Mutfakla Aranıza Mesafe Koyun

KOVİD-19 nedeniyle zamanımızı evde geçirdiğimiz ve diğer insanlardan kendimizi izole ettiğimiz şu günlerde mutfakla aramıza mesafe koymaya dikkat etmemiz gerekir. Evin içerisinde yapılabilecek fiziksel aktiviteleri önemini vurgulayan Beykoz Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Y. Birol Saygı, sosyal izolasyonun yanı sıra mutfaktan da izole olmamız ve hareket etmemizin önemini vurguluyor. Prof. Dr. Saygı, bu süreçte neler yapılması gerekenleri belirterek uyarılarda bulundu.

Koronavirüsü (Covid-19) salgını nedeniyle herkes kendini evlerinde izole etmeye devam ediyor. #Evdekal çağrılarına uyan milyonlarca kişi hem kendini hem de diğer insanları koruyabilmek için gönüllü olarak evlerinde ‘karantina’ya girdi.  65 yaş üstü kişilerin ve  kronik hastalığı olan kişilerin dışarıya çıkması kısıtlanırken eğitim kurumları da dahil olmak üzere birçok kurum online sisteme geçmiş durumda. Bütün toplu faaliyetler iptal edilirken, birçok çalışan mümkün olduğunda işini evinden yapıyor. Günlük rutinlerin değişmesi ile bu durum bedensel sağlığımıza ne gibi etkileri olabilir sorusunu akıllara getiriyor.

Sokaktan ve Mutfaktan Uzak Kal

Beykoz Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Y. Birol Saygı, zamanımızı daha çok evde geçirdiğimiz bugünlerde mutlakla aramıza mesafe koymamız gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Saygı, “Bugünlerde ise bütün bunlardan uzakta ve evde zaman geçirmekteyiz. Dolayısıyla da evde daha aktif zaman geçirmenin yollarını bulmalıyız. Aksi takdirde sıkılacağız;  sıkıldıkça da mutfak ve buzdolabını daha çok sık ziyaret edeceğiz. Koronalı günlerde mutfakla aramıza mesafe koyarak yani mutfak ziyaretlerimizi seyrekleştirerek, ev içinde yapabileceğimiz maksimum fiziksel aktiviteyi yapmamız gerekir. Beslenmede altın kural “küçük bir hareket bile hiç hareket etmemekten daha iyidir.” Unutulmamalıdır ki karantina günlerinde koronodan izole olmamız ne kadar önemli ise mutfaktan da izole olmamız ve hareket etmemiz o kadar önemlidir” uyarısında bulunuyor.

Obeziteye Karşı Fiziksel Aktiviteye Önem Verin

Prof. Dr. Saygı, “Aslında kilo almanın çok basit bir denklemi var: Alınan ve verilen enerji dengesi. Alınan enerji, verilenden fazla ise kilo alınıyor. Mutfak ziyaretinde sıklaşma ve evdeki yetersiz hareketin sonucu bu denklemde bozulma oluyor. Bu da kilo alımı yani şişmanlamaya yol açıyor. Bazal metabolizması ve fiziksel aktivitesi yüksek olanların kilo kontrolü konusunda zorlanmaz. Yatar ve dinlenir vaziyette iken vücudumuzun iç organlarının çalışarak harcadığı enerjiye ‘bazal metabolizma” diyoruz. Gençlerin bazal metabolizması yüksek olup, yaş ilerledikçe bazal metabolizma düşüyor. Bazal metabolizması ve fiziksel aktivitesi yüksek olan kişiler, kilo kontrolü konusunda zorlanmazlar. Karantina öncesi çok spor yapamasak bile az-çok yürüyüş yaparak fiziksel aktivite ile aldığımız enerjiyi kısmen de olsa tüketebiliyorduk. Şimdi ise obezite ve şişmanlık tehlikesine karşı fiziksel aktivitelerimize ve aldığımız enerji miktarına yani yediğimiz ve içtiğimize daha fazla dikkat etmemiz gerekiyor.”

Obeziteye Karşı Harekete Geçin

Obezite görülme sıklığının arttığını belirten Prof. Dr. Saygı, “Evde ‘hareketsiz’ çok zaman geçirmek ve mutfakla fazla haşır neşir olmak obezite riskini yükseltiyor. Obezite, “vücutta sağlığı bozacak ölçüde aşırı ve anormal yağ birikmesi” demek… Türkiye’de obezite oranı, OECD ortalamasının üstünde. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre ülkemizde diğer dünya ülkelerinde olduğu gibi obezite görülme sıklığı gün geçtikçe artıyor. Türkiye’de kadınlarda obezite görülme oranı yüzde 40. Diğer bir deyişle kadınlarda, erkeklerin iki katı oranında obezite görülüyor. Türk toplumunun yüzde 30’u obez sınıfına girerken, aşırı ve yanlış beslenme alışkanlıkları, yetersiz fiziksel aktivite, yaş ve cinsiyet, eğitim düzeyi, hormonal ve metabolik etmenler, genetik etmenler, psikolojik problemler, sigara- alkol kullanma durumu ve doğum sayısı ve doğumlar arası süre gibi faktörler obeziteye yol açıyor” dedi.

Kendinizdeki Değişimi Fark Edin

Beykoz Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Y. Birol Saygı, “Obezite, kalp-damar hastalıkları ve diyabetin temel nedeni olarak biliniyor. Aslında günümüzün ağır temposunda bireyler, yoğun güncel hayatlarında yeterli hareket ettiklerini söylüyorlar. Oysa sağlıklı beslenme düzeni ve beslenmede temel kurallar olan yeterli-dengeli-çeşitlendirilmiş faktörlerinin uygulanmaması ve düşük fiziksel aktivite obeziteyi tetikliyor” diye konuşuyor. Saygı, ev ortamında aşırı kilo almamak için neler yapılması gerektiği konusunda ise şu önerilerde bulunuyor:  “Kendinizi izole etmeye karar verdiyseniz, spor salonuna erişmeden hedeflerinizi takip etmenin yollarını bulmalısınız. Öncelikle aktivitenize göre yiyecek alımınızı azaltmanız gerekir. Diyelim ki günde 1.800 kalori alırken daha önce kilo veriyordunuz. Yaptığınız egzersiz miktarı önemli ölçüde azalırsa, kalori alımınızı yüzde 10-15 oranında azaltmanız gerekir.  Bu, günde 1.560-1.620 kalori yemek anlamına gelir. Eğer kalori hesabı yapmıyorsanız, bir öğün atlamayı düşünün. Kendinizi her gün tartın. Kendinizi her gün tartarsanız, hızlı kilo artışlarını hızlı bir şekilde tespit edebilir ve harekete geçebilirsiniz.”

İrem U.

Aysha Dergi Yazı İşleri Müdürü olan İrem Uluerciyes, moda, güzellik, stil, güncel konularda yazılar yazıp, alanında uzman isimlerle röportajlar gerçekleştirmektedir.

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın