Uykunuzu Test Edin

Ama bir de böyle hissedemeyenler var; tam anlamıyla uykuya dalamayan, kaliteli uyku uyuyamadığı için ertesi gün mutsuz kalkanlar… Ve daha önemlisi de bunun bir hastalık belirtisi olabileceğini bilmeyenler…
 
Prof. Dr. Hakan Kaynak, 1985 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde nöroloji uzmanı olarak doktorluğa başlamış. Uzmanlık eğitimi sırasında Fransa, Montpellier Üniversitesi’nde Uluslararası Uyku Hastalıkları diploması almış, 1997 yılında da Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde nöroloji profesörü olmuş. Hakan Kaynak, 2005 yılında kurduğu Uyku Bozuklukları Merkezi ile her türlü uyku hastalığını tedavi ediyor. Bizler de belki de çağın en büyük sorunlarından biri olan uykusuzluğu anlatması için kapısını çaldık. 
 
Bize uykuyu tarif eder misiniz?
 
Hayatımızın yaklaşık üçte birini geçirdiğimiz, bir varoluş biçimi olarak uyku, sanıldığının aksine pasif bir süreç olmayıp oldukça aktif bir dönem. Kendi içinde farklı beyin merkezlerince kontrol edilen değişik ve farklı fonksiyonlara sahip dönemlerden oluşur. Uykuyu REM dışı ve REM diye iki döneme ayırmak mümkündür. REM dönemi sabaha karşı yoğunlaşan ve rüyaları gördüğümüz, hafızanın yenilenmesi için gerekli olduğu düşünülen bir dönemdir. Gecenin yaklaşık %20-25’ini bu dönemde geçiririz. REM dışı dönemler de yüzeysel ve derin REM dışı dönemler olarak ayrılabilirler. Derin REM dışı dönem de REM ile aynı oranda ve yaklaşık gecenin %20-25’ini oluşturacak şekilde organize olmuştur. REM’den farkı derin uykunun gecenin ilk yarısında yoğun olmasıdır. Bu uyku dönemi fiziksel yenilenme ve çocuklarda büyüme için gerekli bir uyku dönemidir. Eksikliğinde büyümede aksama ve erişkinlerde yaşlanma ve yağlanma ortaya çıkar.
 
Uykusuzluk çektiğimizi nasıl anlarız? Kaliteli uyku nasıl tanımlanabilir?
 
Uykusuzluk; uykuya dalamama, gece içinde sık sık uyanma ve sabah erken uyanma olarak tanımlanabilir. Uyumak üzere yatağa gittiğinizde, 10-30 dakika arasında uykuya dalamıyorsanız veya gece içinde sık sık uyanıp, tekrar uykuya dalamıyorsanız veya sabah erken bir saatte uyanıp, yataktan çıkmak zorunda kalıyorsanız uykusuzluktan bahsedilebilir. İnsanların büyük çoğunluğu bu belirtileri hayatlarının bir döneminde mutlaka yaşarlar. Hekime başvuracak boyutta bir uykusuzluktan bahsedebilmek için bu belirtilerin haftada birkaç gün ve 1-2 ay süreyle tekrarlıyor olması gereklidir. Yukarıdaki belirtileri yaşamadığınız halde, sabahları yorgun kalkıyorsanız, günü aktif olarak geçiremiyorsanız veya gün içinde yorgun ve uykulu oluyorsanız, uykunuzun kalitesinde bir sorundan bahsedilebilir. Gece boyunca hiç uyanmadığınız halde sabah yorgun ve uykunuzu alamamış olarak kalkmanıza sebep olabilecek birçok uyku hastalığı vardır ki, bunların teşhisi uyku hastalıkları uzmanlarınca kolaylıkla yapılabilmektedir. Örneğin uyku süresince hastanın farkında olmadan bacaklarını periyodik olarak hareket ettirdiği, uykuda periyodik hareket bozukluğu hastalığında hastalar sabah yorgun kalkarlar ve bu yorgunluk ve uykuya eğilim hali gün boyunca devam eder.
 
Uykusuzluk bir çağ rahatsızlığı mıdır? En çok hangi yaş grubu ya da mesleklerde görülüyor?
 
Çağımızın bazı yaşam şekli değişiklikleri uykumuzu negatif yönde etkilese de uykusuzluk bir çağ hastalığı olmayıp, genetik bir yatkınlıktır. Bazılarımız daha eğilimli olduğumuz halde, sıklıkla çevresel faktörlerin etkisiyle uykusuzluk yaşasak da bazılarımız bu şartlardan hiç etkilenmemekte ve uykularında herhangi bir değişiklik olmamaktadır. Örneğin stres, bazılarımızda uykusuzluğa sebep olsa da bazılarımız stresli zamanlarda daha kolay uykuya dalabilmektedir. Uyku süresinin azaltılmasının yaşamımıza en net katkısı şişmanlıktır. Toplumda uyku süresindeki kısıtlama ile paralel olarak şişmanlık oranlarında artma, birçok çalışma ile ortaya konmuştur. Son yıllarda elektronik cihazların kullanımın yaygınlaşması, bu cihazların göze direkt parlak ışık yansıtması nedeniyle uykumuzun kaçmasına sebep olması birçok araştırma ile gösterilmiştir. Uykusuzluk her yaş grubunda ve meslekte görülmekle birlikte, yaşın ilerlemesi ile sıklığı artan bir sorundur.
 
İdeal uyku saati kaçtır?
 
İdeal uyku süresi yaşla ve kişiden kişiye değişkenlik gösteren genetik olarak belirlenmiştir. Dolayısı ile uyku süremizi değiştirmek pek de elimizde değildir.
Uyku süresi bazılarımız için 5 saat, bazılarımız için ise 11-12 saattir. Çoğunluğun uyku sürelerinin 7-8 saat arasında olması, ideal uyku süresinin 7-8 saat olduğu anlamına gelmez. Her insan kendi uyku ihtiyacını, geçmişte ve bugünü göz önüne alarak tahmin etmeli ve bu sürede bir değişiklik olduğunda, uykusunda bir sorun olabileceğini düşünerek uyku hastalıkları uzmanlarına başvurmalıdır. Örneğin geçmişte 7 saaat uyku ile yetinen bir insan, şartların uygun olması ile 10 saat uyumak isterse, bu kendisine uykusuzluk olarak geri dönecektir. Aynı şekilde geçmişte 7 saat uyku ile yetinen bir insan, bu süre ile uyuduğunda yorgun ve uykusunu alamamış uyanıyorsa, uykusunda bir sorun daha doğru bir deyimle uyku hastalığı olabilir.
 
Uyku apnesi nedir ve tedavi yöntemleri nelerdir?
 
Uyku apnesi uykuda solunum durmaları veya azalmalarıdır. Uykuda olduğu için hastalar tarafından fark edilmemesi, hastalığın en önemli sorununu oluşturmaktadır. Uyku apnesinin saatte 5’ten daha fazla tekrarlaması ki bu dışardan izlemem ile farkedilebilen bir durum değildir, uyku apne sendromunun ortaya çıkması demektir. Uyku apne sendromu isminden de anlaşılacağı üzere, bir sendromdur dolayısı ile birçok nedenle orta çıkabildiği gibi, seyri ve tedavisi de farklılıklar gösterebilir. Sonuçları itibarı ile ölümcül de olabilen bu sendromun en önemli özelliği, sebep olduğu trafik ve iş kazaları nedeniyle, hepimiz için tehlike oluşturmasıdır. Sendrom; horlama, gece vücüdun üst yarısında terleme, gece idrar yapma ihtiyacı ile uyanma ve gündüz uyku hali gibi tipik belirtiler varolduğunda kolaylıkla teşhis edilir. Ancak belirtiler tüm hastalarda aynı şiddette görülmeyebilir. Bu durumda uyku testleri ile durumun şiddetini ortaya koymak gerekir. Uyku apne sendromunun tedavisi, sebebe yönelik düzenlenmektedir. Örneğin çocuklarda burun ve boğaz operasyonları sorunun çözümünde daha sık kullanılmakta, erişkinlerde ise daha sıklıkla bazı solunum cihazlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Hastalığın şiddetine bağlı olarak bazen kilo verme sorunun çözülmesine yardım etmekte, bazen de hastalık kiloyu artırmaya eğilimli olduğundan, kilo verme çabaları hastalığın ilerlemesine ve dolayısı ile zaman kaybına sebep olmaktadır.
 
Merkezinizde ne tür tedavi/yollar uygulanıyor. Kişiler hangi aşamada size müracaat ediyorlar?
 
Uyku merkezinde her türlü uyku hastalığının teşhis ve tedavi ediliyor olması gereklidir. Tabii ki bazen diğer branşlardan tedavi konusunda yardım alınmaktadır. Örneğin bazen bir kardiyologdan, uykusuzluğa sebep olan kalp sorunlarının çözümü için yardım isteriz, bazen de bir KBB uzmanından burun – boğaz yollarının tedavisinde yardım almak gerekir. Uyku hastalıklarının tedavisinde en önemli sorun, hastaların uzmanlara geç müracaat etmesidir. Uyku hastalıklarının gece ortaya çıkıyor olması, tıp eğitiminde yeteri kadar yer almıyor olması, göz ardı edilmelerine sebep olmakta ve özel durumlar istisna tutulursa hastalar bizlere ortalama 5 yıl gecikerek gelmekte ve hatta hiç gelmemektedirler. 
 
Hipertansiyon veya diyabet nedeniyle tedavi görmekte olan bir hastanın sorunlarının altında uyku hastalıkları olabilir veya uyku hastalıkları örneğin diyabet ve hipertansiyonunun artışına sebep olabilir. Ancak bu durum hasta ve tedavi eden hekimlerince maalesef göz ardı ediliyor.
 
Son olarak da iyi uykunun sırlarını nelerdir?
 
Sonuç olarak iyi uyku; kolaylıkla uyuduğunuz, gece uyanmadığınız ve sabah dinlenmiş ve günü uyumadan geçireceğiniz uyku demektir. Eğer uyuyamıyor, gece sık sık uyanıyor ve sabah erken veya yorgun uyanıyorsanız, gün içinde enerjiniz yetmiyor, yorgun ve hatta uykulu oluyorsanız, bir uyku hastalığınız olabilir. Bu durumda uykunuzu, sıklıkla bir uyku testine de gerek kalmadan bir uyku hastalıkları uzmanı ile tartışın, fikirlerini alın. Uyku hastalıkları tedavi edilebilir. Yeter ki hastalar en erken dönemde uzman bir hekime ulaşsın.

Prof. Dr. Hakan Kaynak

 
 

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın