“Evde Kal Günlerinde Çocukların Uyku İle İmtihanı”

Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınının ülkemizde görülmeye başlanması ile biz yetişkinlerin, paralel olarak da çocukların alışkın olduğu tüm rutinler değişti. Bu rutinlerden en önemlisi de uyku saatleri!

Güner Özdoğru

Okul Öncesi Öğretmeni/ Sosyolog/ Dramatist/ Aile Danışmanı

Virüs ile yaşamaya başlamak kaygı, korku, endişe gibi duyguların yoğun yaşanmasına, yaşam düzenimizi bozarak uyku saatlerimizin olumsuz etkilenmesine yol açtı. Çocuklar için de durum farklı değil elbette ki. Süreç öncesinde düzenli uyku alışkanlığını kazanmış hemen hemen her çocuk uyku vakti gelince hazırlıklarını yaparak “kendi” odasında mışıl mışıl uyurken, güven duygusunun tam ortasındaydılar. Huzurlu, güvenli, sıcacık, sevgi dolu ve şefkatli bir uykuya kim hayır diyebilir ki? Fakat!  İşte tam da bu noktada hem çocuklar hem de bizler için daha önce hiç deneyimlemediğimiz bir sürecin içinde bulduk kendimizi: Salgın! “Korona” denilen bu virüs çocukların uykularını kaçırdı.

 

Yaşadığımız süreç ile en yaygın olarak hissettiğimiz duygunun kaygı olduğu uzmanlar tarafından belirtiliyor. Bağışıklık sistemimizin doğru çalışmasının en önemli unsurlarından biri de sağlıklı ve düzenli uykudur. Kaygı duygusu ise kişilerin 3/2’sinde uyku bozukluğuna neden olabiliyor. Eğer ev içinde aşırı kaygı ve stres davranışları sergileyen bir yetişkin var ise çocukların bu durumu hissetmemeleri de çok olası değil ne yazık ki. Peki çocuklardaki değişimi nasıl anlayacağız?

ÇOCUKLARDA UYKU DÜZENİ BOZUKLUKLARI BELİRTİLERİ NELERDİR?

Kaygı ve stres çocukları da etkiler ve sadece zihinsel süreçlerden ibaret değildir, aynı zamanda bedende de meydana gelen bir deneyim olarak karşımıza çıkabilir. Bu nedenle çocuğunuzun verdiği bedensel sinyalleri fark etmek ve değişiklikleri izlemek, onun ihtiyaçlarını anlamanıza ve çözüm yollarını keşfetmenize yardımcı olacaktır.

Eğer Çocuğunuz;

  • Uyku öncesinde/ sonrasında sebebi olmayan ağrı, uyuşma, huzursuzluk, ağlama nöbeti yaşıyorsa,
  • Vücudu deri döküntüleri, buz kesme ya da ateş basması, kas tutulmaları gibi bedensel tepkiler veriyorsa,
  • İshal ya da kabızlık belirtileri varsa,
  • Rutin uyku öncesi hazırlıklarını yapmak istemiyorsa (diş fırçalama, pijama giyme, kitap okuma/ dinleme vb)
  • Odasında yalnız kalmak istemiyorsa
  • Çok geç uykuya dalıyor, sabahları uyanmakta zorlanıyorsa
  • Her zamankinden farklı olarak anne-baba ile uyuma istediği duyuyorsa
  • Geceleri uyanıp uykuya yeniden dalmakta zorlanıyorsa
  • Alt ıslatma davranışı gösteriyorsa çocuklarınızla geçireceğiniz zamanı ve kendi ev halinizle ilgili farklı rutinler oluşturma planı yapmanızın zamanı gelmiş demektir. Unutmayın kaygı, korku, stres de bulaşıcıdır.

 

 UYKU DÜZENİNİN TEKRAR SAĞLIKLI HALE GELEBİLMESİ İÇİN NELER YAPILABİLİR?”

Şu soruları kendinize sorarak işe başlayabilirsiniz: uyku düzenimde değişikler var mı, bu değişiklikleri çocuklara ne kadar yansıtıyorum, ben kaç saat uyuyorum, televizyon ve dijital ortamlarda geçirdiğim süre ne kadar, rutinlerimi yapılandırmak ve dönüştürmek için örnek oluyor muyum?

  • Anne – Babalara Öneriler
  • Hobilerinize ve sizi iyi hissettiren kaynaklarınıza zaman ayırmaya çalışın. Kendi keşif süreciniz için bir fırsat olduğunu düşünebilirsiniz. Uzun zamandır yapmayı planladığınız ama zamansızlıktan bir türlü hayata geçiremediğiniz işlere yönelebilirsiniz.
  • Günün belli saatlerinde dijital detoks yapın; çocuğunuzla bir çizelge hazırlayabilirsiniz. Akıllı telefonlar, internet, haber takibi ve sosyal medya kullanımına ara verdiğiniz zamanlar yaratın. Hangi zamanlarda ne kadar süre kullanacağımıza dair net olun.
  • Müzik ve dansla bedeninizle uyum ve temas içinde olmayı deneyin. Şarkı söyleyin, müzik dinleyin güzel seslerin sinir sistemine iyi gelen etkilerinden faydalanın.
  • Korona gündeminin dışında da bir şeyler okumaya vakit ayırın. Kitaplığınızdaki kitapları düzenleyin. Eğer yoksa çocuğunuza bir kütüphane oluşturun, aile albümünüzü inceleyin.
  • Tüm gün evde olmak az enerji harcamanıza neden olduğu için uyku ihtiyaç saatlerimiz azalır uykudan hemen önce ya da gün içerisinde 30-45 dk. egzersiz hareketler yapın, spor ve hareket sonrası salgılanan endorfinin rahatlatıcı etkisine başvurun.
  • Uyku öncesi ılık bir duş, bitki çayları uykuya geçmenizi kolaylaştırabilir.
  • Alkol kullanmayın, sigara kullanıyorsanız, bu dönemde arttırmayın, azaltmayı deneyin.

UYKU VAKTİ GELİNCE ÇOCUKLARI YATAĞA NASIL YÖNLENDİREBİLİRİZ?

  • Uyku vakti gelmeden önce onun ilgisini çekeceğini düşündüğünüz kitaplar okuyabilir odasında onunla zaman geçirerek dinlendirici oyunlar oynayabilir size özel bir uyku şarkısı yaratabilirsiniz. Rutine bağlanan bu süreç ona birazdan uykuya dalacağı mesajını verir. Çocuğunuzu hem zihnen hem de bedenen uyku sürecine bu şekilde hazırlayabilirsiniz.

     Çocuğunuzun yatak odasında değişiklikler yapın. Odanın şeklini ve rengini değiştirmek hatta bu değişikliklere birlikte karar vermek de alternatif bir yöntemdir. Sevdiği oyuncaklar, duvara asılan aile fotoğrafları, ona ait özel oyun köşesi ve bildiği tanıdığı eşyaların olması onu rahatlatır. Rahatlatıcı kokulardan da yararlanabilirsiniz. (lavanta, papatya)

  • Çocuğunuzun yanında izlediğiniz haber programlarındaki olumsuz içerikli haberler, gerilimli filmler, eşler arasında meydana gelen kavgalar çocuğunuzda tedirginlik yaratır. Bu konuda özenli davranmanız gerekir.

 

  • Eğer çocuğunuz gecenin belli bir saatinde uyanıp, sessizce yanınıza geliyorsa, onu tekrar yatağına götürün ve uyuyana kadar yanından ayrılmayın. Bunu sürekli yapmak size zor gelebilir. Kolay yöntem olarak “hadi bu gecelik bizimle yat” denilebilir ama asla bu durum bir gece ile kalmaz. Bunu yapmakta zorlanırsanız eşinizle yardımlaşarak bir düzen oluşturabilirsiniz.
  • Eğer çocuğunuz korktuğunu söylüyorsa, odasına koyacağınız sevimli bir gece lambası ya da sarılarak yatabileceği sevdiği bir oyuncak (küçük yaş çocuklar için) onun kendisini iyi hissetmesini ve korkmadan uyumasını sağlayacaktır.

“Çocuklara kendi korkularınızı, kaygılarınızı aktarmaktan kaçının. Sakin olmak ve anlatım dilindeki sadelik onları rahatlatacaktır.”

 KORONAVİRÜS, ÇOCUKLAR VE SÜREÇLE BAŞ ETME YÖNTEMLERİ

 

Her çocuk farklı olduğundan bu duruma da farklı tepkiler vereceklerdir. Aynı ailedeki iki çocuğun tepki ve yaklaşımlarını gözlemlediğinizde bu durumu fark edersiniz. Her çocuk kaygı ya da korku duyacak diye bir kaide yok. Bazı çocuklar sadece oyun oynayamadığı, dışarı çıkamadığı, arkadaşları ile zaman geçiremediği için zorlanıyor olabilirler. Ya da evde anne ve babaları ile zaman geçirmekten hoşlanıyor da olabilirler.

 

  • Virüs hakkında neler bildiğini çocuğunuza önce siz sorun. Size salgınla ilgili soru sorduklarında öncelikle sizin doğru bilgiye sahip olduğunuzdan emin olun. Bilmediğiniz bir konu ise “bilmiyorum, araştırıp sana anlatacağım” demekten çekinmeyin.

 

  • Salgını açıklarken korana virüsün gözle görülemeyecek kadar küçük bir mikroba benzediğini bulaşıcı olduğu ve iyileşme sürecinin uzun olduğundan bahsedin. Yaşına ve anlayacağı kelimeleri kullanarak gerçekleri aktarmaktan çekinmeyin. İsterseniz resmini bile yapabilirsiniz.

 

  • Çocuklara bu salgından kendilerini korunmak için, ellerini su ve sabunla yıkayıp, kişisel hijyenlerine dikkat etmesi gerektiğini; güzel beslenip iyi uyuyarak hastalıklarla savaşabileceklerini anlatın.

 

  • Çocukların sizinle üretebileceği aktiviteler bulabileceğiniz gibi zaman zaman sıkılmanın da çok normal olduğunu hissettirin. Siz nasıl sürece adapte olmakta zorlanıyorsanız, onların da zorlanmasında bir sakınca olmadığını bilin. Bu süreçte çocukların motor becerilerini geliştirecek, kesip yapıştırma, yemek yapma, dikiş dikme, yatak toplama, örgü örme, temizlik ve basit tamir işleri gibi etkinlikleri birlikte yapın. Rutin ev işlerine onları da dahil edin.

 

  • Bu süreçle ilgili aklınıza gelen olumlu şeyleri bulma oyunu oynayabilirsiniz. “Neler değişti? İyi etkileri var mı? Gibi bir beyin fırtınası yapabilirsiniz? (daha az yakıt, enerji tüketimi, havanın daha temiz olması vb)

 

Belki de evde kaldığımız günlerde dünya ve tüm canlılar dinleniyordur. Belki de döngü yeniden başlıyordur. Kim bilir? Yeniden tazelenip, nefes almaya ve bizlerin verdiği tahribatlardan kurtulmaya ihtiyacı vardır bu kocaman dünyanın. Bu günler elbette geçecek, evde kalmak ve sağlık tehdidi ile iç içe yaşadığımız bu zamanları kaynaklarımızı fark ederek, kendimizi ve aile üyelerimizi daha yakından tanıdığımız bir fırsata çevirmek bizim elimizde. Artık eski günlere dönemeyiz çünkü eski dünya düzenimiz bizi bu durumdan kurtaramaz. Sağlık ve Umutla Kalın.

İrem U.

Aysha Dergi Yazı İşleri Müdürü olan İrem Uluerciyes, moda, güzellik, stil, güncel konularda yazılar yazıp, alanında uzman isimlerle röportajlar gerçekleştirmektedir.

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın