Baş Döndürücü Bir Gezi Rotası: Vietnam – Kamboçya

İlk durağımız Çin Denizi ile dağlar arasındaki uçsuz bucaksız pirinç tarlalarını, yeşillikler arasından yükselen dağların arasından geçen kıvrımlı nehirleri, mistik mağaraları, cennetlik şelale ve kumsallar… Hanoi ahengi, Halong Bay efsanesi, Saigon’un baş döndürücülüğü ve Angkor Wat’ın büyülü mistisizmi… İndochina
 
Birçok ülke gezmiş olamama rağmen, Vietnam-Kamboçya’da beni nelerin bekliyor olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu. Ne de olsa gizemlerle dolu, her an insanı şaşırtacak durumlarla karşı karşıya kalınabildiğini duyduğum, mistik bir havası olduğu bilinen bir bilinmezdi. Ve grup olarak çıktığımız bu yolculuğa tüm pozitif enerjimizle başladık.
 

vietnam

 
Güneydoğu Asya’nın Gizemli Topraklarını Keşfetmeye Hazır Mısınız?
 
Çinhindi Yarımadasının doğusunda adeta bir “S” harfi şeklinde uzanan Vietnam’ın, bu sıralar dünyanın hakkında en çok konuşulan tatil yörelerinden biri. Yıllarca Fransız sömürgesi olmuş, ABD ile yaklaşık 15 yıl süren savaştan çıkmış, 330 bin km2’lik bir alanda, 83 milyon insanın yaşadığı, gelişmekte olan bir ülke. Binlerce yıllık kültürü ve görkemli tarihi kalıntıları ile adeta keşfedilmeyi bekleyen gizli bir hazine gibi… Geniş bir kıtasal kaya olduğundan kıyılarında binlerce irili ufaklı ada bulunuyor. Ülkenin iklimi de neredeyse topografyası kadar karışık. Ülke tamamen tropiklerde bulunmasına rağmen, farklı enlemler, yükseklikler ve hava modelleri çok büyük iklim değişiklikleri yaratıyor. Kasım’dan Nisan’a kadar soğuk, nemli bir kış, geri kalan aylarda sıcak, ıslak yazlar yaşanıyor.
 

hanoi

Hanoi
 
Vietnam’ın başkenti Hanoi, Doğu ve Batı’nın benzersiz karışımı olup, Asya’nın en etkileyici şehirlerinden biri. Şehir acayip parlaklıkta boyanmış mabet ve pagodalar, aşıboyası ile boyalı şık kolonyal villalar, kalabalık dar caddeler, yollar, bulvarlar ve göller ile çevrili. Sabah çok erken kalkmayı göze alanlara Hoam Kiem Gölü kıyısında Tai Chi yapanları izlemelerini tavsiye ederim. Burada Kill Bill’de Uma Thurman gibi kılıç çalışması yapanlara rastlamak mümkün. “Şairler Kenti” gezinizde Ho Chi Minh’in evini, 1028 ile 1054 yılları arası hüküm süren İmparator Ly Thai Tong tarafından Merhamet Tanrısı’na teşekkür için Lotus Çiçeği formunda yaptırılmış olan tek kolonlu Pagodai, 1911’de yapılmış olan 900 kişinin oturabileceği Opera binasını, yapımı 1886’da tamamlanan Neo klasik St. Joseph Katedralini, Qanh Tanh Tapınağı ile Güzel Sanatlar müzesini görebilirsiniz. Fransız Koloni Döneminden kalma küçük caddelerden oluşan şehrin “Old Quarter” bölgesini Vietnamlıların yüzyıllardır kullandıkları üç tekerlekli “cyclo” adlı yerel araçlarla tanıyabilirsiniz. Ayrıca Vietnam’ın dünyaca ünlü su kuklaları gösterisi “Water Puppet’ -Su Kukla Gösterisini seyretmek için Thang Long tiyatrosu en ideal yer.
 
Zümrüt yeşili suyunun üzerinde efsaneye göre meşhur ejderha burada gökten inmiş ve kuyruk darbeleriyle dağları yararak bu harika manzarayı oluşturmuş. Peri masalı dekorlarına benzeyen bu körfezde sadece yeşilliklerle kaplı 3000’den fazla kireçtaşından adacık bulunuyor. Adacıkların bazıları büyük katedraller içeren mağara biçimindeler. Buraları gezebilmek için en iyi yol ahşap yelkenli gemilerle yapılıyor. Bizim teknemiz gerçekten zevkliydi.
 
Eşsiz adacıkların arasında seyrederken, güvertede ferahlatıcı içecekler eşliğinde nefes kesen manzaraları, güneş batımının tadını çıkarmak müthiş. Körfezde göreceğiniz turuncu yelkenlerini açmış “jonk”lar, balıkçılar, balıkçı köyleri, su üstünde yaşam ve sarkıtlarla dolu mağaralar unutulmaz anılarımız arasında yerlerini aldı.
 

kamboçya

           
Saigon
 
Ho chi min City yani eski adı ile Saigon, 7 milyon nüfüsü ile Vietnam’ın en büyük, dünyanın da en fazla motosikletinin bulunduğu şehri. Sokak çarşıları ve kafeleri ile Saigon’da görülecek en önemli yerlerden, Fransız tarzında inşa edilmiş Vietnam’ın en büyük Postane binası, Notre Dame Katedrali, halen de Hotel de Ville olarak anılan 1908’de yapılan Vilayet binası, 2. Hinduçin Savaşı’na ait resim ve silah müzesi, yine eski bir efsaneye göre hayatını insanlık adına feda eden Çinli bir kadına adanmış merkez çarşısı Ben Tanh Market görülmeye değer yerler arasında.
 
Güzel kent anlamına gelen My Tho, tropikal meyveleri ve çiçekleriyle ünlü. Mekong Nehri’nde kanallar arasında “Sampan”larla gezmek, yüzen pazarları ziyaret etmek ve buralarda tropik meyvelerle süslü öğle yemeği müthiş bir deneyim. Saigon’da yine önemle görülmesi gereken yerlerden biri de Vietnamlıların Amerikalılara karşı direnip zafere ulaşmasını sağlayan, 25 yılda yerli halk tarafından kazanılan 200 km’lik yeraltı şehri Cu Chi Tünelleri. Vietnam’ın tarihi en eski arkeolojik kalıntıları ile birlikte uzun, ilginç ve büyüleyici.
 

kamboçya vietnam

 
Kamboçya
 
Ünlü doğabilimci Henri Mouhot “Angkor görülmeden ölünmez.” demiş. Buraya adım attığınız andan itibaren büyülü bir mistisizm içine giriyorsunuz. Unesco tarafından “İnsanlık Mirası” olarak nitelenen efsane Angkor Tapınakları’na ev sahipliği yapan Siem Reap yeşilin bin bir çeşidiyle sarmalanmış, ortasından nehir geçen, 80 bin nüfuslu şirin bir kasaba.

Başlıca geçim kaynakları pirinç ekimi, ormancılık, turizm ve balıkçılık. Özellikle balıkçılar için önemli olan Tonle Sap Gölü, yağışlı mevsimde 2 bin kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. Kuru mevsimde sular çekilince üzerinde yosunlar ve bir servet değerindeki tonlarca balık kalıyor. Çoğunluğun Vietnamlı göçmenlerin olduğu 5000 kişi gölün üzerinde 2 bambu çubukla gölün dibine bağlanmış evlerde yaşıyor. Evler, okul, kahve, lokanta, bakkal, manav, karakol hepsi yüzüyor. Bazen köyler yer değiştiriyor. Ayrıca yüzen köyde hayvancılık ve tarımcılık yapılıyor.
 
Şehre geçtiğimizde ise 1150 yıl önce inşa edilen, uzun yıllar yağmur ormanlarının içinde saklı kalan, dünyanın yedi harikalarından ve en geniş Budist anıtları olan yüzlerce Angkor (Kymer) Wat Tapınakları bize kapılarını açıyor. En genci 700 yaşında olan, her dalından kök veren dev Banyan ağaçlarının, tapınakların büyük kısmını yüzyıllar boyunca nasıl sarmalayıp sakladığını yakından görmenizi tavsiye ederim. 19. yy sonlarında Fransız arkeologların çalışmalarıyla bazıları ortaya çıkarılmış. Ancak halen günümüzde meydana çıkarılamayan çok sayıda tapınak var. Ziyaret edilen tapınakların duvarlarında kralların hayatlarını, savaş destanlarını ve halkın yaşayış şekillerini taş bloklara resimlenmesiyle izleyebilirsiniz. Ormanın yuttuğu dev yapıtlar, Buda heykelleri, kalın dudaklı kral portreleri, köklerin altında kalan kapılar, Bayon Tapınağı, Bapoun ve Fil Terasları bu muhteşem uygarlığın büyüleyici izleri…
 
Phnom Ba Kheng tepesine fillerle yaptığımız gezinti, Angkor Wat’ın güneş batımındaki şahane manzarasına şahit olmak eminim ki yaşayacağınız özel anlardan biri olacak. Ayrıca isterseniz bu anı bir balon gezisiyle veya helikopter ile de bütünlemek mümkün. Çekçeklerle şehri gezmek, halkın gündelik yaşamını gözlemlemek, açık pazarlarda alışveriş özellikle yapılması gerekenlerin başında. Burada ipeğin çok ucuz olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Keyifli bir akşama hazırlanmaya başlamanın yine en keyifli yolu şehrin her yanına dağılmış SPA merkezlerinde, lotus ve orkide çiçekleriyle süslenmiş odalarda egzotik aroma kokulu yağlarla yapılacak masajlardan geçiyor. Artık eğlenceli bir geceye hazırsınız ve geleneksel Aspara dans gösterileri içinde leziz yemeklerinizi tatmaya başlayabilirsiniz.                              
 
İşte, adeta acılarla dolu tarihlerinden gelen hüzünlü bir gülümsemenin yüzlerinden eksik olmadığı, ürkek tavırlı insanları ile sizleri olabildiğine şaşırtacak, eşsiz anlar ve tatlar yaşatacak İndochina… “Bir daha gidelim” dedirten, gidenlerin mutlu döndükleri adeta büyülü bu topraklardan içinde her şeyi olan bir manzara kalacak akıllarınızda; dağlar, nehirler, rüya manzaralar, alışılmışın dışında hayatlar, Budist rahipler, konik şapkalar, Kamboçyalı-Vietnamlı çocuklar…
 
Gerçekten görülmeye değer, tamamen farklı bir kültüre sahip bu topraklara seyahat, vakit kaybetmeden yaşanması gereken özel bir deneyim…

Zuhal Pirinçcioğlu
 
 
 

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın

site açmak