Tesettürün Psikolojisi

Bütün köklü değişimler, içten dışa gerçekleşir. İç dünyamız, tüm karanlık ve aydınlık yanları ile, bizi biz yapar. Ayetlerin, hadislerin ışığında; kadın olmanın bu dünya için ne ifade ettiğini idrak ettiğimizde, giyimimizin de dünyaya güzellik katmaktan ibaret olduğunu göreceğiz.

Psikoloji dünyasında iz bırakan pek çok isim vardır ama bunlardan bazıları dev isimlerdir. Carl Gustav Jung da bunlardan biridir.
Nefs Psikolojisine temel hazırlayan kuramlardan olan kişilik kuramında ilginç kavramlardan bahseder Jung. Ağırdır, kavranması zordur.
Geçtiğimiz aylarda düzenlenen ve Aysha Dergi’nin de basın sponsoru olduğu Modest Fashion Week beni bu kuramı anlatmaya ve özellikle de muhafazakar kadınların giyimle ilişkisini irdelemeye sevk etti.

Persona kavramı, Latince’de maske demektir. Maske, hepimizin bildiği üzere insanların kendilerini saklamak için kullandıkları bir aksesuardır.
Jung, persona kavramı ile insanların topluma adapte olabilmek- kabul görmek için kullandıkları etiketleri, unvanları, özellikleri yani statüyü kast eder bir açıdan.
Bu bir hayli karmaşık olan durumun çoğumuz farkında değilizdir çünkü persona bilinçdışı bir  yapıdır. Bireysel ve grup terapiler yoluyla PERSONA’sı ile tanışan insanlar, kendilerini yeni keşfeden bebekler gibidirler.

tesettür

Peki giyimle bunun ilişkisi nedir derseniz, giyim-kuşam hele de  günümüz dünyasında herkesin içselleştirdiği bir persona haline  gelmiştir. Yani  hepimizin toplumda algılanma şeklimizi, kabul görmemizi doğrudan etkilemektedir.
Muhafazakar kadınların bu anlamda yaşadıkları  bazı  güçlükler  olduğuna hem terapilerimde hem de kendi hayatımda şahit oluyorum. Neden derseniz, tesettürün bir persona olması durumu, onun manevi boyutunun anlaşılmasını “zorlaştırıyor” derim.

Evet tesettür, hem içe, hem de dışa bakan bir penceredir. İçe bakan yönü, kişi ile Allah arasında kurulan bir bağdır ve  kişi bu bağa tutunarak, dışardan gelen etkilere direnir.
Dışa bakan yönü ise daha karmaşıktır zira toplumun ezberleri ve modern yaşamın dayatmaları devrededir. Burada tesettür, bir personaya dönüşebilir.
Kadınların, kendileri olmalarının; kendilerini giyimleri ile ifade etmelerinin fıtrî olduğunu düşünüyorum. Ama burada asıl olan “ölçü”nün korunmasının son derece zor olduğunu eklemem gerekiyor.

tesettür

Bu, ip üstünde yürümek gibi zor olan koşullar altında, kendi olarak var olmak isteyen kadınlar, ve özelde de muhafazakar kadınlar ne yapmalılar?

Bütün yazılarımın sonunda olduğu gibi, yine aynı yerde bitireceğim.
İçlerindeki sesi dinlemeliler… İçlerindeki ses, ama en derinden gelen ses, onlara rehberlik edecektir. Ölçüyü kaçırmadan da içlerindeki sesin duyulduğu bir giyim-kuşamın mümkün olduğunu göreceklerdir.
Görünümümüz, bizim kendimizi ifade etmemizin  bir  yoludur sadece. Hiçbirimiz görüntümüzden ibaret değiliz ama hiçbirimiz de görünmez olmak  zorunda değiliz.

Berin Tuncel

Uzman Psikolog, Psikoterapist ve Yetkili Rüya Analisti olan yazarımız Berin Remziye, Aysha’da uzmanlık alanıyla ilgili makaleler yazmaktadır. İletişim: berin@aysha.com.tr

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın