Çocuklar Ve Yetişkinler İçin Oda Oyunları

Covid -19 ile tanışıp bizde yarattığı etkileri fark etmeye başlayalı 45 günü aşkın bir süre oldu. İlk zamanlarda anlamaya çalıştığımız, kabullenmeden önce direndiğimiz ve henüz tam anlamıyla farkına varamadığımız süreci artık daha derinlerde “Belirsizlik” ve “Ne zamana kadar sürecek?” sorusunun ekseninde yaşar olduk.

Güner Özdoğru

Öğretmen/ Sosyolog

 Yaşam koşullarımızın değişmesi yeni temel becerilerimizi arttırıp güçlendirse de aile içindeki sorumluluk ve yük dengelerindeki sapma anne-baba- çocuk üçgenine de yansıdı. Üçgenin alt kısmında bulunup dengeyi sağlayan anne-babanın piramidin üstünde yer alan çocuklar ile yer değiştirmesi bazı sakıncalar doğurabilir. Peki biz kim için yapıyoruz bu etkinlikleri, kendimiz için mi yoksa çocuklar için mi?

Çocuklar ve aileler için oldukça fazla bilgi, oyun ve öneri paylaşıldı. Neler yapılmalı, neler yapılmamalı, ne zaman yapılmalı? Elbette ki birçoğu bizlerin bu süreci sağlıklı bir şekilde atlatabilmesi için yazılan paylaşımlar. Fakat tüm bu paylaşımların özünde dikkat çekmek istediğim bir nokta var ki bu sürece yakalanmadan önceki benzer reflekslerin (çocukların maruz kaldığı etkinlikten etkinliğe koşma hali, eksik kalmasın çabası ve etkinlik takibi) 4 duvar arasına sıkışması. Aileler evden işlerini yürütmeye çalışırken anne/baba olmanın dışında öğretmen, aşçı, spor eğitmeni, yazar, uzman, fotoğrafçı, doktor farz-ı misal bilir kişi; evin odaları ise tüm bu işlere ev sahipliği yapan koca bir ofis oldu.

 

Madem elimizde odalar var o zaman yapılandıracağımız oda etkinlikleri ile ilgili neler yapabiliriz bu yazımda sizlerle oda oyunları paylaşacağım. Her oda için bir etkinlik dizayn edip içerik ve uygulama konusunda esnekliği sizlere bırakıp ben kenara çekileceğim. Çünkü sizi, çocuğunuzu ve ev içi dinamiklerinizi sizden daha iyi kimse bilemez. Her oda için sadece bir oyun planladım. Çünkü tek bir oyunu hakkını vererek ve üzerinde düşünerek uygulamak, yapmış olmak için yapılan bir dizi etkinlikten daha işlevsel olacaktır. Haydi başlayalım. Ama önce şu kurallara bi göz atmalısınız.

Kurallar:

  1. Her odaya bir renk/isim/sayı/şehir/özellik/yemek adı verin. Neden bu isimleri seçtiğinizle ilgili sohbet edin.
  2. Oyun isimlerini çocuğunuzla birlikte siz bulun.
  3. Oyunu siz anlattıktan sonra değişiklikler yapmak isterseniz çocuğunuzla birlikte karar verin.
  4. Oyun esnasında TV kapatın dilerseniz bir müzik açın.
  5. Oyun öncesi ve sonrasında odanız ile hatıra fotoğrafı çekin ve odanıza asın.
  6. Tam uygun ve eksiksiz olduğunuz bir zamanda oyuna başlayın.
  7. Oyun sonrasında muhakkak neler hissettiğinize dair bir sohbet çemberi oluşturun.
  8. Kuralların hepsini değiştirme özgürlüğünüz olduğunu unutmayın.
  9. Gülümseyin.

 Mutfak Oyunu

Mutfağınızda bulunan araç gereçleri kullanarak bir hafıza oyunu oynayabilirsiniz. Bu oyunda mutfakta bulunan araç gereçlerden çocukların yaş ve gelişim düzeyine göre uygun sayıda, (en az 8 en çok 30) büyüklükte (masaya konulabilecek boyutta) nesneler toplanarak mutfak masasın üzerine belli bir düzende yerleştirilir. Tüm oyuncular nesnelere en az 2dk.bakarak hafızalarına almaya çalışırlar. İlk tur için bir ebe seçilir. Ebe olan kişi diğer oyuncuların gözleri kapalıyken (arkalarını da dönebilirler) masadan bir nesneyi alır ve saklar. Hangi nesnenin eksik olduğunu ilk bilen kişi yeni ebe olur ve nesne saklama sırası ona geçer. Oyun bu şekilde istediğiniz tur sayısı kadar devam eder. Bu oyunda püf noktası nesnelerin her bir turda sabit kalması ve yerlerinin değiştirilmemesidir. Çünkü görsel hafıza kodlamayı yapacağından değişiklik yapılması eksik kalan nesneyi bulmayı zorlaştırabilir. Oyuna başlamadan önce mutfakta en çok kimin zaman geçirdiği, en sevdiğiniz yiyecekler, mutfak gereçlerinin özellikleri ilgili sohbet edebilirsiniz. Çocuğunuzun bilmediği mutfak gereçlerini de bu sayede öğrenebilir. (Sarımsak döveceği, şişe açacağı, yağlı kâğıt vb.) Oyun sonunda sadece çocukların seçtiği 4 malzeme ile bir yemek/tatlı vb. yapabilir, akşam yemeğinizi birlikte hazırlayabilirsiniz. Afiyet olsun.

 

 

Salon/Oturma Odası Oyunu

Salon oyununda önce çocuklarla beraber izleyeceğiniz çocuk animasyon filmini birlikte araştırıp/seçerek işe başlayabilirsiniz. Filmi seçmeden önce çocukların yaş ve gelişim özelliklerine uygun olup olmadığına özen gösterin. 4-5 film seçeneğini öncesinde araştırırsanız uygun film bulma konusunda hazırlıksız yakalanmazsınız. Filmi seçtikten sonra evin salonunu bir sinema salonu haline getirecek bazı dokunuşlarda bulunun, sandalye koltuk dizimi, el feneri, ışıklandırma hazırlıklarınızı yapın. Çocuğunuzla bir bilet hazırlayın filmin saati, adı, tarihi, hatta filmi anlatan bir görselini de eklemeyi unutmayın. Hazırlanan biletlerin satışı için gişe olarak bir yer belirleyin ve bir öpücük, sarılma ya da bir görev karşılığında (3 defa zıpla, en sevdiğin şarkıyı söyle, hikâye anlat vb.) teslim edin. Mutfağa gidip patlamış mısır ve sağlıklı atıştırmalıklar hazırlayın. Film arası vermeyi unutmayın. Film sonunda karakterler, filmin mesajı ve konusu ile ilgili sohbet edin. Filmin sonunu değiştirip ya da şöyle olabilirdi gibi düşünerek yeni bir son yazın. Film akşamı sonrasında rutin uyku hazırlıkları sonrasında çocuklarınızı odasına uğurlayın. İyi seyirler.

 

Koridor Oyunu

Koridor oyunu için bir ön hazırlık gerekiyor. Öncelikle aile bireyleri evin herhangi bir odasında bulunan bir nesneyi aklında tutarak oyuna hazır hale gelirler. Ama kimseye söylemek yok. Aklınızda kalacak. Örneğin salondaki masanın üstündeki vazonun içindeki kırmızı çiçekler, yatak odasındaki çalar saat, mutfaktaki şişe açacağı gibi. Sonrasında gün içerisinde koridorda karşılaştığınız her kişiye aklınızda tuttuğunuz nesne ile ilgili 1 ipucu vereceksiniz. Oyunun en önemli kuralı ise nesne ile ilgili verdiğiniz ipucunun yanında karşılaştığınız kişiye onunla ilgili güzel bir söz söylemek olacak. Bunu yapmak sizi heyecanlandırabilir. Ama emin olun söyleyen ve duyan kişi için çok iyi hissettiriyor. Acele etmeden, rutin işlerinizi yaparken, doğal süreçte olan karşılaşmalarda olursa daha eğlenceli olabilir. Size söylenen her ipucunu bir kâğıda not etmeniz, hangi ipucunu kimin verdiğini unutmamanız açısından faydalı olacaktır. Evdeki her bir birey ile en az 5 kez karşılaştığınızda o kişiden bütün ipuçlarını almış olacaksınız. İpuçları nesnelerin özelliklerini (rengi, işlevi, yapıldığı materyal vb.) anlatabilir. Eğer ipuçları yeterli gelmezse bulunduğu odanın bilgisini verebilirsiniz. İpucu sayısı en az 5 olmalıdır. Gün sonunda herkesin olduğu bir masa toplantısında kişiler ve tuttukları nesneleri yazdığınız kağıtlar aynı anda havaya kaldırılır ve kontrol edilir. İyi eğlenceler.

 

Çocuk Odası Oyunu

Bu oyunda amaç çocukla birlikte hikâye kurgulamaktır. Bunun için oyunu oynayacağımız çocuktan ilk önce yer, zaman ve bir kahraman seçmesi istenir. Kahraman aile üyelerinden biri olabileceği gibi tamamen hayal ürünü de olabilir. Çocuk “parkta olsun”, “gece, kış, saat 3’de olsun”, “kahramanı bir kedi olsun” diyebilir. Bundan sonra yetişkin bunların içinde yer aldığı bir hikâye başlatır. Çocuktan hikâyeyi dikkatli bir şekilde takip etmesi istenir. Hikâyenin sonunda konunun içinden bazı sorular sorulacağı, doğru cevaplar vermesi gerektiği söylenir. Yetişkin, çocuğun seçtiği yer, zaman ve kahramanla birlikte hikâyenin girişini yapar. “Bir varmış bir yokmuş mevsimlerden kışmış. Evde yaşayan bir kedi varmış” gibi. Daha sonra çocuk hikâyeyi devam ettirir. Zaman zaman yetişkin hikâyeyi zenginleştirecek (hayvanlara, yerlere isim verdirerek, yeni kahramanlar, renkler ekleyerek) katılımlarda bulunabilir. Belli bir yerden sonra hikâye sonlandırılır. Ve çocuğa hikâye ile ilgili sorular sorulur. Meselâ; hikâyede hayvanlar varsa onların sayısı, birden fazla çocuk varsa onların isimleri, kıyafet renkleri gibi sorular sorulabilir. Böylelikle hayal gücü ve düşünme becerilerine katkı sağlamış olursunuz. Hikâye bittikten sonra hikâyenin resmi yapılabilir, eğer çocuğunuz kendini müzik ile ifade etmekten hoşlanıyorsa hikâyeyi anlatan bir şarkı sözü yazıp dans edebilirsiniz ya da basit doğaçlamalarla hikâyeyi canlandırabilirsiniz. Tüm bunlardan hepsi ya da bir tanesi yapılabilir. İyi hikayeler.

 Balkon Oyunu

Havalar ısındı, güneş iyiden iyiye ısıtıyor. Bahar aylarının tüm kokularını hissedebileceğimiz zamanlardayız. Madem sokağa çıkamıyoruz o zaman balkonumuzda alalım bahar havasını. Akşam üstü balkonda oynayabileceğiniz bu oyun için bir müzik çalara ve renkli kalemlere, boyalara (akrilik/ guaj) ihtiyacınız olacak. Balkon duvarınızın uygun bir bölümünü, karton, muşamba, kesip açtığınız poşetler, A4 kağıtlarından hangisi evinizde varsa boylu boyunca kaplıyorsunuz. Ne kadar çok alanı kaplarsanız o kadar eğlenceli olacaktır. Sonrasında sevdiğiniz şarkılar eşliğinde dans ederken müzik bir anda duruyor ve dilediğinizce çizimler yapıyorsunuz. Müzik yeniden başladığında elinizdeki boyaları bırakarak dans etmeye devam ediyorsunuz. Müziği açıp kapatma görevini kendi aranızda dönüşümlü olarak paylaşmayı unutmayın. Tüm duvar renklerle tamamladığında yaptığınız şahne esere bir isim vermeyi unutmayın. Sanki dünyanın en ünlü müzesindeki bir resim sergisinde geziyormuş gibi yorumlar yapabilirsiniz. Bu oyunun en önemli kuralı ise eğer komşularınız müzik sesinden rahatsız olurlarsa sesi biraz daha açınJ İyi eğlenceler.

 

Tüm Ev Oyunu

 İşte geldik bu yazının sonun son oyununa. Ailecek hiç hareket etmediğinizi düşündüğünüz bir gün için ideal olacaktır bu oyun. Adından da anlaşılacağı üzere bu oyun evin tüm sınırları dahilinde oynanacak, hareket etmenize ve enerji harcamanıza destek olacaktır. Aile bireylerinden bir ebe belirlenir ve ebe olan kişi dilediği ses/ ritim/ beden hareketi/ cümle/ mimik ile ev içinde yürümeye başlar. Diğer oyuncular ebeyi takip ve taklit eder. Geri geri yürüme, zıplayarak yürüme, bedeni ile ritim tutarak yürüme, en sevdiği şarkı ile koşma vb. örnekler size özgü olabilir. Her ebe kendi yaratıcılığı kullanarak ve bedensel devinimlerle evin her odasını gezdirir. Yorulduğunda yeni ebenin kim olacağını söyler ve oyun tüm aile üyeleri ebe olana kadar devam eder. Bu oyunda amaç hem hareket etmek hem de yaratıcı bedensel hareketler düşünerek hayal gücümüzü canlandırmaktır.

 

Oda oyunları aslında evimize ne kadar yakın ama bir o kadar da uzak olduğumuzu hatırlatan bazı ipuçları barındırıyor. Evde kaldığımız bu günlerde, eskiden iş yoğunluğumuzdan belki kişisel telaşlarımızdan yatmadan yatmaya gelebildiğimiz, evimizin sadece sınırlı mekanlarını kullandığımız bir düzenin içindeydik. Bir anda 24 saatimizin tamamını evin içinde geçirmek durumunda kaldığımız yeni yaşam stiline geçiş yaptık. Kendimizin, ailemizin, beklentilerimizin, korkularımızın, kaygılarımızın, mutluluk anlarımızın, farkına vardık! Evde bu da mı varmış, derken bulduk kendimizi, ya da bir pencere önü koltuğu yapıp hayallere daldık. Adımlamadığımız köşe, bakmadığımız kitap, tozunu almadığımız raf kalmadı. Esasında kendimize, evimize dolayısı ile ailemize bir adım daha yakınlaştık. Bu günlerin huzurla ve sağlıkla geçirilebilmesi için her yeni gün bizim için bir fırsat. Aynı ama farklı bir deneyim. Bunu hiç aklımızdan çıkarmayalım. Çünkü biz birlikte güçlenen bir nesiliz.

Sağlık ve mutlulukla kalın.  Sevgiler.

İrem U.

Aysha Dergi Yazı İşleri Müdürü olan İrem Uluerciyes, moda, güzellik, stil, güncel konularda yazılar yazıp, alanında uzman isimlerle röportajlar gerçekleştirmektedir.

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın