Bilinenin aksine, erkekler tarafından hayatımıza giren bu ayakkabıların tarihi tam olarak bilinmese de, arkeologların yaptığı kazılar sonucu MÖ giyilmeye başlandığı sanılıyor. Eski mısır yazıtları ve resimlerinden yola çıkarak öğrendiğimiz kesin bilgiler ile topuklu ayakkabıların ilk defa mısırlı çifçiler tarafından toprağa zarar vermemek adına giydiklerini öğreniyoruz.
1600’lü yıllarda at binen erkeklerin iki farklı ayakkabıları vardı. Biri eyere sabitlenmiş, diğeri ise yürürken giymek için kullandıkları.
Erkeklerin yolda yürürken giydikleri ayakkabı ata bindiklerinde eyerde kayıyor ata bindiklerinde giydikleri ayakkabı ise yolda onları rahatsız ediyordu. Bu da onları yüksek ökçeli ayakkabılar kullanmaya itti. İran Kralı’nın gönderdiği bir heyetin Avrupa’ya seyahat etmesiyle ise Avrupa’nın topuklu ayakkabıyla tanışmasına sebep oluyor.
Hükümdarların yüksek topluklu, soylularında kırmızı tabanlı ayakkabı giymesiyle Avrupa’da yaşayan erkeklerin statüleri belli olmaya başlıyor.
Bugünki Christian Louboutin ayakkabıların kadınlar arasındaki statü göstergesi haline gelmesi de bu yıllarda doğuyor.
1533 yılında ise, asil fransız erkekleri topuklu ayakkabı giymeye başlıyor.
Orleans Dükü, Catherine adınla bir kızla evlenmeye karar veriyor. Bu görkemli düğünde de Catherine’nin de görkemli görünmesini isteniyor. Bunun için de Leonardo Da Vinci’ye danışıyorlar. Da Vinci, Catherine’e topuklu ayakkabı giymesini öneriyor, Dük’te ona özel bir modacı ve ayakkabıcı görevlendiriyor. Bu, yüksek topuklu ayakkabının ilk yazılı kayıt olma özelliğini taşıyor.
Topluklu ayakkabı, hem asil erkekler hem de asil kadınlar on yedinci ve on sekizinci yüzyıllarda asiller için moda ikonu olarak devam etti. Sonrasında Fransız Devrimi ve halkın ayrışma öfkesine maruz kaldıkları için topluklu ayakkabı giymeyi durdurdular.
Bir zamanlar erkeklerin yetenek, statü ve gelir göstergesi olarak görülen topuklu ayakkabılar, günümüzde yollarda kadınların vazgeçilmezi olarak hayatımızda varolmaya devam ediyor.