Batı Karadeniz’in İncisi Kastamonu

Şehre girdiğinizde ilk olarak sizi 12. yüzyıl Bizanslardan kalma Kastamonu Kalesi karşılar. Kale, 2005 yılında restore edilmiş ve ziyaretçilere açılmıştır. Kaleden tüm şehri ayaklarınız altına alarak keyifle seyredebilirsiniz. 

Kastamonu doğal güzelliklerinin yanı sıra tarihi güzelliklere de sahip olan şehirlerden biri. Zımbıllı Tepe Höyüğü’nü (Pompeipolis) ziyaret edebilirsiniz. Taşköprü ilçe merkezi yakınlarında bulunan antik kent M.Ö. 64 yılında Romalılar tarafından Paphlagonia eyaletinin merkezi olarak kurulmuş. Arkeolojik kazılarda birçok eser ve mozaikler ortaya çıkarılmıştır. Selçuklulardan, beyliklerden ya da Osmanlı döneminden kalan pek çok camiyi görebilirsiniz. Atabey Camisi, Mahmut Bey Camisi, İbni Neccar Camisi, İsmail Bey Külliyesi bunlardan bazıları.

Şehrin içinde pek çok tarihi han bulunuyor. Bu hanlardan İsmail Bey, Deve, Urgan ve Gökçeağaç Hanı ziyarete açıktır. Ayrıca Kastamonu Arkeoloji ve Etnografya Müzeleri’ni gezebilirsiniz. Kastamonu’nun en tipik özelliklerinden biri olan Taşköprü, Abana, İnebolu tarihi evleri gelenlerin ilgisini çeken yerlerden.

Kastamonu’da Karadeniz’in yaylalarını ve Pınarbaşı, Küre ilçelerinde yer alan mağaralarını görebilme imkâna sahipsiniz. Gieros Koyu  uzun kıyı şeridi ve doğası, denizi ile adeta cennetten bir köşe olarak burada vakit geçirmek kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacaktır.  Ayrıca Horna Kanyonu’na mutlaka gitmeli derin göller ve şelalelerden oluşan kanyonun çıkışındaki gölü görmelisiniz. Bu güzel mekâna gelinip banduma, pastırmalı ekmek, tirit, çekme helvanın tadına bakmadan ayrılmamanız tavsiye olunur.
 

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın