Organik Hakiki Annelik

Dünyamızın da bir son kullanma tarihi var, doğal olan her ihtimali tükettiğimizde hesap gününe varacağız. Bu nedenle en çok anne çocuk ilişkisinin doğallığına sarılmak gerek.

organik annelik

Neden bilmiyorum anne olduğumdan beri kıyametin yaklaştığını daha fazla düşünür oldum. Kişisel hayatımda mutfak dolaplarından salonda duran kitaplara kadar her şeyin yerinden oynaması ve vakit olarak bir herc ü merc içinde yaşamamdan dolayı değil bu his sadece. Bazı kriz anlarında Allah’ım kıyamet kopuversin şu anda dediğimden de değil. Sevgiden ve şefkatten gözlerim yaşarırcasına kucağıma alırken alttan alta hissettiğim kaybetme korkusu ve son endişesi de değil bunun sebebi; anneliği, anne çocuk ilişkisini türün devamlılığını sağlayan ilişkiyi, doğallığından koparıp almış olduğumuz için. Benim için kıyamet dünyada Rabbin yarattığı halinde kalmış her şeyi tükettiğimizde kopacak çünkü ve anne çocuk ilişkisi belki de bunların en mühimi.

(Göğe uzanan gökdelenleri ve ocak ayında yediğimiz domatesleri de belli belirsiz bir korkuyla aynı kategoriye koyuyorum)

İnsanın bir birey olduğu noktasında başlayan ve bencillikle bireyselleşme arasındaki çizgiyi yavaş yavaş yitiren post-modern medeniyetimiz anne olmayı bir tercih olarak bizlere sunduğundan beri ilişki doğallığını yitirdi. Öncelikle kadına anne olmayı tercih etmesiyle birlikte en iyi, mükemmel, dünya harikası, fedakar, cefakar ama hala çok güzel ve para da kazanabilen ama zinhar çocuklarını ihmal etmeyen bir yüce varlık payesi-prangası verildi. Öte yandan, kim bilir belki marklar daha çok şey satmak istediğinden, her ama her konuda seçenekler inanılmaz çoğaldı. Daha doğmadan sürekli rasyonel kararlar almak zorunda insan… Nasıl doğacak, ne yiyecek, nerede uyuyacak, ne ile oynayacak… Bütün bunlar üzerine konuşmaya kalksak eminim bilgi kirliği içinde boğulur kalırız. Bu yüzden tercihlerin çokluğu demekle yetinelim.

İşte bu tercih meselesi bence bizi bu kadar mükemmel olmak zorunda hissettiren. Hani eskiden işin bir doğallığı, sıradanlığı vardı. Evlenirdin, oluyorsa çocuk doğururdun ve (Allah’ım ne büyük rahatlık) herkes nasıl büyütüyorsa öyle büyütürdün. Yok bence kemik gelişimi olumsuz etkileniyor demez kundaklardın, uyumuyorsa sallardın. Yanlış anlaşılmasın modern tıbbın veya teknolojik teçhizatın getirdiği rahatlığı yadsımıyorum. Burada kadını zora sokan şeyin her adımda bir tercihle karşılaşması ve bu tercihlerin mutlaka en doğrusu olma zorluğundan bahsediyorum. Anne olmanın bir seçim haline gelmesiyle bebek ve çocuk bakımında her şey başta annenin ve biraz da babanın mükemmel tercih yapmasına bağlı oldu. Adeta bu karar verebilme yetisi annenin sırtında bir mükemmellik yüküne dönüştü. Ve ilişki doğallığından koptu, belki çocuklarla kurulabilecek sevgi ilişkisi bir projeye dönüştü ve bence sırtımızdaki yük de böylece arttı.

İşte bu yüzden kıyametimizin yaklaştığını düşünüyorum. Dünyamızın da bir son kullanma tarihi var, doğal olan her ihtimali tükettiğimizde hesap gününe varacağız. Bu nedenle en çok anne çocuk ilişkisinin doğallığına sarılmak gerek. Ne zaman ne şekilde anne olmayı seçtiysek aslında anneannelerimizden çok da farkımız yok, kucağımızda bize muhtaç bir bebek ve ne olduğunu bilmediğimiz bir gelecekle karşı karşıyayız. Ve bence Allah’ın rahmeti bu bilinmezde yatıyor, anne olmayı bir kimlik gibi edinmek yerine yolculuğumuz olarak kabul etmek nasip olsun.

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın