Dünden Bugüne; Kravat

Bunu yapıyorlardı çünkü; bir yandan evlerinden uzakta oldukları sürece bu atkıları her gördüklerinde kendilerini ve evlerini anımsamalarını istiyor, bir yandan da attıkları özel düğümlerin, erkeklerini kötülüklerden koruyacağına inanıyorlardı. Savaş sürerken, Hırvat askerlerinin boyunlarındaki bağlar dikkatlerden kaçmadı. Kadınlardan yadigâr bu parçalar, Fransız modacıların elinde önemli bir aksesuara dönüşürken, tabii ki süreç içinde büyük yenilik ve gelişimlere de uğradı. Değişime uğramayan tek şey; savaşa giden Hırvat erkeğinin boynuna eşarbını bağlayan Hırvat kadın ile sabah işe giden eşinin kravatına son bir kez dokunan kadın… Her ikisi de aradan asırlar geçmesine rağmen aynı yöntemle uğurladılar eşlerini, asırlardır aynı duyguyu taşıyan kravat sayesinde. 
 

kravat hırvatistan

O güne kadar ‘ruff’ denilen bir tür yaka kullanan Fransızlar, Hırvatların kullandığı ütüleme, kolalama gibi sorunları olmayan yeni boyun bağlarını kabullenmekte hiç mi hiç zorlanmadılar. Fransız subayları yeni tanışmış oldukları bu aksesuarları, günlük yaşamlarında da kullanmaya devam ettiler. Askeri üstünlüklerini her fırsatta vurgulamaktan hoşlanan Fransız aristokrasisi arasında, 1650’lerde moda şeklinde yayıldı. Fransızlar bu aksesuara  ‘A la Croate – Hırvat Usulü’ adını takmıştı. Cravate’nin, yani bugünkü kullanıldığı ‘kravat’ haline dönüşmesi sırasındaki şekli, kullanımı, yüklendiği sembolik anlamlar da tarihin akışıyla birlikte büyük değişiklikler gösterdi.

KRAVAT

Kravatın erkek yaşamına dâhil olmasıyla beraber ciddi sorunlar da doğdu. Öyle ki artık elbiseye uygun kravat seçmek gerekiyordu, bir de onu doğru form ve boyutta bağlamak. Bazı erkekler kravata uygun elbise seçecek kadar abartıyorlardı bu durumu. Yılda satılan kravat sayısı ise 800 milyonu buluyor, bu konuda sanırım Hırvat kadınlarını tebrik etmeliyiz. 
 

kravat

1960’ların sonu, 1970’lerin başında çiçek çocuklar ve özgürlük şarkılarıyla birlikte; otoriteyi, düzeni temsil ettiği gerekçesiyle ciddi bir darbe yiyen kravat kullanımı, 1980’lerin ‘yuppi’leriyle birlikte yeniden gündeme oturmayı başardı. 1990’larda ise İtalyan ayakkabı devi Superga’nın başkanı Franco Bossisia, açıkça kravata karşı savaş açarak şu demeci verdi: “Kravat hiçbir işe yaramaz, erkeklerin çoğu ilginç bir kravat seçeyim derken rezil oluyor. Üstelik çok sıkıcı ve sıcak tutuyor.” Bossia’nın bir de iddiası vardı: “Beş yıl sonra, iş dünyası dâhil hiç kimse kravat takmayacak.’’

kravat

 
Hepimizin de gördüğü üzere Bossia vermiş olduğu bu savaşı kaybetti. Kazanan Hırvat kadınları… Öyle gözüküyor ki Bossia’nın mağlubiyeti uzunca bir süre daha değişmeyecek. Çünkü bir tür kartvizit gibi boyunlarında taşıdıkları kravat ile gurur duyan erkekler, statülerinin sarsılmaz bir temeli olarak gördükleri kravatlara olağanüstü önem vermeye, kadınlar da her sabah bu sarsılmaz temeli gözden geçirip değerlendirmeye devam edecekler.

Merve HİFA

 
 

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın

yazılım