Kiliseden Cami ve Müzeye Dönüşen Tarih: Kariye Müzesi

Zamanında manastır olarak inşa edilmiş olup birkaç kez tadilat gördükten sonra bu günkü halini almıştır. Bizans tarihinde resim tarzından etkilenerek içinde pek çok örneklere sahip olan kilise Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesinden sonra bir müddet daha kilise olarak kalmaya devam etmiştir. Daha sonraları Atik Paşa tarafından kilise camiye dönüştürülerek hizmet vermeye başlamıştır. Bu eserin en önemli özelliklerinden biri camiye dönüştürülme çalışmaları esnasında yapının mevcut fresklerinin aynı şekilde kalması ve bu özelliği korumasından kaynaklanmaktadır. Caminin yanı sıra müze hizmetleri de veren Kariye tadilat çalışmalarını bitirdikten sonra 1954 yılında ziyarete açılan turistik yerlerden biri olmuştur. Müzede Meryem ve İsa’nın hikâyelerinin anlatıldığı pek çok fresk, Arapça yazılar ve çok eski devirlerden kalma bir fosil kalıntısı bulunmaktadır.
 

kariye müzesi

İstanbul’un Edirnekapı semtinde bulunan Kariye Müzesi’ne her semtten ulaşım imkânı mevcuttur. Çarşamba günü haricinde haftanın her gününde ziyarete açıktır. Buraya Kariye adı verilmesinin anlamı Osmanlıca’da ‘şehir dışı, köy’ anlamına gelen ‘Karye’ kelimesinden geldiği söylenen rivayetler arasındadır. Zamanında inşa edilirken müze kısmı yapılırken bu alanda birkaç ayrı bina bulunmakta olup gelişen süreçte müze ayrı bir ünite olarak kalmıştır. Müzedeki mermer süslemeler gelen yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeker. Müzedeki mermerlerin çoğu Marmara Adası’ndan getirilmiş gri ve beyaz renkli olanları süslemelerde kullanılmıştır. Bu mermerlerin yanı sıra Afyon, Kuzey Afrika’dan getirilen kırmızı, oniks, porfir, pembe renkli ve damarlı mermerlerle zengin bir mozaik oluşturulmuştur. Kariye Müzesi’ndeki eşsiz mermer ustalığı gelen ziyaretçilerin ilgisini çekmiş olsa bile büyüleyici fresk ve duvar resimlerinin yanında sönük kalmaktadır.  Müze duvarları mermer taklidi freskolarla süslü bulunmaktadır. Bunun sebebi ise Bizans resim sanatındaki mozaik ve fresko süsleme tekniklerinin yaygın olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Bizans resim sanatında yapılan mozaik işçiliğinin çok maliyetli ve uygulanması zor olmasından ötürü bu teknik yerini suda ezilerek eritilen boyanın yaş sıva zemin üzerine uzun kıl fırça ile uygulanması tekniği olan fresko süsleme sanatına bırakmıştır. Kariye Kilisesi Camiye dönüştürüldükten sonra tüm Hıristiyan ikon ve resimleri, mozaik süslemeler ve freskolar tahribata sebebiyet verilmeksizin örtülerek günümüze dek bu orijinalliği korumaktadır.
 

kariye müzesi

Müzenin girişinde gelenleri “Pantokrator İsa” mozayik’i karşılar. Bu sahnede İsa sol eliyle kutsal kitabı tutmaktadır. Sağ elinde de takdis (temizleme, arındırma, mukaddes kılma) işareti yapmaktadır. İsa’nın sağ ve sol yanı başında “Hazreti İsa’nın yaşamın mekânı” ve “Khora” yazıları bulunur. İlgi çeken diğer mozaiklerden biri de başınızı kaldırdığınızda ana girişin üst kemerlerinde yer alan “Dua Eden Meryem Ana ve Melekleri” bulunmaktadır. Bu çalışmadaki espri Meryem Ana’nın kollarını iki yana açarak dua eder şekilde anlatılmasıdır. Mozaikte Meryem Ana’nın göğsünde bulunan madalyonda çocuk tasvir edilmektedir. Mozaik resminin sağ ve sol yanlarında iki melek resmi yerleştirilmiştir. Müzedeki ana mekan dış kapısının üst kısmındaki tahta oturmuş vaziyetteki mozaik ikon olan “Kurucunun İthaf Mozaiği” insanı adeta büyülüyor. Bu ikonda kurucu Theodoros Metokhites’in ifadede bulunduğu kilise maketini gösteren sahne ilk planda yer almaktadır. Kariye Müzesi’nde konumlanan başka freskolardan biri de günümüze kadar hiç hasar görmeden gelmiş olan “Diriliş/Anastasia” sahnesi en çok ilgi çeken çalışmalardan biri olmuştur. 

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın

site açmak