Gezegene Saygı Bilinci Artacak

Pandemi süreci yaşamı derinden etkiledi. Birçok sektörün sarsılmasına neden olan bu süreçten tekstil sektörü de nasibini aldı. Bu süreç moda dünyasının kendisini güncellemeye almasına sebep olduğu gibi moda haftaları ve koleksiyonlara bir revize getireceğine de işaret ediyor. Bu yavaşlama modayı sürdürülebilir bir noktaya getirecek mi yaşayarak göreceğiz.

Yaşanılan sürecin moda dünyasına olan etkisini, Roman markasının yeni normalde izleyeceği yol haritasını Roman Kreatif Direktörü Suzan Toplusoy ile konuştuk.

İrem Uluerciyes

 

Koronavirüs ile mücadele ettiğimiz ve evden çıkamadığımız uzun günler geçirdik. Bu süreçte moda kavramını hayatlarımızdan ister istemez uzaklaştırdık. Haliyle pandemi sürecinden en çok etkilenen sektörlerden biri de moda oldu. Virüsle mücadele, karantinada olmak, evden çıkamamak moda sektörünü nasıl etkiledi?

Moda tüketicisi açısından baktığımızda, evet, bir ölçüde moda kavramı hayatlarımızdan çıktı. Madalyonun diğer yüzünde, markalar bu durumdan öncelikle tedarik ayağında etkilendi. Daha sonra Avrupa’nın salgının merkezi haline gelmesi ve Türkiye’de de baş göstermesi ile birlikte üretim ve satış noktasında da birçok sektör gibi moda ve perakende sektörleri de durma noktasına geldi.

 Yaşadığımız bu süreç “fast fashion” kavramını ortadan kaldırır mı? Bu durum modayı sürdürülebilir bir noktaya getirir mi?

Ben bu sürecin yeni başlangıçlara aracı olacağını düşünenlerdenim. Durup düşünmeye bile vaktimizin olmadığı, hızla giden ve nereye gittiği çok belli olmayan bir düzen vardı, şimdi bunu değiştirmek için iyi bir fırsat geçti elimize. Hızlı modaya karşı sürdürülebilir moda kavramının daha çok yaygınlaşacağı, döngüsel modanın öne çıkacağı, kullanılmayan ürünlerin yeniden üretim sürecine dahil edileceği veya onarım bakım ile 2. el kullanımla yaşam süresinin uzatılacağı bir moda anlayışına geçeceğimizi inanıyorum. Bundan sonra insana, sağlığa, çevreye, doğaya, yaşadığımız gezegene saygı bilinci artacak, dolayısıyla her şey bunun üzerine yeniden kurgulanmalı. Bu sadece moda sektörü için geçerli değil; tüm sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin, hatta devletlerin politikaları da bu yönde olacak diye ümit ediyorum.

Roman markası tasarımlara ve üretime devam etti mi bu süreçte? Karantina markanın üretimi ve tasarımı açısından nasıl geçti?

Bizim için süreç, öncelikle mağaza çalışanlarımızın ve toplumun sağlığını gözeterek aldığımız geçici olarak mağazalarımızı kapatma kararı ile başladı. Tüm markaların hassasiyetiyle ilk etapta aldığımız ve hemen uygulamaya geçirdiğimiz bir karardı bu. Üretim tarafını ise önce kademeli olarak, daha sonra tamamen durdurduk ve şirket içinde herkesin evden çalıştığı bir sürece geçtik. Bu esnada müşterilerimiz ve takipçilerimizle sosyal medya kanallarımız aracılığı ile iletişimde kalmaya devam ettik.

 

COVID-19 MODANIN YÖNÜNÜ DEĞİŞİTİRECEK

Roman markası yaşanılan bu süreçten sonra nasıl bir yol haritası izleyecek? (mağazalar, koleksiyonlar….)

E-ticaret ayağımızın çok daha kuvvetleneceği kesin. Bu süreç bize bunu net bir şekilde gösterdi. Pandemi öncesinde de online satışlarımızın yükselişe geçtiğini görüyorduk. Genel anlamda sektörün en yüksek büyüme gösteren segmentiydi zaten. Pandemi ile birlikte insanlar online bir dünyada yaşamak zorunda kalınca, önemi daha net anlaşıldı. Mağazalarımızı da tüm önlemleri hassasiyetle alarak ve düzenli olarak tekrarlarını, kontrollerini yaparak yeniden faaliyete geçirdik. Bir süre bu tedbirlerle yaşamayı öğreneceğiz. Bununla birlikte, yaptığımız işin sadece ürün satmak değil, markamızın ve koleksiyonlarımızın arkasındaki fikirler ve hikayeler ile beslenen bir bütün olduğu da bu süreçte daha net ortaya çıktı. Anlatacak hiçbir şeyiniz yoksa, online satışlarınızı da durdurmak noktasına geldiğinizde müşteri kitlenizle aranızdaki bağı nasıl devam ettireceksiniz? Koleksiyonlara gelince, bu süreçten modanın nasıl etkileneceğini çok iyi öngörmek gerekiyor. Doğaya ve çevreye zarar vermeden, enerji kaynaklarımızı tüketmeden geleceğin modasını şekillendirebiliriz. En önemlisi yetecek kadar üretim yapmayı, israf etmeden ve çabuk tüketmeden de bir moda anlayışı olabileceğini öğrenmemiz lazım. Bunların hepsi zaten çok daha önce üzerinde düşünülmeye ve tartışılmaya başlanmış konulardı, şimdi hızla sonuca gelme zamanı. Roman markası olarak halihazırda Sonbahar/Kış 2020-21 koleksiyonumuzda %30’luk bir bölümü geri dönüştürülmüş kumaşlardan hazırlamıştık. Daha önceki sezonlarda da ekolojik kumaşlardan hazırlanmış ürünlere koleksiyonlarımızda hep yer verdik. Çok uzun süredir tasarımlarımızda hayvan kürkü kullanmıyoruz. Bu bilinci tüm çalışanlarımız ve müşterilerimizle de paylaşıyoruz. Bundan sonraki yol haritamız da bu yönde olacak.

 Bu yıl aldığımız kıyafetleri, ayakkabıları, çantaları dilediğimiz gibi kullanamadık. Bu, 2021 yılının moda trendlerini etkileyecek mi?

Satın aldığımız hiçbir ürün sadece bir sezonluk olmamalı. Sorun zaten burada başlıyor. 2021 yılının moda trendlerini asıl etkileyecek, pandemi sürecinde ortaya çıkan yeni alışveriş alışkanlıkları olacak. II. Dünya Savaşı’nın modaya etkisini düşünün… Şimdi Covid-19 salgını modanın yönünü değiştirecek ama bu değişimi asıl yaratacak olan, süreci ve potansiyel sonuçlarını iyi okuyabilen tasarımcılar ve markalar olacak.

 2021 yılının öne çıkanları neler olacak?

Pandemi sırasında tüketici çok daha bilinçli alışveriş yapar hale geldi; alışveriş deneyimlerinin etik yönlerini daha çok düşünmeye başladı. Pandemi ile birlikte hız kazanan tüketici zihniyetindeki bu değişimin, 2021 yılında öne çıkacak her şeyin belirleyicisi olacağı kanısındayım.

‘Yeni normal’ düzende moda sektöründe nasıl değişimler göreceğiz?

Birçok sektör bu salgınla birlikte gelen ekonomik durgunluğu yaşıyor ve yaşayacak, moda sektörünün de böyle durumlara karşı gelişmiş bir bağışıklık sistemi yok, dolayısıyla etkilenecek. Ancak ekonomik faktörlerin dışında, moda endüstrinde kalıcı yapısal değişiklikler olması gerekiyor. Birçok perakendeci bu yılki satış rakamlarından endişe duysa da, daha geniş resimde, bu yaşanan sürecin müşteri davranışlarını, moda takvimini ve genel anlamda insanların giyim stilini nasıl etkileyeceğine odaklanmak gerekiyor. Bu hiç şüphesiz çok büyük bir sağlık krizi ve beraberinde ekonomik anlamda da çok zorlu bir süreci getiriyor. Ama tüm bunların ötesinde, uzun vadede olumlu etkileri olacağını ümit etmemiz lazım.

 

 

 

 

 

İrem U.

Aysha Dergi Yazı İşleri Müdürü olan İrem Uluerciyes, moda, güzellik, stil, güncel konularda yazılar yazıp, alanında uzman isimlerle röportajlar gerçekleştirmektedir.

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın

yazılım