın daha sağlıklı bir suda yıkanacağınızı unutmayın. 
 
Temizlik Ürünlerine Dikkat!

Sentetik kokular içeren mutfak temizleyicilerinden kurtulun, çünkü çoğu kanserojen maddeler içeriyor. Ayrıca çoğu bulaşık deterjanı; fosfatlar, SLS, SLES, NFE gibi çoğunlukla alerji ve kanserle ilişkilendirilen maddeleri içeriyor. Çünkü bu maddeler suyu yumuşatarak sürfaktanların daha kolay köpürmesini sağlıyorlar. Ayrıca kirleri parçalayarak, temizlenecek yüzeylerden çıkmalarını kolaylaştırıyorlar. Bazı deterjanların %30’undan fazlası fosfatlardan oluşuyor. Ne var ki bu maddeler, hem insan hem de çevre sağlığı için zararlı. Fosfat içeren deterjanlarla temizlenen eşyaların üzerindeki kalıntılar; mide bulantısı, ishal ve deri tahrişine neden olabiliyor. Bu zehirli maddeleri atık sulardan temizlemek zor bir iş olduğu için, atık sulardaki fosfatın çoğu akarsu, göl ve denizlere karışıyor. Fosfatlar, yosunlar için gübre yerine geçerek aşırı çoğalmalarına yol açıyor. Bu yosunları parçalayan bakterilerse sudaki oksijeni tüketiyor. Böylece aynı bölgede yaşayan balıklar resmen “boğuluyor.”
 
 
 

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın