Moda hayatımızın tam ortasında artık. Kıyafetin, gezilecek mekânların, görülecek yerlerin, yenilecek yemeklerin hatta içeceklerin bile dönem dönem bir modası oluyor. Giderek büyüyen modanın bu denli yükselişi, moda algısını da modayı takip eden çevreleri de değiştirdi şüphesiz.
Değişen, gelişen ve sürekli ilerleme kaydeden dünya, teknoloji ve yaşam şartları artık muhafazakâr toplumu da çemberine aldı. Muhafazakâr moda denilen bir algı ortaya çıktı. Önceden sabit modaya ayak uydurmaya çalışılırken şimdi moda tesettürlü kadınlara yönelik çalışıyor.
Müslümanlar başta olmak üzere bu çizgide ve daha birçok kitleyi de içine alan muhafazakâr moda, dünyaca ünlü birçok marka ve tasarımcı ile moda dünyası için oldukça kârlı bir pazar haline geldi. Bugüne kadar ultra lüks marka algısı olmayan veya olsa da bunu evinde kullanan kadınlar artık modayı daha yakından takip ediyor ve muhafazakar modayı sokağa taşıyor.
Thomson Reuters’ın yaptığı son Global Islamic Economic Review’a göre, Müslüman tüketicilerin küresel harcamalarının 2020 yılına kadar 2,6 trilyon dolara çıkması bekleniyor. Bu da muhafazakar modanın giderek daha da kuvvetleneceğini gösteriyor. Yine Thomson Reuters’in raporuna göre 2015 yılında Müslüman kadınların muhafazakar moda ve tesetür modası çizgisinde yalnızca 44 milyar dolar harcadıkları belirtiliyor.
DKNY, Burberry, Oscar de la Renta, Tommy Hilfiger, Mango ve Monique Lhuillier Ramazan ayına özel muhafazakar modaya uyumlu koleksiyonlar çıkarıp tesettürlü kadınlara da hitap ettiler. Muhafazakâr moda dünyasındaki öncü tasarımcılardan biri olan Rabia Zargarpur, 2009’da uzun kollu gömlekler ve kalçaları örten üstler de dahil olmak üzere kendi tasarımlarını satan bir online site kurdu. Ve şimdi bahsedeceğimiz birçok marka ve tasarımcı da muhafazakar modaya yönelip tesettür modasına katkıda bulundular.
Nike’tan Tesettürlü Atletlere Özel
Muhafazakar modanın içerisinde tesettürlü kadına verilen değerin, ilginin dünyadaki yükselişine kayıtsız kalamayan Nike, tesettürlü kadın atletler için “Nike Pro Hijab” adlı türbanı tasarladı. Hatta bu türban patenci Zahra Lari’nin de aralarında bulunduğu atletler tarafından denenip test edildi. Muhafazakar moda için oldukça önemli bir adım olan bu türbanın önümüzdeki yıl satışa çıkması bekleniyor.
Unıqlo’dan Muhafazakar İş Birliği
Japonya’nın termal ve basic ürünleriyle bilinen hazır giyim markası Uniqlo, ülkemizde satışı olmasada muhafazakar modaya kayıtsız kalamayan markalardan. Yaptığı iş birlikleriyle adını duyuran marka, geçtiğimiz dönemde İngiliz tasarımcı Hana Tajima ile çalıştı. Hijabstyle kombinleriyle tanınmış tesettürlü ve muhafazakar moda takipçilerinden bir blogger ve tasarımcı olan Hana Tajima, Uniqlo koleksiyonu için hem muhafazakar hem de konforlu parçalar tasarladı. Başörtüleri, uzun elbiseler, bol kesim rahat pantolonlardan oluşan bu koleksiyon muhafazakar moda için atılan adımların yapılan çalışmaların önemli bir ayağını oluşturdu.
Dolce & Gabbana ile Devam Eden Yükseliş
Muhafazakar modanın altın çağını başlatan marka ise şüphesiz Dolce&Gabbana oldu. İlk kez dünyaca ünlü lüks giyim markası, tesettür modasına el atarak ürünler tasarlayıp satışa sundu. Üstelik bunu yaparken kalitesinden de ödün vermedi. Kendi çizgisinin de hissedildiği abaya tasarımlarında, hem sade hem de dantel ve desen detaylı ürünler kullanıldı. Dolce&Gabbana’nın imzası haline gelen çiçek ve nakış desenleri de yine muhafazakar moda için hazırlanmış koleksiyonda bulundu. İlk abaya koleksiyonu ile tüm dikkatleri üzerine çeken ve birçok Arap ülkesinde büyük ilgi gören marka, devamında bu koleksiyonunun ikincisini de çıkardı. Önceki abaya koleksiyonunda siyah, beyaz ve bej rengine ağırlık veren Dolce&Gabbana, bu sefer karşımıza tam aksine rengarenk bir koleksiyon ile çıktı. Siyah parçaların yanında çoğunlukla Dolce&Gabbana ile bütünleşmiş irili ufaklı pembe çiçekler ve işlemelerin hakim olduğu koleksiyon leopar parçaları ile de Arap ülkelerinde yine çok büyük ilgi görecek gibi görünüyor.
Halime Aden Rüzgarı
Muhafazakâr moda dünyasında birbirinden ünlü ve lüks markalar yerini almaya başlamışken çok daha önemli bir gelişme yaşandı geçtiğimiz ay. Aslen Somalili olan ama Amerika’da yaşayan Halima, Kenya’da bir göçmen kampında dünyaya gelmiş ve çıkan karışıklıklardan sonra ailesiyle ABD’ye göç etmiş. Şimdi ise son zamanlarda yüksek modanın bile karşı koyamadığı demokratikleşme çağrıları, Halime Aden ile tekrar yükseldi.
Tesettürlü ilk manken olmasa da Halima Aden, muhafazakar moda dünyasından biri olarak ilk kez yüksek moda dünyasında adından söz ettiren markaların defilelerinde, hem de New York ve Milano moda haftalarında yer aldı. Dünyaca ünlü markaların podyumunda muhafazakar dünyadan üstelik tesettürlü bir modelin yer alması epey dikkat çekti.
Muhafazakar Moda Haftası ve Festivaller
Bu kadar yükselişte olan muhafazakar modanın elbette festivali ya da moda haftası da olmalıydı değil mi? Tesettür giyime yön veren birçok marka ve tasarımcının dahil olduğu festivaller özellikle İstanbul’da muhafazakar moda için büyük önem taşıyor. Böylelikle sektör canlanıyor, ulaşılmak istenen noktaya ilerleme sağlanıyor. Bu festivaller tesettürlü kadınlara da daha fazla alışveriş imkanı sağlıyor. Bunun yanı sıra Muhazafakar Moda Haftası adı altında sürekliliği de sağlanılmak istenen çalışmalar yapılıyor.
Muhafazakar Moda Dünyasında Blogger’lık
Muhafazakar moda dünyası geliştikçe tesettür giyime sahip kadınların alım gücü ve alışveriş tutkusu, tesettür modasına yönelimleri de arttı. Bu durum da beraberinde muhafazakar moda dünyasının kendi tesettürlü blogger’larını ortaya çıkardı. Takipçi sayılarının artması ile modaya olan ilgileri birleşince Instagram muhafazakar moda ve tesettür giyim için aranılan bir odak oldu. Bu blogger’lar kendi sayfalarından reklam yapıyor, markalarla çalışmalar yürütüp onların ürünlerini kombinliyor, bunları da yine kendi profillerinde çoğunluğu tesettürlü takipçileri ile paylaşıyorlar. Muhafazakar moda dünyasında yerli ve yabancı tesettürlü blogger’ların varlığı şüphesiz sektöre büyük katkı sağladı. Kuaybe Gider kendi adını taşıyan markası ile muhafazakar giyime farklı bir soluk getirirken, Sevde Akhan (@birsevde) muhafazakar camiada eksikliği hissedilen kombinlere yorum getirme geleneğini başlattı. @bbtlb olarak bildiğimiz Betül Gedik ise muhafazakar moda dünyasında tesettürlü ve nasıl elagan, şık aynı zamanda cool olunabileceğini gösterdi. Merve Hifa ise bambaşka zekâsıyla muhafazakar camiada tesettürü sanat kokan stylingler ve tasarımlarla birleştirdi.
Yabancı muhafazakar blogger’larda ise ilk olarak Dina Tokio’dan bahsedebiliriz. Mısırlı bir anne ve İngiliz bir babaya sahip Dina Tokio’yu ilk olarak 2011 yılında, türban bağlama videolarıyla tanımıştık. Şimdi yüzbinlerce takipçisine stilini ve tasarımlarını sunuyor. Bir diğer yabancı muhafazakar blogger ise ascia_akf kullanıcı adı ile bilinen Ascia AKF. Instagram’da 2 milyon takipçisi olan Ascia 2 çocuk annesi olmasına rağmen moda tutkusu ve stilinden vazgeçmemiş bu konudaki örnek insanlardan. @dalalid olarak bilinen Dalal AlDoub da Instagram’da bilinen en yüksek takipçili tesettürlü moda blogger’larından birisi.
Muhafazakar Modaya Yön Veren İkonlar
Sesi, yorumu, yaptığı müzik ile Instagram’da beş yüz bine ulaşmış bir isim Yuna; şarkıcı ve söz yazarı. Asıl adı Yunalis Zarai ve Malezya’lı. Küçük yaşlarda müziğe başlayan Yuna, daha 19 yaşındayken şarkılarıyla ülkesinde tanınmaya başlamış. Kısa sürede uluslararası alanda üne kavuşunca da müzik hayatına New York’ta devam etmeye karar vermiş. Yuna popüler kültürün gerekliliklerini tamamen reddedemese de, yine de başörtüsünden, farklı giyiminden ve geleneksel duruşundan da asla taviz vermiyor.
@yunamusic
Sheikha Mozah ise Arap dünyasındaki en önemli moda ikonlarından biri. Her gittiği yere kendi tarzını taşıyan ve her stilde şıklığını koruyan Sheikha Mozah, muhafazakar moda dünyasının örnek alınası ikonlarından sadece biri.