Bu nedenle AYSHA hayatımda nasıl konumlandıracağımdan emin olamadığım bir dergi oldu ilk günlerde benim için.
Fakat sevgili Pınar Küçükşabanoğlu ile yakınlığımız ilerledikçe, onu ve bu dergi ile ilgili hayallerini anladıkça aslında ne kadar çok ortaklığımız olduğunu gördüm. Pınar, toplumu doğru okumuş ihtiyaç duyulan bir alana yönelmiş ve böyle bir dergi kurmuştu. Bende toplumu okuma çabasında olan bir psikologdum ve bu okumayı hem bireysel hem de kitlesel düzlemde yapmaya çalışıyordum. Üstelik elimde birde sosyal medya denilen bir argüman vardı ve kadın dünyasının bu uygulamalardan nasıl etkilendiğini gözlemleyebiliyordum.
Belki de birbirimizden habersiz bir şekilde ben Aysha’nın felsefesini kurgularken, Pınar’da uygulama alanı açıyordu. Bugün bu sitenin yayın hayatına başladığı bu noktada bunu gördüğümü söyleyebilirim.
Kültürümüzde yerleşik olan maddî olan ve manevî olan ayrımına karşın, Aysha maddî olanla manevî olanı bir arada sunma iddiası taşıyor. Aslına bakarsanız, bence tesettürlü her kadın bunu zaten doğal olarak yapıyor. Hemen hemen her şeyin görüntüye indirgendiği bir dönemde yaşıyoruz ve tesettürünü koruyarak kendini ifade eden bir kadın, madde dünyasında manevi değerleri ile var olma noktasında adeta sembolleşiyor.
Tesettürün moda malzemesi haline gelmesi gibi muhafazakar çevrelerin diline dolanmış bir eleştiri var. Haklı yönleri olan bu eleştiriyi daima yetersiz buldum. Zira siz, bu eleştirileri yaptığınız sosyal medya uygulamalarının içerisinden seslendiğinizi farketmezseniz Aysha’yı ve felsefesini doğru konumlandıramazsınız.
Bir diğer başlık, tesettürü tercih etmeyen hanımefendiler. Kadınların, İslamî hassasiyetlerinin görünümleri üzerinden değerlendirilmesine alışığız ama hepimiz biliyoruz günlük yaşamda bu hiç de böyle değil. Ahlaki ölçüleri, hali, tavrı, ibadetleri ile kendi değerlerini canlı tutan ama tesettürlü olmayan çok hoş hanımefendiler var… Aysha, toplumun ve dönemin ayrıştırıcı diline inat, kadınları “kadın olma” paydasında buluşmaya davet ediyor ve maneviyatı görünümünden ibaret görmeyen herkese kapılarını açıyor.
Eğer bütün dünyayı içine alan bir çürüme söz konusu ise, bu çürümenin hepimiz bir parçasıyız demektir. Bu çürüme ile başa çıkmak için de sürekli “eyvah, yandık, bittik tükeniyoruz” diyerek bir yere varılmadığını görmüş olmamız gerekir.
Peki çözüm nedir?
Benim hemen hemen bütün yazılarımda vurguladığım şeydir. Bence çözüm “farkındalık!” Evet, modern tüketim endüstrisi bize tüketmeyi öğütler ve buradan beslenir. Ama tüketme davranışı üzerinde bir denetim kurma konusunda aciz olduğumuza inandırmıştır bizi çoktan.
Peki gerçekte böyle midir?
Tüketim davranışını belki de başka bir yazıda daha geniş ele almamız gerekir ama Aysha ile ilişkisini netleştirebiliriz. Aysha tüketilebilecek ürünler sunuyor olabilir ama bu Aysha’nın ürettiği bir sorun değildir bu sistemin sorunudur. Bu ürünlerin yanı sıra sunduğu bir diğer şey de “farkındalık”tır Aysha’nın.
Farkındalık kavramını yaşamın her alanına yayabiliriz. Sadece tüketim konusunda değil, üretimde de farkındalık. Her insanın ürettiklerinin ve tükettiklerinin neler olduğuna odaklanabildiği bir bilinç düzeyine sahip olması, dünyanın yönünü değiştirme gücüne sahiptir. Çünkü bu bilinç durumu, sıra dışı arayışlar gerektirmez kişinin içerisinde bulunduğu koşullara göre şekillenir ve koşulları şekillendirir.
Örneğin giyinmek, sadece iyi markalara para harcamak demek değildir. Stil sahibi olabilmek, bir kimliğe sahip olmayı gerektirir. Bir kimliğe sahip olmak ise, temellendirilmiş bir felsefe gerektirir. Pek çok insanın kendi bütçesi ölçeğinde kendini ifade edebileceği bir gardrop oluşturmasının mümkün olabildiği bir dönemdeyiz. Buna karşın tesettürün modernizasyonu ile ilgili kafa karışıklığı yaşayan kadınların, giyimlerine bu karmaşanın yansıdığının da şahidiyiz.
Aysha, iç dünya ile dış dünya arasındaki bu bağın kurulması için sunulmuş bir imkandır bizim için.
Çok uzun bir yolculuğun başındayız. Bu yolculukta iç dünyamız, maneviyatımız, psikolojimiz, bedenimiz, sağlığımız, giyimimiz, stilimiz, evimiz, soframız, sosyal yaşamımız, toplantılarımız var. Aysha.com.tr değerlerini koruyarak günümüzde sağlıklı ve dengeli bir birey olabilmek isteyen kadınlar için yola çıkıyor. Aysha Dergi ile attığı temelleri, daha çok insana daha kısa sürede ulaşabilmek amacı ile web dünyasına taşıyor.
Eğer siz de yaşam tarzınız ve stiliniz konusunda “kendiniz” olmak istiyorsanız ve bu yolculukta “değerlerinizi” korumak istiyorsanız bizi takip etmeye devam edin. Hoşgeldiniz.
Berin TUNCEL
Uzman Psikolog & Psikoterapist