Belki duymuşsunuzdur, son zamanlarda çok popüler terapi biçimleri türedi piyasada. Kahkaha terapisi, regresyon terapisi, aile dizimi veya benzeri gibi… Çoğunun psikoloji bilimi ile ilişkilendirilmesi mümkün değil.
Oyun terapisi de bu bağlamda biraz hafif, tabiri caizse “oyun ile terapi mi olur?” gibi biraz da adı üstünde kulaklarımıza ‘oyundan’ geliyor. Oysa ki oyun terapisi özellikle 2-12 yaş arası çocuklarla iletişim kurabilmemizi ve iç dünyalarındaki problemleri anlamamızı sağlayacak yegane yol olarak oldukça önemli bir psikolojik terapi tekniğidir ve neredeyse tüm dünyada yaygın olarak kullanılmaktadır.
Bakalım oyun ile terapi nasıl iyileştiriyor…
Oyun Nedir?
Birçok kuramcı oyunu çeşitli şekillerde tanımlamışlardır. Montessori’ye göre oyun ‘çocuğun işi’ olarak tanımlanmış. Grass, oyunu çocukların yaptığı bir pratik olarak görür. Piaget’e göre ise oyun bir uyumdur. Montaigne, oyunu çocukların en gerçek uğraşları olarak görür.
Aslında çocuğun kendini en rahat ifade ettiği yerdir oyun. Sosyal, fiziksel ve bilişsel kapasiteleri oyunla gelişir. Bilişsel yollar ile (yani neden-sonuç ilişkisi, mantıksallık vb. yollar ile) çocuğa öğretemeyeceğiniz birçok şeyi oyunla öğretmek mümkündür. Oyun esnasında yapılan düzenli ve sistemli hareketler çocuğun kas ve fizik gelişimini güçlendirecek ve neticesinde sindirim, dolaşım, solunum gibi bir takım fizyolojik sistemlerini de olumlu etkileyecektir. Yine büyük ve küçük kasların gelişimi günlük yaşamdaki birçok becerinin artmasını sağlayacaktır. Sembolik oyunlarda çocuk sosyal rolleri çok daha büyük bir hızla kavrayacak, duygularını fark edip daha rahat ifade edebilecektir. Paylaşma, iş birliği yapma, yardımlaşma, dinleme, sırasını bekleme, tahammül etme, kurallara uyma, kişilerle iletişim kurma ve sürdürme, nezaket sözcüklerini yerinde kullanma gibi birçok sosyal ve kişisel beceriyi çocuk yine oyun aracılığıyla öğrenecektir. Yanı sıra oyun, kavram, renk, sayı, şekil, zaman, uzaklık, mekân ve uzay algısı, boyut, ağırlık, hacim ve ölçü gibi kavramlarla beraber sınıflama, sıralama, analiz etme, sentezleme ve problem çözmeyi gerektirecek zihinsel becerileri de kazandıracaktır. Çocuğunuzun oyun oynarken, oyuncaklarıyla saatler boyunca uğraşırken eğlendiği, keyifli vakit geçirdiği su götürmez bir gerçektir ama bu, ne sadece eğlencedir ne de zaman kaybı… Kısacası oyun ile çocuğunuzun gelişimine birçok katkı sağlayabilirsiniz, bu zaten dünyada kabul görmüş ve gerek okullarda gerek ise oyun evlerinde uygulanmaya başlanmış bir bilimsel gerçekliktir.
Peki, Bunun Dışında Oyun Başka Ne Amaçla Kullanılır?
Oyun geliştirici olduğu kadar iyileştirici de bir güçtür ve duygusal çatışmalarının çözülmesini sağlamak amacıyla kullanılır. Örneğin, huysuzlaşan bir çocuğun oyununu iyi gözlemlersek ruh halini ve oyun içerisinde sakinleştiğini ayırt edebiliriz. Bu da bize çocukların oyunlarında ruh hallerini nasıl ifade ettiklerini gözlemleyebileceğimiz mükemmel bir inceleme alanı yaratır.
Bu yöntem, çocuğun kendi kendine veya arkadaşlarıyla oynamasından ya da ailenin veya öğretmenin çocukla oyun oynamasından farklı özellikler içerir.
Oyun terapisi, çocuğun problemlerini anlamak, onun duygularını ve tutumlarını keşfetmek ve oyunun içinde güçlenebilmesini sağlamak için geliştirilmiş bir tekniktir. Oyun terapisi çocukların kendilerini ifade edebilecekleri, risk alabilecekleri, sosyal kuralları ve sınırları öğrenebilecekleri ve yaşadıkları sorunlar ile başa çıkabilme yollarını keşfedebilecekleri güvenli bir ortam yaratır.
Oyun terapisinde özel olarak tasarlanmış bir oyun odasında terapist ve çocuk birlikte oyun oynar. Burada oyunu çocuk kurar ve yönlendirir. Çocuk, oyun terapistiyle güven ilişkisini geliştirdikten sonra yavaş yavaş kendini açmaya başlar. Oyun terapisinde çocuk, her biri birbirinden farklı anlamlar taşıyan oyuncakları kullanarak kendi oyununu kurar ve günlük hayatında ifade etmekte zorlandığı öfke, üzüntü, kıskançlık gibi olumsuz duyguları özgürce yaşar. Oyun terapisti, çocuğu tüm hata, eksiklik ve zayıflıklarıyla koşulsuz olarak kabul eder. Çocuk, rahatlar ve daha cesur bir şekilde kendini oyunun akışına bırakır. Bu süreçte, çocuk oyunlarında, yaşamındaki hayal kırıklıklarını yeniden canlandırarak, farklı şekillerde baş etme yollarını öğrenir. Bu da kendisine güvenini artırır. Problemleriyle yüzleşemeyen çocuklar problemlerini çözemezler.
Oyun Terapisinin Yardımcı Olduğu Konular
- Doğal afetler
- Ebeveyn stres bozuklukları
- Mükemmelliyetçilik
- Seçici konuşamamazlık
- İçe kapanıklık, utangaçlık
- Şiddet eğilimi, dürtüsellik
- Depresyon
- Okul sorunları
- Sosyal sorunlar (alt ıslatma, tırnak yeme vb.)
- Travma
- Şiddete şahit olma
- Bağlanma sorunları
- Dikkat/ hiperaktivite bozukluğu (ADD/ADHD)
- Otizm
- Öğrenme bozuklukları
Mutlu ve bol oyunlu günler olsun…
Ezgi Ökse