Birkaç Damla Kanda, 6400 Maddenin İzi var

Hastalıkların tespiti ve tedavisine biofiziksel açıdan yaklaşan biorezonans isimli tamamlayıcı tıp metodu, bize birkaç damla kanda 6400 patojeni tespit edebilme imkânı sunuyor.

Her maddenin bir frekansı var. Her dokunun, her hücrenin de. Dünyadaki canlı ve cansız tüm nesnelerin kendine özgü frekansları var ve birer elektromanyetik alan oluşturuyorlar. 21. yüzyılın başlarında bilimsel olarak ortaya konan bu bilgi, sağlık sektörümüze MR, Pet/CT, sintigrafi gibi görüntüleme cihazları ve biorezonans yöntemini kazandıran temeli oluşturuyor.

Gelelim biorezonans metodu ile yapılan kan testine… Tespit edilmekte güçlük çekilen alerjileri düşünün. Hastanın alerjisi olabileceği düşünülen maddelerin kendisine yüklenerek yapılan testleri. Her bir madde için ayrı ayrı uğraş verilmesini. Aslında alerjiler, biorezonansa özel kan testinin hayatımızı ne derece kolaylaştırdığını göstermek için çok etkileyici bir örnek. Hastanın parmağından alınan yalnızca birkaç damla kanda besin alerjilerinden aşı alerjilerine ya da hatta özel olarak alerji duyulduğu düşünülen bir ilaç ya da maddeye kadar her türlü alerjiyi, herhangi bir kimyasal uygulama ya da madde yüklemesi yapmaksızın, risksiz bir şekilde tarayabiliyoruz.

Öte yandan kullandığımız parfümlerin vücudumuza yüklediği alüminyumdan aşırı elektronik eşya kullanımının bıraktığı elektromanyetik kirliliğe kadar pek çok izi aynı damla kanda sürmek mümkün oluyor. Toplamda 6400 farklı patojenin izini frekans verileri aracılığıyla sürebiliyoruz. Bu maddeleri başlıklar halinde belirtmek gerekirse şöyle toplayabiliriz: Alerjenler, besin alerjileri (gıda intoleransları), virüsler, bakteriler, parazitler, mantarlar, kanser hücreleri, kimyasal maddeler, ağır metaller, çevre toksinleri, gıda katkıları.

Bu yöntemle kanserden şüphelendiğimiz pek çok hastamız erken teşhis ile tedavisine çok daha erken başlayarak sağlığına kavuşma imkanı buldu. Özellikle dikkat eksikliği, hiperaktivite şikayeti bulunan hastalara uygulanan bu testte çok kereler ağır metal birikmesi olduğu ortaya çıktı ve bu yönde uygulanan tedavilerle önemli destek sağlandı. Yine bağışıklık sistemini yoran candida albicans mantarı, bunun yanında kiloya yol açan adenovirüs 36 gibi oluşumlar da bu testle taranabiliyor.

Sağlıkta aslolan hastalığa yakalanmadan önlem almaktır. Bu bakış açısı, biorezonansa özel kan testinin önemini ortaya koyuyor. Siz de bu testten yararlanmak isterseniz, tıp doktorları tarafından hizmet verilen bir merkez seçmeli ve biorezonans metodunu modern tıbba rakip ya da alternatif olarak değil, onu tamamlayan bir metot olarak benimsemelisiniz.
 
facebook.com/DrSinanAkkurt
 
 

Dr. Sinan Akkurt

Yazarımız Dr. Sinan Akkurt, biorezonans tedavisini Türkiye’ye tanıtan isimdir. Dergimiz'de uzmanlık alanı yanında, sağlıklı yaşam konusunda farkındalık yaratan makaleler ele alır.

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın