‘’Gelecek, Ortak Eserimiz Olsun…’’

Türkiye Beyazay Derneği ne zaman ve nasıl kuruldu?
 
Beyazay 1988 yılında bir grup engelli üniversiteli gencin başlattığı çalışma, 1992 senesinde de dernek olmuştur. O yıllarda engellilere yönelik Türkiye’deki STK’larda bir tıkanmışlık söz konusuydu. Beyazay’ı kuran üniversiteliler farklı bakan, yabancı dil bilen gençlerdi ve yapılabilecek çok şey olduğunu görüyorlardı. Bir teşekkkür bile beklemeden sürekli yeni birşeyler yapma fikri gelişti. Sonra Beyazay’ı şöyle tarif ettiler: “Cehaletten, sıkıntılardan meydana gelmiş karanlıklara doğan bir hilaldir.” Ay denmesinin sebebi, iyilikseverlerden alınan bilgi, emek, para, malzeme, beceri, tecrübe, yöntem gibi imkânları; onlara ihtiyaç duyanlara aktarılmasına adeta bir ay gibi aracı olunması. Beyaz denmesinin sebebi de tüm renklerin birleşimi bir renk olduğu içindir. Beyazay’ın temizlik, aydınlık gibi algılanması da söz konusu. İmkânlarımız sınırlı olduğu için davetiyemizi o zaman pek de yaygın olmayan fakat bizim üniversite çevresinde olan macintosh bilgisayarda bir arkadaşa yazdırıp onu çoğaltıp dağıtıyorduk. Öğretmenliği, temizliği, evrak işlerini, çay işlerini hep kendimiz yapıyorduk. Bir keresinde kurslar başlamadan önce kimse yokken Beyazay’a gelip gömleği, pantalonu çıkardım, tuvaletleri falan yıkadım; arkasından da kıyafetleri giydim, kravatı taktım, kaymakamlıkta toplantıya gittim. Bu yüzden çok paraya da ihtiyacımız olmuyordu. İhtiyaç olan parayı da şöyle buluyorduk: Tüm üyeler bir toplantı yapacağımızda dönerciye “15 döneri bize kaç liraya verirsin?” diyorduk; o da bakıyor, 15 döner için bile pazarlık eden gençleri görünce %50’ye varan indirimler yapıyordu. İndirimleri, “Tek başımıza olsak bu kadar indirim alamazdık. Bu indirim Beyazay’ın hakkıdır.” deyip derneğe veriyorduk. Onu da fotokopi parası olarak kullanıyorduk mesela.
 

beyazay

 
Dernek kapsamında ne tür faaliyetler gösteriyorsunuz?
 
Şimdi büyük bir aileyiz. 72 yurt içinde, 8 yurt dışında şubesi olan 11 bölge başkanlığı ve 12 ülkede contact personları bulunan bir kuruluş durumundayız. Her şubemizin ayrı ayrı faaliyeti var. Temelde engellilerin bireysel gelişimleri, toplumsal bakış açısının gelişmesi ve sistemsel sorunlarının çözülmesi için uğraşıyoruz. Bireysel gelişimler için her türlü eğitim, mesleki kurslar, rehabilitasyon, kariyer planlama, istihdam, farkındalık faaliyetleri, teknik ve yöntem çalışmaları, teknoloji geliştirme çalışmaları gibi bir çok çalışma yapıyoruz. Halen engellilere karşı ön yargıların aşılması, engelli ve engelsizlerin aralarındaki uzak mesafenin aşılması için her kesimin de birlikte spor yaparak birbirlerini tanımaları, anlamaları için ulusal bir kampanyamız var. Bu kampanya 81 ilde sürüyor. Üniversiteler, belediyeler, valilikler ve bakanlıkların desteğiyle Cumhurbaşkanımız’ın himayelerinde. En son bu kampanya için “Marifet Ellerimizde Alış-veriş Günleri” düzenlenmişti. Ayrıca, başta engelli anneleri, engelli yakınlarının sahip olduğu fırsatları değerlendirmek üzere EYEP felsefesini geliştirdik ve buna uygun da bir proje yaptık. Bence öncelikli hanımlar bu felsefeyi öğrenip bu imkândan faydalanmalılar. Malum engellilerin önüne zaman zaman birçok fiziksel engel çıkmaktadır. Bu konuda standart getirdik Türkiye’ye. Buna göre kuruluşlar bizi davet ediyor. O kuruluşun engellilere uygun hale getirilmesi için ne yapmak gerekiyorsa her şeyi yapıyoruz. Hak ederse de sonunda bir belge veriyoruz. Bu belgeyi alan ceza almaktan kurtulabilmektedir. Okurlarınıza çağrıda bulunmak istiyorum: Gelin bunlar gibi birçok çalışmayı birlikte yapalım. Gelin birlikte geliştirelim. Gelin, gelecek ortak eserimiz olsun.
 

beyazay

 
Günümüzde Türkiye Beyazay Derneği toplamda kaç şube ile bizimle beraber? Nerelerde bulunuyor?
 
Sanıyorum okurlarınız nerede varsa Beyazay da orada var. İnşallah olmayan yerler de bu çalışmalardan mahrum kalmasın ve birlikte açalım. Yurt içinde 72 şubemiz var. Şu an itibarıyla sadece İstanbul’da 6 şubemiz var. Yurt dışında 8 ülkede şubelerimiz var. 12 ülkede de contact perosnlarımız var. Okurlarınızdan yurt dışında yaşayanlar olursa onlarla contact person ağımıza dâhil olmalarını konuşabiliriz. Birlikte Suriye’den ülkemize gelmiş engellilere destek olabiliriz. Nerede ihtiyaç varsa Beyazay orada olmak ister.
 
‘’Karanlıktan Aydınlığa Adım’’kaset dergi ve ‘’Beyazay Dergisi’’ ne zaman faaliyete geçti? Bunlarla beraber neler amaçlanıyor?
 
Kaset olarak yayınladığımız Karanlıktan Aydınlığa Adım dergisi teknolojinin bu kadar gelişmediği yıllarda görme engellilerin ihtiyacını karşılamak üzere yapılmıştı. Şuan itibarıyla gelişen teknoloji sayesinde Aysha Dergisi’ni körler okuyabilmektedir.
 
Beyazay Dergimiz ise engellilik alanında kültür ihtiyacına, fikir üretimi ve bir arada sunumu amacıyla yayınladığımız bir dergi idi. Şu anda bu dergilerin ötesinde bir dergiye ihtiyaç var. O da engellilerle ilgili bilimsel çalışmalar ve iyi uygulamaların yer alacağı hakemli bir dergi. Bu konuda da arkadaşlarımızın çeşitli fikirleri var. Bakalım gelecek bize ne getirecek bu konuda.
 

beyazay

 
Bugüne kadar ne tür faaliyetler, projeler yapıldı? Bundan sonra neler yapmayı planlıyorsunuz?
 
Birçok proje yaptık. Sadece isimlerini söyleyeyim:
 
“Sınır Tanımayan Engelliler Turkuvaz” projesi,
“Eylemay 2” AB projesi,
“Kırgızistan Eğitim Merkezi” projesi,
“Kosova engelliler Teknoloji ve Bağımsız Yaşam Eğitimleri” projesi,
“Tataristan Kabartma Kitap üretimi” projesi,
“Birlikte Okumamıza Engel Yok” projesi,
“Engellilere Yönelik Meslek Standartlarının Belirlenmesi” projesi,
“Engelliler Kariyer Merkezi” projesi,
İETT ile “Birlikte Başarıyoruz” projesi,
“Online Eğitimle Engellleri Aşıyrouz” projesi,
“EE-Ticaret” projesi,
“ICEVI Europe 2013” projesi. (Bu T.C. Cumhurbaşkanlığımızın himayelerinde gerçekleştirilmiştir.
“Eğitim Her Engeli Aşar” projesi. Bu da Cumhurbaşkanlığından himaye almış bir projedir. Avrupa Konseyi tarafından model proje olarak kabul edilmiştir. UNESCO ile birlikte genişletme prensip kararımız söz konusu.
 
Geçmişte yaptığımız engelliler üniversite hazırlık, dışarıdan okul tamamlama, yabancı dil eğitmlerimiz gibi birçok projemiz de özellikle ilk kurulduğumuz yıllarda ağırlıklı yapılmaktaydı. Bu arada körlere yönelik ilk bilgisayar laboratuvarı, Kabartma Kuran-ı Kerim kurslarını da Beyazay açmıştır.
 

beyazay

 
Ana çalışma alanınızı eğitim olarak belirtiyorsunuz. Türkiye’de engelli eğitimi ne durumda? Bu konuda siz neler düşünüyorsunuz?
 
Genel eğitim, içerik ve uygulama problemleri herkes için olduğu gibi engelliler için de var. Ama bunların dışında konuşursak engelli eğitimleri konusunda dünyanın en iyi ülkeleri arasındayız. “Eğitim Her Engeli Aşar” kampanyasının amacı eğitim sistemimizdeki engellilerin sayısını artırmaktı. Kampanya başında sayı 150 bin idi. Biz %50 artırmayı hedeflemiştik. Kampanya döneminde geliştirilen yöntemlerle bu sayı %144 artışla 370 bine ulaştı. Bunlar az buz başarı değildir. Şu anda acilen Adıyaman’da arsası tahsis edilmiş olan 3 dilde eğitim yapacak “International Collage for Students with Disabilities” okulumuzu hayata geçirmemiz gerekiyor. Bu konuda başta Ayça Okurları olmak üzere bütün insanlığın desteğine ihtiyacımız var. Burada Türk, Kürt, Arap öğrenciler ilk başta Türkçe, Arapça ve İngilizce eğitim görecekler. Öğrenci durumuna öre Kürtçe’yi de düşünüyoruz. Şu anda engelliler arasında üstün yetenekli çocuklarımız var. Onlar gözümün önünde eriyip gidiyor, dayanamıyorum. Absolute çocuklarımız var. Ülkemizde her şey sıradan insanlar için. Sıradan engelsiz ve sıradan engelliler rahatlar. Eğer sıradışı iseniz sorun oluyorsunuz, sorun yaşıyorsunuz. Siyasilerimiz bu konuya sıcak bakıyorlar. Yakında güzel haberler duyacağız.
 
Adıyaman’daki 3 dilli kolejde Ortadoğu’ya hizmet verecek dünyanın en iyi okulu da olacak. İddialıyım.
 
Engelli Kariyeri Projesi ile engelli vatandaşların gelişimi üzerine neler yapılıyor?
 
Bizim projelerimiz ezber bozan projeler. Engelli Kariyeri de öyle. “Engelliler ne işler yapabilir?” sorusunu kaldırdık. Bize saçma geldi. Anlatınca eminim size de saçma sapan gelecek. Düşünün, “Körler saz çalabilir mi?” Aşık Veysel başta olmak üzere birçok saz çalan kör vardır. Ama her körün saza yeteneği olabilir mi? Tabii ki olamaz. Nasıl her gözü gören saz çalamıyor, pilotluk yapamıyorsa körler de öyle. Kiminin birine, diğerinin başka bir şeye yeteneği olabilir mi? Ayrıca, bir şeyi engellilerin yapıp yapamayacağını nereden anlıyoruz? O güne kadar deneyen engelliler olmuş ise ve başarmışsa diyoruz ki “Engelliler şu şu mesleği yapabilir.” Bunun gibi şeyler… Yeni sorumuz şu: “Engellinin yeteneği ne, yeteneğine uygun birikimi var mı, bu yetenek ve birikimin üretime dönüşmesi için şartlar ne olmalı?”
 
Bu projemiz önemli bir proje. Bizim kadar kapsamlı yapan Avrupa’da bile olmamış. Şu anda 3000’den fazla engelli bireyin yetenek ve birikim ölçümlerini yaptık. Bu konuda ortağımız Bağcılar Belediyesi ve İŞKUR. Şimdi bunu daha da geliştirmek istiyoruz. Bu planlama yoluyla işe yerleştirdiğimiz kişilerin tamamına yakını iş değiştirmeye ihtiyaç duymadılar. Ayrıca, oryantasyon ve iş sonrası izlemeler de yapıyoruz. Problem olduğunda katkı yapmaya devam ediyoruz. Hükümetimize de ilettik: 14 yaşından büyük tüm engellilere “kariyer planlama” yapmamız lazım.
 
Suriye’den gelen engelli mülteciler için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
 
Biliyor musunuz, anlatmak istemezdim ama acı tecrübelerimiz var. Herkes bilsin. Bir Suriyeli çocuğu bir kuruluşa götürüyorlar. O kuruluş yetkilileri yetim çocuklara yardım ettiklerini söyleyerek çocuğu kabul etmedi. Arkadaşımız o çocuğun da yetim olduğunu söylüyor. Onlar da “engelsiz yetim” çocuklara yardım ettiklerini söylemişler. Engelliyseniz yardım kuruluşları bile sizi istemezler. İşte kimsenin istemedikleri bizim görev alanımıza giriyor. Böyle düşünen ve davrananları anlayabiliyorum ama asla hak vermiyorum. Büyük terazi konduğunda kim istenmeliydi, kim istenmemeliydi hep birlikte göreceğiz. Biz bu işin o kadar gecikmeden anlaşılacağına da ayrıca inanıyoruz. Arkadaşlarımızın potansiyelleri açığa çıktıkça eminim ki hatalarını anlayacaklar. Bizim temel yaklaşımımız burada da ezber bozucu. Beyazay der ki, “Biz öyle bir yardım edelim ki bir daha bizim yardımımıza ihtiyaç duymasın, hatta kendisi başkalarına yardım etsin.” Öncelikle temel sorunları aşmaya çalışıyoruz. Mevzuatından rapor meselesine, eğitimden istihdama kadar. Kaynaşma çalışmaları yapıyoruz. Eğitimlerine destek oluyoruz. Birçok kuruluşla da iş birliği yapıyoruz. Yakında bir sitemiz hizmete girecek ve Arapça – Türkçe rehberlik edecek bu site. Biz kardeşlerimizi kazanmak istiyoruz. İnsanlık da kazansın istiyoruz. “Suriyeli Engellilerin kazanması insanlığın kazanması demektir.”
 
Sizin bir de siyasetçi kimliğiniz var. Siyasilerin böyle sosyal sorumluluk projelerinde, toplumsal sorunlarda rol oynaması hakkında neler düşünüyorsunuz?
 
Bu sorunuz için de teşekkür ediyorum. Siyasette inanılmaz tecrübe kazanmışım. Olaylarla karşılaştıkça bunu daha iyi anlıyorum. Bu birikimi insanlarımız sayesinde kazandık. Yine insanımıza döndürmemiz gerekir. Böylelikle güzel bir istikbal inşâ edebilelim. Gelişmemizi ve ilerlememizi, ortak tecrübelerimizi ortak istikbalimizin harcı yapmamız en akıllıca yöntem. Sizin aracılığınızla tecrübeli siyaseetçilerimize şunu söylemek isterim: Siyasi arenaya alıştığınız için iyilik faaliyetleri fark edememiş olabilirsiniz. Ama emin olun iyilik faaliyetlerindeki tatmin, fırsatlar, mutluluk, heyecan, haz, siyaset dâhil hiçbir alanda yok. Dünyanın gidişi de bu istikamette. Mesela, Google da iyilik yöntemini kullanarak dünyada en başarılı arama motoru durumunda. Nasıl yapıyor? Onun hizmetlerinden bedava faydalanıyorsunuz. Google adeta iyilik ediyor. Fakat yaptığının kat kat karşılığını başka yerden alıyor. Reklam verenden, sponsorlardan alıyor. Sadece tecrübeli siyasetçilerimize değil, herkese iyilik çalışmalarına bir an evvel katılmalarını öneriyorum. İsmini bilmediğim değerli biri şöyle demiş: “Eğer Allah’ın seni sevip sevmediğini anlamak istersen, sana iyilik fırsatı verip vermemesine bak. Eğer iyilik yapma imkânı vermiş ise bil ki seni seviyor.”
 
Size ve okurlarınıza müteşekkirim. Her şey gönlünüzce olsun.
 

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın