Yaza Merhaba

Berin Tuncel

Nazlana nazlana da olsa, geldi yaz. Tatil planlarını da beraberinde getirdi. Çoğumuz senenin yükünü geride bırakmayı hayal ediyoruz.

 

Yeni bir ülke veya şehir, belki de her yaz bizi kucaklayan yazlığımız. Çilekli dondurma, parmak arası terlik, çiçekli elbiseler, ılık akşam esintisi…

 

İçimizi saran bu hafifliği ne de çok özlüyoruz. Keşke şehrin karmaşasında da her an böyle hissedebilsek. Yetişmek zorunda olduğumuz bu kadar çok yer olmasa, günü güneşe göre yaşasak diyor musunuz siz de?

 

Sosyal medyanın hayatımızı kuşatmasıyla birlikte, kendimize ve isteklerimize duyarlığımız artmış olabilir mi? Bir toplantıdan diğerine koşarken, yemek yemeye bile zor fırsat bulurken ekranımıza düşen ananas fotoğrafı bize “haksızlığa uğramış” olduğumuzu hissettirebilir mi?

 

İnsanın içerisinde yaşadığı duygu iklimi, çevresinden etkilenmeye her an açıktır. Kalbin; bir şeyi bir yönden öteki yöne çevirmek anlamı taşıdığını düşünürsek, böyle duygudan duyguya halden hale dönüp durmamıza da şaşmamak gerek değil mi?

 

Yazı düşünmek bile bize keyif verirken, yaşamak elbette daha fazlası. Ama bu tatlı hali “sürekli” yaşamanın pek çok insan için mümkün olmadığını düşününce de daima tatil havasında olanlara içten içe bir öfke hissetmek de olası.

 

Biz her zaman yaza gidemiyorsak, yaz bize gelir mi dersiniz peki?

 

Kalp bizimse, ona nelerin girip nelerin giremeyeceğine karar verme yetkisi de bizim değil midir? Bizimdir elbet.

 

Dışarıdaki dünyanın mevsimini biz seçemiyoruz evet ama içerisi bize ait. Kalp iklimimizi kıskançlık, öfke, hırs, kin tufanında bırakırsak eğer gittiğimiz hiçbir tatil bizi ferahlatmaz.

 

Çevremiz her an kalbimizi daraltan, baş etmekte güçlük çekeceğimiz duyguları harekete geçiren uyaranlarla dolu. Sosyal medya baştan sona bir “hatırlatıcı” yuvası.

 

İnsanın isteklerinin, arzularının bir sonu olmadığını söylüyor manevi büyükler. Ama biz önümüzdeki en yakın hevese ulaşınca tamam olacağımıza inanmakta ısrarcıyız.

 

Öyleyse yaz meltemi kapımızı çalarken ona merhaba diyelim ve kalbimizi İlahî mesaja açalım. Nereye gidersek gidelim, daima “huzur”da kalalım.

 

“Biliniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur. (Rad Suresi, 28. Ayet)”

Berin Tuncel

Uzman Psikolog, Psikoterapist ve Yetkili Rüya Analisti olan yazarımız Berin Remziye, Aysha’da uzmanlık alanıyla ilgili makaleler yazmaktadır. İletişim: berin@aysha.com.tr

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın