“2019’a Vatkalar ve Japone Kesimler Damga Vuracak”

Şu sıralar Troya gösterisi için tasarladığı kostümleri ile adından söz ettiren başarılı ve ünlü modacı Atıl Kutoğlu ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Kutoğlu, 2019 moda trendleri ve yeni projelerini bizlerle paylaştı…

Türkiye’nin en ünlü modacılarından biri olmanızın dışında Avusturya’da hatta dünya çapında çok güzel ve önemli işlere imza atıyorsunuz. 9 yıl boyunca New York Moda Haftası’nda sürekli defile yapan tek Türk modacısınız. 2013 yılında Avusturya Onur Nişanı’na layık görüldünüz. Müşterileriniz arasında Avusturya prensesleri ve dünyaca ünlü Madonna, Jessica Alba ve Naomi Campbell gibi önemli isimler yer alıyor. Başarıya giden bu yolda hangi adımları izlediniz?

Modaya ve işime ayrı bir tutkuyla bağlıyım. Yaptığım işi başından beri çok sevmem, sanırım başarıya giden yolda ilk önemli etken. Ortaokul yıllarımda annemle gittiğim Vakko defilelerinden çok etkilenmem beni moda tasarımına yöneltti. Tasarıma, sanata saygı duyan bir ailede büyüdüm. Daha Alman Lisesi’nde öğrenciyken, ailemin rahmetli Vakko’nun kurucusu Vitali Hakko’dan randevu alması ve sonra hemen okul çıkışları ve yaz tatillerinde Vakko’da staja başlamam, sonra bir de Beymen’de staj yapmam bana profesyonel moda dünyasının kapısını aralama ve sektörde birçok şeyi öğrenme fırsatı verdi. Alman Lisesi’ndeki son 3 yılımda sene sonları okulda büyük defileler düzenledim. Hatta o zamanlar Türkiye’nin ilk moda dergisi Vizon’da da haberlerim çıkmıştı. Sonraları ise inandığım yolda yürüdüm. Avusturya’da işletme tahsil ettim, o da kendi markamı, koleksiyonlarımı daha kolay yaratabilmek içindi. Viyana’da her türlü şartı zorladım ve ilk defilemi Viyana Belediye Başkanı’nın verdiği destekle gerçekleştirdim. Uzun yıllar New York Moda Haftası’nda koleksiyonlarımı sergiledim, böylelikle uluslararası platformda ismim ve markam tanındı. Ülkemden, Türkiye’den de hiçbir zaman kopmadım. Hem üretimimin önemli kısmını Türkiye’de organize ettim hem de Türkiye’nin tanıtımına katkıda bulundum.

Modacı olarak kariyerinize Viyana’da başlangıç yaptığınızı biliyoruz. Peki bu mesleği seçmenize neden olan etken neydi?

Aslında çocukluğumdan beri sanatın birçok dalına ilgi duydum. Hatta ilkokulda birkaç yıl bale dersi almıştım. Sonra vazgeçtim. Anne mesleği mimari bana hep çok cazip gelirdi. Sonraları çizim ve resim kabiliyetimle modaya olan ilgim birleşti ve moda tasarımcısı olmaya karar verdim. Moda hem yaratıcı, sanat olan yönüyle, hem de sürekli değişim getiren sosyolojik faktörüyle beni etkiledi. Bir de ülkemin kültürünün dünyaya tanıtımında çok etkili olabilecek bir sektör olduğu için modayı meslek olarak seçtim. Bu da beni çok tatmin eden bir unsurdur.

“AVUSTURYA DIŞİŞLERİ BAKANI’NIN KOLEKSİYONUMDAN GİYİNMESİ GURUR VERİCİ”

Dünyaca ünlü isimleri giydirmek nasıl bir his? Defilelerinizde yer alan isimlerden en çok hangileri ile çalışmaktan keyif alıyorsunuz?

Hem ünlü müşterilerimiz var defilelerimizi izlemeye gelen, hem de kreasyonlarımızı satın alarak giyen… New York Moda Haftası’nda koleksiyonlarımı sergilerken, Madonna’nın, Catherine Zeta-Jones’un, Jesaica Alba’nın bizden sipariş vermeleri çok heyecan vericiydi. Yıllar önce Avusturya’da bir davette tanıştığım İngiliz Kraliyet Ailesi mensubu Prenses Michael of Kent’in New York Moda Haftası’nda defilelerimi izlemeye gelip koleksiyonumdan siparişler vermesi yine çok güzeldi. Şimdilerde Avusturya Dışişleri Bakanı Karin Kneissl’ın da bizden giyiniyor olması onur verici. Defilelerimde çıkan beni en çok etkilemiş iki isim var: biri Naomi Campbell diğeri ise Karolina Kurkova. Naomi bizimle çalıştığı günlerde, saatlerde dünya tatlısıydı. O huysuz diye bilinen mizacından eser yoktu. New York’taki evine gider saatlerce elbise provası yapardık. Defilede giydiklerinden en az 1 tanesini özel hayatında da giymek için bizden isterdi. Ben de seve seve ona hediye ederdim. Büyük reklamdır bir kreasyonumuzun onun üzerinde görülmesi. Karolina Kurkova en top zamanında bizim podyumumuzda yürüdü. Çok mütevazı ve içtendi. Kuliste benimle uluslararası basına poz verir, kimsenin röportaj isteğini kırmazdı. Heidi Klum’a da birkaç kez özel kreasyonlar gönderdik ondan gelen talep üzerine.

TÜRK KÜLTÜRÜ ÖĞELERİNİ MODERN ÇİZGİLER İLE BULUŞTURUYOR!

Sizi farklı kılan Osmanlı ve Türk kültürü öğelerini modern ve minimalist çizgilerle buluşturuyor olmanız.  Tasarımda geleneksel izleri nasıl yorumluyorsunuz?

Ben bunu son derece modern bir çizgide gerçekleştiriyorum. Bugün Avrupalı, Amerikalı ve modern Türk kadınının rahatça kullanabileceği kendini şık ama bir o kadar da rahat hissedebildiği çizgileri yakalıyoruz. Türk kültüründen, tarihimizden, Osmanlı’dan aldığımız öğeleri folklorik olmadan, eskiyi fazla hatırlatmadan günümüz modasına dönüştürmek ve dünyalı kadına beğendirmek bizim işimiz.

Devlet Opera ve Balesi bünyesinde geçtiğimiz ay dünya prömiyer sahnelenen 300 kişilik dev bir ekibin yer aldığı Troya oyununun kıyafetlerini siz tasarladınız. Çok büyük ve önemli bir proje. Bize biraz bundan bahsedebilir misiniz?

Bana ilk teklif geldiğinde zaman kaygımdan, ve yetişememe korkusundan hemen kabul edemedim. Ancak Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü beni sonunda ikna etti. Sonuçta gerçekten dünya standartlarında bir gösteri, epik opera ortaya çıktı. Türkiye topraklarında yaşanmış müthiş Truva efsanesi üzerine yapılan bu dev projede başrol oyuncularının kostümlerini tasarlamak çok keyifli ve heyecan vericiydi. Sahnedeki tüm sanatçılar gerçekten büyüleyiciydiler. Bence ‘Troya’ dünyayı dolaşmalı ve ülkemiz için müthiş bir tanıtım yapmalı.

ATIL KUTOĞLU’NDAN MODA 2019 TRENDLERİ!

2019 Kış sezonu trendlerinde neler ön plana çıkıyor? 2019 yılı itibariyle hangi projelere imza atacaksınız? Bizi neler bekliyor?

Bu sezon bizi çok renkli, bol desenli, ekoseli bir moda kucaklıyor. Büyük omuzlar, vatkalar, bol japone kesimler en başta gelen trendler. Spor giyimden alınan unsurların abiyeye dönüştürülmesi, volümlü kesimler, vücuda çok yapışmayan siluetler kış sezonuna damgasını vuruyor. Maskülen detaylar, büyük blazer ceketler, abiye kreasyonlarda püsküller öne çıkan özellikler… Mor ve kırmızının yanında, bakır, turuncu, sarı, pembe, antrasit, lacivert ve siyah da çok revaçta. Bizim de siyah ve lacivert uzun püsküllü elbiselerimiz çok ilgi görüyor, aynı şekilde kaşmir geniş yakalı paltolarımız, kabanlarımız da. Ekose yünlü günlük giysilerimiz, kadife montlar, tayyörler, pantolon takımlar yine çok tutulan kreasyonlarımız. Deri parçalarımızla özellikle Avrupa pazarında ve Amerika’da çok sükse yapıyoruz.. 2019 da Viyana’da açmış olduğumuz yeni butiklerimizi diğer Avrupa başkentlerine de taşımayı hedefliyoruz. Yeni defilelerimiz olacak, Viyana’da bir yardım defilemiz gerçekleşecek. Alman Peek & Cloppenburg mağaza zinciriyle de yeni bir ortak projeye imza atacağız.

ATIL KUTOĞLU’NUN ‘İKON’LARI

Rita Hayworth’ı, Grace Kelly’yi, Audrey Hepburn’ü çok beğenirim. Tarzlarıyla, ışıltılarıyla modacılara ilham vermiş, kitlelere örnek olmuşlardır. YSL moda ikonu Betty Cattroux, benim de New York’ta defilelerime gelen eski model kontes Verouschka beğendiğim diğer ikonlardan. Aktris Rene Russo ve Carolyne Bessette Kennedy daha yeni nesil giyim tarzını beğendiğim ikonlardan…

Merve Akdoğan

İstanbul Üniversitesi Radyo TV bölümü mezunu olan Merve Akdoğan, web içerik editörüdür. Moda, Kadın, Stil, Güzellik, Seyahat/Gezi alanlarında içerikler üreten editörümüz, alanında uzman isimlerle röportajlar da yapmaktadır.

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın