Gençlik Pınarları: Kolajen ve Elastin

Kolajen ve elastin genç görünümlü bir cildin temelidir. Cildin yapıtaşları olan bu değerli proteinler cildin sıkı, elastik, dolgun ve pürüzsüz görünmesini sağlamakla görevlidir. İlk gençlik yıllarında vücuttaki kolajen ve elastin üretimi optimum seviyededir, ama yaş aldıkça her ikisi de azalmaya başlar. Sonuç: Elastikiyetini kaybetmeye başlayan bir cilt, kırışıklıklar ve ince çizgiler. Bu süreci belirleyen sadece genetik faktörler ve yaş değildir. Bunun en etkileyici örneğini farklı yaşam tercihleri olan ikiz kardeşlerde gözlemlemek mümkün Tıpatıp aynı genetik mirasa sahip ikizlerden biri düzenli olarak güneş koruyucu kullanıyor, doğru besleniyor sigara içmiyor, etkin aktif maddeler içeren kremler kullanıyor. Medikal tedavilerden yardım alıyorsa, bunun tam aksi seçimler yapan ikizinden çok daha genç görünmesi kaçınılmazdır. Hatta 40’lı yaşlarının sonlarında geldiklerinde aralarında 10-15 yıl varmış gibi görünen ikizlerle yapılmış medikal çalışmalar, yayınlar vardır. Bunlar yaşam seçimlerinin nasıl yaşlanacağınız üstünde önemli bir etkisi olduğunun en iyi kanıtıdır. Yaşlanma sürecini yavaşlatmak anti-aging stratejinin en önemli unsurlarından biridir. Sigara içmek, çevre kirliliği gibi faktörler yaşlanma sürecini hızlandırır. Unutmayın sigara içmek sadece kolajen ve elastin kaybına, dudak çevresinde ince çizgilere, gözaltı morluklarına neden olmakla kalmaz, gerçek yaşınızın üstüne 10-15 yıl daha ekleyebilir. Cildin gençliğini korumak için etkili bir güneş koruma rutini geliştirmek de çok önemli. UV ışınları sadece plajda değil, bulutlu havalarda bile kolajen yıkımına neden olur. Cildin gençliğini korumak için yapabileceğiniz en önemli şey, var olan kolajen ve elastin liflerini korumak, yenilerinin üretimini tetiklemektir. Aksi halde çizgiler, kırışıklıklar oluşur, esnekliğini kaybeden cilt alttaki kemik ve kas yapısını sıkıca saramaz yüz ovali bozulur.

Peki bu değerli maddeleri optimum seviyede tutmak için neler yapılabilir?

Yüzde yaşla beraber oluşan hacim kaybını yerine koymak, derin kin sıklıkların içini doldurmak, çizgilerin görünümünü hafifletmek konusunda son derece başarılı olan hyaluronik asit dolgu maddelerinin anti-aging etkisi de olduğuna dair yeni bulgular var Klinik tecrübelerime dayanarak senelerdir hyaluronik asit dolgusu yaptığım hastaların yıllar içinde giderek daha az dolgu maddesine ihtiyaç duyduklarını söyleyebilirim. Üstelik tedavi aralıkları da zaman içinde giderek açılıyor Yapılan araştı hyaluronik asit bazlı dolgu maddelerinin cilde sadece hacim vermekle kalmayıp aynı zamanda kolajen üretimini de tetiklediğini gösteriyor.

Medikal Estetik Hekimi

Dr. Mustafa Karataş

Ayşe Özgün

Moda ve alışveriş kategorilerinde trend stiller ve markalardaki indirimler, kampanyalar hakkında bilgiler sunar. Sağlık uzmanı olan editörümüz uzmanlaştığı alanlarda farkındalık yaratmayı hedefliyor. İletişim: ayse.ozgun@aysha.com.tr

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın