Kirpik Dibi İltihaplanması Nedir: Kirpik Bakımı Nasıl Olmalı?

İnsan vücudunun en hassas bölgesi olan gözleri koruyan kirpik dipleri iltihaplanarak göz rahatsızlıklarına sebep oluyor. Peki çoğu zaman fark edilemeyen ve üzerinde pek durulmayan kirpik dibi iltihaplanması neden oluyor? Bu durumun kozmetik malzemeleriyle ilgisi var mı? Acıbadem Üniversitesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı, Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Banu Coşar anlattı.

Kirpik Dibi İltihaplanması Nedir?

Hepimizin kirpik diplerinde kimi bakteriler yaşar. Kirpik diplerimizde yaşayan bu bakterilerin sayısının artması, bakterilerin yarattığı “biyofilm” denen yapının da artmasına yol açar. Biyofilm tıpkı dişlerimizdeki plak gibi istenmeyen, toksik bir ortamdır. Bu ortam, Demodex gibi kirpik dibi parazitleri için uygun bir besi yeri sağlar. Demodex sayısının artması, kirpik dibinde tahriş ve iltihaplanmayı artırır. Kirpik diplerindeki bu iltihaplanmaya “blefarit” adını veriyoruz.

Biyofilmdeki bakterilerin salgıladığı maddeler, kirpik diplerindeki yağ bezlerinin salgıladığı yağın yapısını bozar, erime noktasını artırarak salınımını azaltır.

Blefarit aşağıda sıralanan şikayetlere yol açar:

  • Gözlerde yanma-batma
  • Kirpik diplerinde birikinti ve kepeklenme
  • Rahatsız, yaşaran gözler
  • Kirpik diplerinde kaşıntı
  • Kirpik diplerinde kızarma
  • Gözlerde yabancı cisim (kum) varmış hissi
  • Kirpik dökülmesi (madarozis)

Kirpik dibi iltihaplanması süreğen (kronik) bir durumdur. Kimi zaman alevlenerek, kimi zaman yatışarak devam eder. Blefarit; akne rozasea, seboreik dermatit ve sedef gibi kimi cilt hastalıkları olan kişilerde daha sık görülür.

Kirpik Dipleri Temiz Tutulmalı

Blefarit tedavisinde, en önemli bileşen kirpik dibi temizliğidir. Kirpik diplerinde biyofilm ve aşırı bakteri birikimini önlemek, blefarit tedavisinin başarısı için olmazsa olmazdır. Kirpik dibi temizliği için çeşitli yöntemler kullanılabilir. Bu yöntemler arasında (göz yakmayan) bebe şampuanı ve sıcak su ile her gün kirpik dibini yıkama en yaygın olanlardan birisidir. Tek kullanımlık göz temizleme mendilleri de günlük kullanılabilir. Hipokloröz asit (HClO) içeren solüsyonlar (Blefor) ise özellikle son yıllarda tercih edilmektedir. Çünkü HClO hem göz ve göz kapaklarındaki hücrelere toksik değildir, hem de diğer ürünlerden farklı olarak zararlı bakteri salgılarını etkisiz hale getirmektedir. Demodex paraziti için ise “çay ağacı yağı (“tea tree oil”) içeren temizleyiciler etkilidir.

Kirpik dibi iltihabı tedavisi için ayrıca antibiyotikli ve kortizonlu göz damlaları, merhemler ve haplar kullanılır. Son yıllarda antibiyotik ve kortizon dışında, takrolimus ve siklosporin gibi ilaçlar da kulanılmaya başlanmıştır.

Blefarit tedavi edilmediği takdirde  “kronik kuru göz” rahatsızlığına yol açar. Ayrıca “şalazyon” denen yağ kistlerine ve “arpacık”a da yol açabilir.

Blefarit Nasıl Tedavi Edilir?

Blefarit için, muayenehane ortamında uygulanan tedaviler de mevcuttur:

  1. Kirpik diplerinin debridmanı: Kirpik diplerini biyofilm, bakteriler ve Demodex’den arındırmak için, göz hekiminiz tarafından pens/pamuk çubuk veya BlepEx gibi bir cihaz yardımı ile derin temizlik yapılır. Tıkalı yağ bezi kanal ağızları açılır.
  2. Termal pulsasyon (Lipiflow) tedavisi: Isı ile yağlar yumuşatılarak tıkalı yağ kanal ağızlarının açılması sağlanır.
  3. IPL (“intense pulsed light”) tedavisi: Dermatoloji kliniklerinde akne rozasea hastalığının tedavisi veya cilt gençleştirme için IPL uygulatan hastaların blefarit sorununun da düzeldiğinin fark edilmesi üzerine, IPL tedavisi blefarit için kullanılmaya başlanmıştır. Benim de ofis prosedürü olarak hastalarım için tercih ettiğim yöntem budur. IPL ile tıkalı yağ kanal ağızları açılmakta ve normal yağ akışı sağlanmaktadır.

Yatmadan Önce Göz Makyajı Mutlaka Çıkarılmalı

Göz kaleminin veya eyelinerın göz içine uygulanması, yağ bezlerinin kanal ağzını tıkayarak, kirpik dibi iltihabını artırır. Rimel sürülürken rimelin kirpik köklerine fazla getirilmesi de, aynı olumsuz etkiyi yapar. Ayrıca makyajla uyunması kirpik dibi iltihabını artıran bir diğer faktördür.

Prof. Dr. Banu Coşar

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın