Teknoloji konusunda uzun yıllar çalışmalar yapan ve teknoloji servisleri kuran Barış Muslu, mühendis kimliği ile mutlu olamayacağını fark ederek 2001 yılından itibaren girişimcilik faaliyetlerine ara vermeden devam ediyor. Barış Muslu, sağlık konusunda yaşadığı sorunlardan yola çıkarak, kitapları ve verdiği hizmetlerle bilinç altındaki travmalara format atılıyor. Dünyayı etkisi altına alan KOVİD-19 salgını, beden sağlığının yanı sıra psikolojik sağlığında bir o kadar önemli olduğu ifade ediliyor. Barış Muslu bu zorlu süreçte psikolojik sağlığın nasıl korunması gerektiğini Aysha okurları için anlattı.
Hümeyra Zorlu
Barış Bey öncelikle sizi tanımak isteriz. Barış Muslu kimdir?
1975 yılında doğdum. Tarsus Amerikan Koleji’nde lise eğitimini sürdürürken ABD’ye giderek lise ve üniversiteyi bitirdim. 20 yaşında genç bir elektrik-elektronik mühendisi olarak Türkiye’ye döndüm. Profesyonel olarak çalışırken Koç Üniversite’nde işletme mastırını tamamladım. 2001 yılında kendi şirketimi kurdum ve farklı projelerde Türkiye’de ilk kez yüz binlerce kişinin kullandığı teknoloji servislerini kurdum.
Bu konuyla 1994 yılında Amerika’da tanıştım. 1994 yılından beri, beynin işleyişi ve beynin ruhsal ve bedensel sağlık üzerindeki etkileri üzerine araştırmalara devam ediyorum.
Barış Bey sizin ikinci bir mesleğiniz de var. Mühendis kimliğiniz kariyerinize neler kattı?
Ben babasının ileride CEO olması için ABD’ye gönderilen klasik bir plaza iş hayatı beklenilen bir kişiyken hayatım önce girişimci, sonraysa yazar ve danışman noktasına eğrildi. Teknoloji konusunda şirket kurmak bir derece ama şu an geleceğim nokta asla aklıma gelmezdi. Türkiye’de ilk çalışma hayatımda çeşitli tanınmış kurumlarda çalıştım, bir yandan da işletme mastırını tamamladım. Mutlu muydum? Hayır. Aslında mühendis kimliğimin kariyerime kattığı en önemli şey; teknoloji konusunda girişimler yaparak özgürlüğümü ilan etmem ve analitik düşünebilmem oldu. 2001 yılının başından beri girişimciyim diyebilirim. Şirketlerin bazıları çok başarılı olurken, bazı girişimler bizi hayal kırıklığına uğrattı. Bu konuya ise biraz sağlık konusunda yaşadığım bir sorunu çözebilmek adına 2005 yılından sonra geçtim. 2010 yılından beri sadece bu konuda çalışıyorum. Dediğim gibi girişimciliğim olmasaydı böyle önemli bir konuda adım atamamış olurdum.
‘BENDEN ÖNCE KiTAPLARIM TANINIYOR’
Kitaplarınız konusunda size nasıl geri dönüşler yapılıyor?
Yıka Beynini, Beynine Format At, Sağlığına Format At ve NeuroAşk adlı dört kitabım var. Her biri birbirinden değerli olup favori kitabım ise çok uzun bir süre en çok satanlardan inmedi, şu an 222 bininci baskıda. İnsanlar benden önce kitaplarımı tanıyordu. Medyada ve sonrasında sosyal medyada yer almaya başlayınca beni de iyice tanıdılar ve kitaplarımın ne kadar faydalı olduğunu da gelen geri dönüşlerden gördüm. Pek çok kişi sadece kitabımı okuyup, oradan öğrendiklerini uygulayarak hastalıklarından ve korkularından kurtuluyor.
Recrea bünyesinde yaşam kalitesini arttırmak amacıyla hangi hizmetler veriliyor?
Bünyemizde bireysel ve kurumsal hizmetler veriyoruz, aynı zamanda seminerlerimiz oluyor. Kurumlara takım olmak, liderlik, öğrenmeyi öğrenmek, değişim yönetimi, yönetici yaşam koçluğu gibi bilinçaltı seviyesinde hizmetler veriyoruz. Eğitimli uzman psikolog ekibimizle birlikte bireylerin fobilerini NeuroFormat sisteminin teknikleriyle ortadan kaldırıyoruz; utangaçlıktan değersiz hissetmeye, kedi-köpek korkusundan bağlanma korkusuna, araba kullanma korkusundan uçağa binme korkusuna aklına gelebilecek her türlü korku… Aynı zamanda hastalıklarda da çok etkilidir sistemimiz. Her geçen gün NeuroFormat’ın önemini anlayanlar çoğalıyor ve ne kadar ilgili olduklarını seminerlere katılarak gösteriyorlar.
Tüm Türkiye’de talep arttıkça biz de taleplere karşılık vererek seminerlerimizi sadece İstanbul’la sınırlamaktan vazgeçtik. Talep olan her yere gidip NeuroFormat’ı anlatıyorum, sistemin amacını, önemini ve tekniklerimizi öğretiyorum. Katılımcılar, kendilerinin ve sevdiklerinin hastalıkları ile korkularını NeuroFormat ile nasıl ortadan kaldırabilir bunları öğretiyorum. Ben orada insanlara özellikle beyinlerindeki travmaları nasıl çözeceklerini, beyinlerine benim deyişimle format atacaklarını anlatıyorum. Fobi, kilo, sigara, ağrı çalışması, yüzleşmeler çok yoğun bir gündemi var. İkinci ve üçüncü kurlarda beyin sağlık ilişkisi ve daha da detaylı pratik uygulamalar anlatıyorum.
Barış Bey, siz hastalıkların ve fobinin travmalara dayandığını ifade ediyorsunuz. Koronovirüs için de bu durum geçerli mi?
Tabii ki viral durumlarda da beynin etkisi var. Unutmayın bağışıklık sistemini düzenleyen en önemli faktörlerden biri de beyindir. Özellikle de korku duygusu ve travmatik olaylar bağışıklığı düşürür. Bizim geçmişte nezle, faranjit, bronşiti tetiklemiş bunların bakteri ve virüslerle beraber etkileşimiyle bizi hasta etmiş birçok travma var. Şimdi elbette Koronavirüs için de geçerli bu durum. Fakat bilmeyerek Koronovirüslü bir bireyle temasta bulunursanız elbette size bulaşmış olmasının altında bir travma yatmaz.
NeuroFormat tekniğini kullanıyorsunuz, NeuroFormat nedir?
NeuroFormat, kelime anlamı olarak, nörolojiyi formatlama, yeniden biçimlendirme anlamına gelmektedir. Aslında yapmaya çalıştığımız şey beynimizdeki kötü olayların etkisini temizlemek. Çünkü nasıl dostlar kötü günde belli oluyorsa, beynimiz de kötü günlerde değişiyor. Kötü günler sonrasında bir şekilde beynimiz travmatik olaylardan sonra eski haline bir türlü dönemiyor. Biz NeuroFormat ile özellikle de yaşanan çok kötü günlerin etkisini beyinden temizliyoruz. Zaten format kelimesinin kullanılmasının nedeni de bu. NeuroFormat hiç bir şekilde hipnoz içermemekte, uygulama sırasında belirli göz hareketleri, vuruşlar ve telkinler tekrar edilmektedir.
Beyin, bizim konuşma terapileriyle yapmaya çalıştığımızdan çok daha hızlı şekilleniyor. Mesela, bir sürücü geçirdiği bir kaza anında çok kısa bir zaman diliminde araba kullanmaktan, hayat boyu korkmayı öğrenebiliyor. Klasik yöntemler, bu kişiye günlerce sürecek konuşmalarla arabadan korkmamayı sağlamaya çalışıyor. Beynimizin, bu durumda sakin kalmayı öğrenmesi için, bu bilginin beyne hızlı şekilde verilmesi gerekiyor. NeuroFormat yöntemleri, istenilenin bilginin beyne hızlı olarak öğretilmesi üzerine odaklanmıştır.
Tekniğin detaylarını çok kısa bir süre içinde anlatmak oldukça zor. Ama mesela kötü olayların bilinçaltındaki etkisini temizlediğimiz uygulamayı kısaca özetleyeyim. NeuroFormat tekniğini uygulayan kişi beynin 2 lobunun da aktif olmasını sağlayan özel bir pozisyonda oturuyor. Bu arada, gözleri kapalı bir şekilde, kendi bedeninde bu olayı yeniden yaşadığını hayal ediyor ve bir yandan bu olayı sesli olarak anlatıyor. Kötü olayı yeniden yaşarken, kötü hissettiği anlarda “zamanı durdurarak”, gözlerini sanki kitap okur gibi en üstten başlayarak, sağdan sola sıra sıra yavaşça hareket ettiriyor. Bu göz hareketlerinin amacı, hangi göz pozisyonlarında duyguların çok daha yoğun olduğunu bulmak ve o kötü duygulara erişmek. Kötü duygunun en yoğun olduğu göz pozisyonu yakalandığı an, bu duyguyu genelde baş üzerinde bulunan tek bir noktaya devamlı yapılan vuruşla temizliyoruz. Travmanın o anının beyindeki etkisinin temizlenmesi için, tarama sırasında bulunan tüm göz pozisyonlarının birer birer temizlenmesi gerekiyor. Bu şekilde, bu olayın en kötü anlarını birer birer formatlıyoruz. Bu uygulama sonucunda, eğer olayın tüm anlarının yarattığı etkileri temizlediği zaman, kişinin olayla ilgili fikri anında değişiyor. Bu olayın pek de önemli olmadığını söyleyebiliyor, zaten yeniden anlattığı zaman olayla ilgili hiç bir şekilde kötü hissetmiyor.
KORONAVİRÜS TRAVMAYA SEBEP OLMASIN
Türk toplumu da dahil olmak üzere dünyada oldukça yaygınlaşan Koronafobi için NeuroFormat tekniği nasıl uygulanır?
Aslında yapmaya çalıştığımız şey beynimizdeki kötü olayların etkisini temizlemek. Çünkü nasıl dostlar kötü günde belli oluyorsa, beynimiz de kötü günlerde değişiyor. Kötü günler sonrasında bir şekilde beynimiz travmatik olaylardan sonra eski haline bir türlü dönemiyor. Biz NeuroFormat ile özellikle de yaşanan çok kötü günlerin etkisini beyinden temizliyoruz. Aslında travmayı yaşatan şey olay değil, o olayı yaşarken travmayla beraber hissedilen yoğun duygular. Aslında her olayda esas olan duygu. Teslim ve tevekkülün önemli oluşu da duyguda saklı. Tüm tedbirleri aldıktan sonra travma yaratmaması için Koronavirüs’te bile…
Koronafobi’ye sebep olan bu zorlu ve kötü günlerin etkisini de beyinden temizleyebiliriz elbette. NeuroFormat hiç bir şekilde hipnoz içermiyor, uygulama sırasında belirli göz hareketleri, vuruşlar ve telkinler tekrar ediliyor. Hikayeleştirme ve yüzleştirme tekniklerimiz ile kişileri duygudan tamamen arındırarak travmayı tamamen ortadan kaldırabiliriz. Sonuç olarak ilgili fobiye de veda edilir.
Bu süreçte travmatik sonuçlar oluşmaması için neler yapılabilir?
Dünya çapında yaşanan bir salgının içindeyiz. Bu pandemi de dahil olmak üzere aslında sürekli hastalık konuşmak, nezle, grip, Koronavirüs konuşmak beyindeki bu bölgeleri aktifleyip insanlarda semptomlar ortaya çıkarıyor. Sürekli haber izleyenlerin boğazları kaşınıp, burunları akmaya başlıyor. Şunu yine anladım ki bu süreçte burunları aktığını ateşlendiğini gördüğüm kişiler bu haberleri sosyal medya gruplarında en çok yayan bu duruma en çok takan insanlardı.
Ben herkese tüm tedbirleri tamamen ezberledikten sonra, bilgi kirliliği ve moral bozukluğu olmaması adına hastalık haberlerinden tamamen uzak kalmalarını öneriyorum. En büyük korunma izolasyona devam edip işine bakmaktır. Kişiler manevi anlamda iyi geldiğini düşündükleri etkinliklere, hobilerine yönelsin. Uyku düzenine dikkat etsin. Fiziksel olarak zinde olmak ruh sağlığını da olumlu yönde etkiler, bu sebeple fiziksel sağlıklarına dikkat edip evde egzersizler yapsın ve dengeli beslensin. Ayrıca Koronavirüs korkusunun aşırıya ulaşmaması için de içe dönmeleri ve travmatik olayları beyinlerinden göndermeleri çok iyi olur. Yani içsel sorunlarına dönüp geçmiş sorunlarından arınsın. Yani travmaya yeniden girip teslim olarak duygusal açıdan boşalmaya çalışsın.
Herkes mutlu olsun, mutlu olmaya çalışsın. Bilgi kirliliği yaratan haberlerden tamamen uzak dursun. Tüm tedbirleri aldıktan sonra kendilerini rahatlamaları ve tevekkül etmelerini öneriyorum. Çünkü kişi ruh sağlığını güçlendirirse beden sağlığını ve bağışıklığını da güçlendiriyor. Tıbbi mücadele çok önemli ama psikolojik mücadele de bir o kadar önemli.
Koronavirüsün ardından insanların yaşamında ne gibi değişiklikler olabilir?
Koronavirüsün ardından insanlarda olumlu-olumsuz değişiklikler görülebilir. Aslında bazen böyle kötü olaylar insanın yaşamını değiştirmesi için büyük fırsattır zıplama tahtası olarak, yeni bir yaşama başlamak gerekir. Süreci iyi yönetemeyenler sakin kalıp kendini rahatlatmayı başaramamış kişilerde uzun süre evlerde kapalı kalındığı için panik atak, kendilerinin ve sevdiklerinin hayatlarından çok fazla kaygıya düşenler için anksiyete, virüsün bulaşmasından çok korktukları için el yıkama, dışarıya çıkmama, temizlik takıntısı, kimseyle yakınlaşamama gibi obsesif kompulsif bozukluk vb. görülebilir. Tüm önlemlerini aldıktan sonra tevekkül etmiş, kendini rahatlatmayı başarabilmiş yani süreci iyi yönetenler ise kendilerini zıplama tahtasından inmiş bulacaklar. J Çünkü hayatın, sevdiklerinle bir arada olmanın, sarılabilmenin, doğanın güzelliğinin büyük birer nimet olduğunu ve dışarıya çıkabilmenin de büyük bir özgürlük olduğunu görecekler. Böylece şükran duyup hayata daha da bağlanacaklar; doğaya, çevreye, hayata saygı duyacaklar.