Yine yeniden hiç bıkmadan söyleyeceğim şey şudur: ”Hedef belirlemek kendi yaşamımızda bir yol çizmektir.” İstediğimiz limana gitmek üzere her şeye rağmen çizdiğimiz ve ilerlediğimiz rotadır. Belirli bir rota oluşturursak kendimize; önümüze çıkanları engel değil, deneyim olarak alıp yola devam eder ve nihai sonuca ulaşırız.
Bizler kararsızlık içinde belli bir yolumuz, rotamız olmadan her rüzgârda, her dalgada sürüklenen kayıklar gibiyiz. Böylece sadece sürükleniyor, elimize geçenle keyif almaya çalışıyor, elde edemediklerimiz için üzülüyoruz.
Bu halin en güzel örneği denizanalarıdır. Denizanaları hedefleri olmayan bir canlı grubudur. Tamamen pasiftirler ve tam da dendiği gibi kendilerini akışa bırakırlar. Hatta yiyeceklerini bile yanlarından geçerse yakalayıp yerler, geçmezse ölür giderler. İşte demek istediğim; bizler de ya denizanası gibi pasif, bizim için yaratılmış onca nimet ve seçenekler arasında öylesine yaşayıp yok olmayı tercih ederiz; ya da bizler için doğru ve sağlıklı hedefleri oluşturur aktif hayatta yaşarız. Çünkü hayatlarımız sürüklenip gitmekten çok daha değerli!