Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali, 19. yılında takipçilerine tatlı bir sürprizle sesleniyor. Geleneksel bölümlerine bu yıl iki yeni bölüm daha ekleyen festival, bunlardan biri olan “Gastronomi Randevusu” ile beyaz perde ve mutfağı bir araya getiriyor.
Türkiye Sinema ve Audiovisual Kültür Vakfı (TÜRSAK) tarafından T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği ile gerçekleştirilen festivaldeki gastronomi kategorisindeki filmler; Türk mutfağındaki yenilikçi hareketlerden yok olup gitme tehlikesiyle karşı karşıya sokak lezzetleri olan geleneksel mutfaklara, dünyadaki açlık sorununa yönelik çözüm önerilerinden kendi ülkelerinde devrim yapmış şeflerin öykülerine kadar geniş bir yelpazede konuyu masaya yatıracak.
Kategorinin en göze çarpan filmi “Türk Mutfağına Övgü”, dünyanın en iyi restoranlarından El Celler de Can Roca’nın sahibi, Roca kardeşlerin Türk mutfağını keşif hikâyesini anlatıyor. Türkiye’nin önde gelen şeflerinin ve bu alanda birikim sahibi isimlerin eşlik ettiği bu gezi, bizim de kendi mutfağımızı yeniden tanıma imkânı sunuyor. En iyi Türk şeflerinin öncülük ettiği mutfak hareketinin doğuşunu belgelemesi açısından da son derece önemli olan film, 19 Aralık Pazartesi saat 16.30’da Mehmet Gürs’ün sunumuyla Atlas Sineması’nda seyirci karşısına çıkacak.
Pep Gatell’in yönettiği “Sınırların Dışında; Mugaritz, Yeni Bir Yol” ise ünlü Bask restoranı Mugaritz’in hikâyesini anlatıyor. Filmin gösterimi 20 Aralık Salı saat 16.00’da Atlas Sineması’nda yapılacak. Gösterimden hemen önce de Burçak Evren ve Yard. Doç Dr. İlkay Kanık, Türkiye’de ve dünyada yemek-sinema ilişkisini ele alan bir söyleşi yapacak.
Arjantinlilerin en büyük düşkünlüğü olan barbekü ise “Asado Hakkında Her Şey” filmine konu oluyor. Mariano Cohn ve Gaston Duprat’ın yönettiği film, Arjantin’in geleneksel mutfak kültürüyle beraber yaşam kültürünü de konu alıyor. Filmin gösterimi, Hürriyet Daily News yazarı, gastronomi rehberi ve Ankara Slow Food hareketinin öncüsü Aylin Öney Tan’ın sunumuyla 18 Aralık Pazar saat 13.30’da Atlas Sineması’nda yapılacak.
“Noma, Benim Güzel Fırtınam”; cesur, çok riskli ama sonuçta çok başarılı olmuş bir girişimin hikâyesini anlatıyor. Yönetmen Pierre Deschamps, üç sene boyunca İskandinav gastronomisinin öncü ismi René Redzepi’nin hayatını tüm yönleriyle gözlemlemiş ve Redzepi’nin vahşi doğayla oynayıp unutulmuş bir besinler âlemini gözler önüne sermesini kayıt altına almış. Film, 16 Aralık Cuma saat 16.00’da Atlas Sineması’nda gösterilecek.
Peter Svatek’in yönettiği “Hayat Tiyatrosu” ise muhteşem bir projeyi konu ediniyor. Milano Fuarı’ndan çıkan atık gıda malzemeleri, dünyaca ünlü şefler tarafından 40 gün boyunca aşevi sakinleri için harika yemeklere dönüştürülüyor. Bu harikulade fikri ve gerisinde yatanları, 18 Aralık Pazar saat 11:00’da Atlas Sineması’nda izleyebilirsiniz.
Ve dünyadaki açlık sorununa bambaşka bir bakış açısı getiren film “Böcekler”. Bilim insanları, yüzyıllardır birçok millet tarafından bir gıda maddesi olarak tüketilen böceklerin protein kaynağı olarak tüm dünyada tüketilebileceğini önermiş, Birleşmiş Milletler de bu fikri desteklemiş. Johansen de bundan hareketle Nordic Yiyecek Laboratuvarı’ndan bir ekiple tüm dünyayı dolaşarak böceklerin, yemek kültürleri içindeki yerlerini incelemiş. Filmin gösterimi 19 Aralık Pazartesi saat 13:30’da Atlas Sineması’nda…