Bayramı Misafir etmek

Çocukluğuma dair hatırladığım en güzel hatıralar, bayram sabahları ile ilgili olanlardı. Bayramın gelişi en çok evde artan işlerden anlaşılırdı. Ramazan boyunca akraba ve dostların şenlendirdiği evlerimizde, en çok mutfak temizlik gerektirirdi. Ramazan öncesi yapılan dolap temizlikleri, bayram hürmetine tekrarlanırdı. Çünkü bayram kıymetli bir misafirdi.

Neredeyse sabah namazına kadar evin temizliği ve hazırlığı ile uğraşan ablalar ve annem… Bayram ve sabah namazını kaçırmamak için, erkenden uyumaya giden ağabeyler ve rahmetli babam. Büyükten küçüğe el öpülerek oluşan uzun kuyruk… Bayram namazı dönüşü oturulan büyük kahvaltı sofrası…

Susama ve açlık eşliğindeki iftar, davetler ve mukabele ile yoğun geçen Ramazan’ın sonundaki kahvaltıyı nedense Allah’ın bir hediyesi gibi algılardım. Bayram ikramlarından sadece su böreğinin tepsisine bıçak değer ve sanki kız çeyizi gibi büyük bir itina ile sofraya getirilirdi. Ev halkının gözünden saklanan yaprak sarmaları, zeytinyağlı dolmalar, baklavalar, aşure ve şerbetler ise kuytu yerlerde misafiri beklerdi.

Tertemiz bir ev, ütülenmiş kolalanmış bembeyaz örtüler, bayramlık giysiler, kolonya ile ayrılmaz ikili içi dolu kristal şekerlik ve çeşit çeşit ikramlar. Çocuk gözümde bayram böyle tatlı ve güzel bir tatdı işte…

Büyük bir itina ile hazırlanan bayram harçlıklı mendilleri de unutmamam lazım. Bir çocuk olarak bunlara şahit olmak, başkasına hediye vermenin güzel bir şey olduğunu anlamak da çok güzeldi.

Evet, benim hafızamda kalan içimi ferahlatan böyle şeyler. Kim bilir sizin de gülümseten ne güzel hatıralarınız var?

Bu anlattıklarımın sadece benim için anlamı olduğunu elbette biliyorum. Ama istiyorum ki, bugün anlatabildiğimiz güzel hatıralarımız varsa, yarınlar için de olmalı. En çok da çocuklar ve gençlerimiz için. En pahalı, en yeni telefonlar, ipadler, akülü arabalar gibi mesela, çocuklara “bayram” da hediye edilmeli.

Nasıl mı? Mesela üzerinden bir yıl geçmiş birikmiş parayı, mücevher kutularını, altın takıları, gümüş eşyaları gözden geçirmek. Yaşlı ve hastalarımızın oruç borçlarını, zekâtımızı, fitrelerimizi hesaplatmak. Bunları dağıtacağımız yoksul, dul ve yetimleri hatırlatsın diye akıllı telefonlarımızın rehberini şöyle bir yoklamak, minik de olsa bayram hediyelikleri için alışveriş günü kararlaştırmak, bayram için ziyaret edeceğimiz yaşlı, hasta, yalnız akrabaların listesini çıkarmak gibi… gibi…

Böylelikle ‘bayram’ da evlerimize geldiğine çok sevinecek. Bundan emin olun!

Hepinize saadetle, sağlıkla ve sevdiklerinizle erişeceğiniz nice bayramlar temennisi ile efendim.

AYŞENUR KURTOĞLU

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın