Coco Chanel, Moda dünyasına yön veren devrimci kadının hikayesi. Fransa’dan başlayarak dünyaya yayılan balarının hikayesi.
COCO CHANEL 1883-1971
Modaya adını siyah, beyaz ve sade çizgilerle yazdıran Coco Chanel’in hayatı, rüya gibi gözükse de aslında ilk başlarda kâbustan farksızdı. Çok küçük yaşlarda annesini kaybetmiş, babası tarafından kız kardeşi ile birlikte yetimhaneye bırakılmış olan Gabrielle; şarkıcılık günlerine kadar çalıştığı bardaki lakabıyla Coco ve son olarak bugün herkesin bildiği gibi yalnızca “Chanel” olmuştur.
Bu soyadını, moda tarihine yazdırmanın bedeli ise sürekli çalışmak ve durmadan yenilik peşinde koşmaktı. Kelimenin tam anlamıyla avantgarde bir modacı olan Coco Chanel, herkesin bildiği gibi kadınları korseden kurtarmış, küçük siyah elbiseyi, pantolonu hediye etmişti. Onun amacı aslında tam olarak kıyafetle değil, kadını şekillendirmeyle ilgiliydi.
Yüzyıllardır yaptığı tek şey süslenmek, daha fazla süslenmek ve boyanmak olan, bunu kendini belli etmek, cinsiyetini görünür kılmak için, başka seçeneği bulunmadığından dolayı yapan kadınlara sadeliği sunmuş ve önemli olan ne giydiğiniz değil, nasıl göründüğünüzdür dedirtmişti adeta. Şu ana kadar izlediğimiz birçok filme konu olan, birçok stil ikonuna hocalık yapan ve 19.uncu yüzyılın başında başlattığı çizgisiyle, günümüzdeki her türlü kadına ışık tutmaya devam eden Chanel’in, şimdiki moda otoritesi ise Karl Lagerfeld.
Baron Etienne Balsan ile olan arkadaşlığı onu Boy Capel’e götürmüş, bu ilişki ise şapkacı dükkânının temellerini oluşturmuştu. Kısa sürede başarıyı yakalayan modacı, yıllarca çalışmaya devam ederek, bize bugünün sade ve şık kadın figürünü hediye etti. Elbette Chanel öncesi dönemin modasındaki sorun, çirkin ya da estetikten uzak olması değil, dönemin getirdiği şartlara uygun olmamasıydı. Chanel, zamanın ruhunu ve hemen ardından gelen zamansızlık kavramını doğru yakalamış bir tasarımcıydı.
Bunu ortada değişmekte olan, gittikçe daha çok sanayileşen, gelişen bir dünyada, kadınlara da farklı roller biçileceğini öngörerek yapmıştı. Örneğin; artık pantolon giyerek ata binebilir, sadece küçük siyah elbisenizi giyerek, kısa sürede hazır olabilirsiniz. Zincirli kapitone çantanızı omzunuza asarak, elinizde taşımak zorunda kalmazsınız. Ve elbette no:5 parfümünüzü sıkıp, şıklığınızı tamamlarsınız. Chanel’in de dediği gibi; “Lüks rahat olmalıdır. Aksi takdirde lüks değildir.”
Kendi döneminde, kadın figürünün beyaz tenli olması bir aristokrasi göstergesi iken, o, bu tabuyu yıkıp, pek çok ilklerde olduğu gibi, günümüzde hâlâ devam eden bronz ten akımını başlatmıştı.
Yaşamının ilk dönemlerinde zorluklarla savaşsa da, Gabrielle; hayattayken kıymeti bilinen ve anlaşılan nadir sanatçılardan biri oldu. Bugün hepimizin, moda anlayışına yön veren tasarımcıların ürettiği tüm sezonlar da, ister istemez Coco Chanel’den izler taşıyor.
Hayatının son 30 yılını, Paris’in en lüks otellerinden birinde geçiren, ortaya çıkardığı modern ve lüks yaşayan kadın kavramına uygun olarak yaşamını sürdüren Chanel’in, moda ve stil anlayışına katkısı kıyafet tasarımıyla sınırlı kalmadı. Parfüm dünyasına; No:5 ve Coco Mademoiselle gibi değeri asla kaybolmayacak ürünler bıraktı. Zamanında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin formalarını da tasarlayan Chanel’in izleri hâlâ askerlerimizin üzerinde taşınıyor.
Günümüzde Chanel isminin temsilcileri arasında Audrey Tautou,Vanessa Paradis, Diane Kruger ve Keira Knightley’i sıralayabiliriz. Bu isimler aynı zamanda, markanın reklamları için de kamera karşısına geçmişti.
Chanel, aynı zamanda defileleriyle de her zaman fark yarattı. 2013 ilkbahar-yaz sezonundan beri kreasyonları birçok farklı mekanda sergilemeyi tercih eden Karl Lagerfeld, bundan öncesinde de ses getiren defilelerini, kristal madenlerinde ve kutup buzulları arasında yapmayı tercih etmişti.
Hayat, filmlerdeki gibi değildir. Fakat Coco Chanel’in hayatı, filmlere birçok kez konu oldu. İşte bu da onun gücü.
Gabrielle Coco’dan Aforizmalar;
-Her zaman elbisenin içindeki kadını arayın. Eğer elbisenin içinde bir kadın bulamazsanız, elbise de yok demektir.
-Her kadın hak ettiği yaştadır.
-Dünyadaki en güzel renk, üzerinizde en iyi duran renktir.
-Şıklık, yeni bir elbise almakla değil, bir ayrıcalıktır.
Bilinmeyenleri ile Gabrielle;
-En sevdiği hayvan: Aslan.
-Burcu; Aslan.
-Mezarı Lozan’da.
-İlk açtığı şapka evi, artık bir moda evi olarak Paris Rue Cambon’da hâlâ hizmette.
-Zamanında tasarladığı Küçük Siyah Elbise mirasını, Küçük Siyah Ceket’e bıraktı.
-Uğurlu rakamı 5. Bu yüzden Chanel No:5 var.
-En sevmediği gün olan pazar gününde hayata gözlerini yumdu.