Büşra Qadir’i Instagram’da takip edenler bilindik muhafazakar “Influencer”lardan olmadığını bilirler. Büşra Qadir bir dünya vatandaşı, Müslüman bir kadın. Son zamanlarda sevinerek şahitlik ettiğimiz temsil meselesini belki de hakkıyla yerine getiren kadınlardan birisi; temsilin görüntüden çok değerlere sahip çıkmakla, üretmekle, ürettiği üzerine düşünmekle ve iki günü eşit tutmamakla ilgili olduğunu bilen bir kadın…
Busra Qadir güzel bir yüzün, iyi planlanmış bir sosyal medya sayfasının, şık imgelerin ve güzel kıyafetlerin arkasında eşiyle birlikte kurduğu ve sürdürülebilir etik değerlere sıkı sıkıya bağlı oldukları Nindyaa markasının hem kurucu ortağı hem de yaratıcı direktörü. Nindyaa’nın muhteşem ev tekstili ürünlerinin en önemli özelliği Müslüman coğrafyanın iyi bilinen desenlerinin kozmopolit nesnelere işlenmesi. Pakistan’ın Pencap bölgesinin mimarisinden, ikonografisinden ve el dokuması tekstil ürünleri ilk ilham kaynaklarından… Çok yönlü Müslüman bir kadın olmanın hiç kolay olmadığı dünyamızda, kendisini hem ürünleriyle hem sosyal medya hesaplarında ifade eden Büşra’yla markasını, ailesini, anneliği, modayı, sosyal medyayı ve sırtını dayadığı etik değerleri konuştuk…
Bize Nindyaa markasının doğum sürecini anlatabilir misiniz?
Eşimle yeni evimize taşındığımızda hem organik hem kaliteli ve aynı zamanda biraz olsun güzel görünen çarşaflar bulmakta çok zorlandık. Fark ettik ki Avrupa pazarında çarşaflar çok sade ama bizim memleketimizde, yani neredeyse bütün Asya’da ev tekstili ürünlerinin hepsi renkli ve canlı desenleri var. Kültürel melezler olarak mükemmel karışımı istiyorduk, Avrupa tasarımının minimal ve sade hissine dünya sanatçılarının desenlerini dokumak istedik. NINDYAA fikrini yaklaşık üç yıl önce ortaya çıktı, eşim de ben de tam zamanlı işlerde çalışıyorduk ve birlikte olduğumuz tüm zaman –hafta sonları ve akşamları- kendi işimizi başlatmanın yılları hakkında beyin fırtınası yapıyorduk. İnternette ve sosyal medyada girişimcilik üzerine yazılmış ne varsa okuyorduk diyebilirim; girişimcilik üzerine yazılmış kitaplar da bize gerçekten ilham ve cesaret verdi.
İsmi nasıl buldunuz?
Kelimenin kökeni Urduca aslında, “Nindiya” ninni demek, uykuya dalmak için rahat bir yol. İsmi biraz değiştirmek zorunda kaldık çünkü diğer .com domainleri isim hakkını almıştı. Şimdilik Hamburg’ta bir mağazamız var ve baharda Münih’te de bir mağazamız olacak.
Ürünlerinizi “etik” yapan nedir?
Tasarladığımız çarşafların hepsi %100 GOTS organik sertifikalı pamuktan imal ediliyor ve kullanılan suyun geri dönüştürüldüğü tesislerde üretiliyorlar. Organik pamuk hem çiftçilerin sağlığı açısından hem de çevre açısından sürdürülebilir bir tarım modeli. Bizim nevresim ürünlerimizin tümü Pakistan’da üretiliyor ve işleniyor; ürünlerimize eli değen herkesi önemsiyoruz ve adil ticaret sertifikası olan üreticilerle çalışıyoruz. Standart tekstil üretiminde israf olan suyun miktarı inanılmazdır. Endüstriyel su kirliliğinin çevreye ve yerel halka verdiği zararları biliyoruz. Biz bununla savaşmak istiyoruz, bu nedenle su israfını önleyen bir üreticiyle çalışıyoruz (neredeyse %90 oranında suyu geri dönüştürüyorlar!).
Peki ya ambalajlama?
Şu anda kullandığımız ambalajlar nevresimleri içine sardığımız tek parça geri dönüşebilir kağıttan oluşuyor. Yıkama talimatları gibi ürünler hakkında bilmeniz gereken her şey doğrudan kağıda basılı. Plastikten ve ambalajlardaki israftan nefret ettiğimiz için paketleri çok basit tuttuk.
EŞİMLE BİRBİRİMİZİ TAMAMLIYORUZ
Eşinizle çalışmak nasıl bir şey?
Çok eğlenceli ve aynı zamanda zorlayıcı… Hala özel hayatımızla iş hayatımızdaki rolleri ayrı tutmakta zorlanıyoruz. Yine de genele bakınca birbirimizi tamamlayışımızı seviyorum. Yani, şöyle söyleyebilirim, ben yaratıcı taraf oluyorum; pazarlama ve tasarım işlerini seviyorum ama eşim analitiktir ve işin lojistik-mühendislik kısmıyla ilgileniyor.
Etik sizin gündelik hayatınızda ne ifade ediyor?
Benim için etik bir yaşam kendine iyi bakmak demek. Ne yediğime, ne giydiğime, vücudumun hareket ve dinlenme ihtiyacına dikkat etmek demek, iyi ve basit yaşayabilmek için anlamlı tüketimde bulunmak demek. Etik yaşamak aynı zamanda kendini sürekli eğitmek anlamına geliyor; daha tutumlu olmak için neler yapmalı ya da dünyaya nasıl katkı sağlayabilirim? Bunu tüketim anlamında söylüyorum. Ne satın aldığımız ve ne tükettiğimiz konusunda bilinçli olmak gerçekten büyük farklar yaratabiliyor. Bir ürün satın almadan kendinize şunu sorun: Bu ürüne gerçekten ihtiyacım var mı? Bana iyi gelecek mi? Ne kadar dayanacak?
Merve Emine Şerbetçi