Teknoloji alanındaki gelişmelere büyük katkı sağlayan Silikon Vadisi çalışanları, konumlarının aksine çocuklarını son teknoloji ile donatılmış laptoplar, iPadler ve dijital kitaplarla birebir eğitim veren havalı kurumlar yerine; eğitimin eski usul yapıldığı okullara gönderiyorlar. Tahta, tebeşir, kâğıt-kalem, örgü ve dikiş iplikleri, renkli boyalar, bazen de çamurun olduğu ‘Waldorf’ okullarında öğretmenler; eğitimi günümüzde alışılanın tam aksine geleneksel yöntemlerle gerçekleştiriyor. New York Times gazetesinde yayınlanan bir araştırmaya göre, Ebay, Google hatta Apple’ın yöneticilerine kadar birçok önemli isim, çocuklarını teknoloijden uzak okullara göndermeyi tercih ediyor.
Çocukların sosyal, duygusal, ruhsal, ahlaki, fiziksel ve zihinsel açılardan dengeli bir biçimde ve çok yönlü olarak gelişebilmesini amaçlayan Waldorf sisteminin anaokulu sınıflarında, iPad bulunmuyor ve çocuklara teknoloji dolu saatler yerine masallar anlatılıyor, oyun odaklı eğitimler veriliyor. Waldorf sisteminde çalışan yetkililer teknolojiye karşı olmadıklarını, fakat her şey için de uygun bir zaman ve mekânın olduğunun altını çiziyorlar. Çok küçük çocukların Google’ı nasıl kullanacağını bilmediğini, internette gezinmek yerine örgü örme, resim yapma, makas ya da bıçak kullanmak gibi el becerilerini geliştirdiklerini söylüyorlar.
Çocukların kazandığı motor becerileri, bilişsel gelişimi destekleyerek ileride problem çözme ve matematik becerisi gibi daha soyut becerilerin de temelini oluşturuyor. Mesela örgü dersleri çocuğun matematiksel düşünce yapısını kuvvetlendirebiliyor. Çoğu ebeveyn çocuğunun tablet veya mouse kullanma becerisiyle övünüyor olabilir, ama onlar bunun zekâsı en düşük insanın bile rahatlıkla yapabileceği şeyler olduğu görüşündeler. Dolayısıyla çocukların büyüdükleri zaman ‘teknoloji kullanma becerilerinden eksik kalması’ gibi bir durum söz konusu bile değil. Hâlbuki çocuk için önemli olan; edebiyat, matematik, temel bilimler, el becerileri ve görsel sanatlar gibi konularda kendilerini geliştirerek bu alanları kavrayarak öğrenmeleri. Ve bütün bunlar, teknoloji ve sanal ortamda öğrenilebilecek bir deneyim olarak görülmüyor.
Waldorf sistemi, teknoloji içermeyen eğitim metotlarıyla hayat boyu öğrenim isteği, kişiler arası daha güçlü iletişim ve eleştirel, analitik düşünce gibi becerilerin oluşturulmasını hedefliyor. Bu fikri savunan yetkililer eğitim felsefelerinin başarısını da öğrencilerinin standart üstünde aldıkları puanlarla ispatlıyor.