Doku Medical: Ruh ve Güzellik

Doku Medical, 2017 yılında kurulmuştur. On yılların tecrübesi ile ortaya çıkmış bir sağlık kuruluşudur. Kurucu, Dr. Serkan Aygın’ın 1996 yılından bu yana sağlık sektöründe uluslararası bir deneyime kavuşmuş Türkiye’nin kendi alanındaki uluslararası tanınırlığı olan önemli doktorlarından biridir. Kendisinin bu deneyimini ve yine alanında önemli doktorları bir araya getirerek Doku Medical markasında birleşmesini sağlamıştır.

 

2017 yılında kurulan Doku Medical, yılların tecrübesi ile ortaya çıkmış bir sağlık kuruluşu. 1996’dan bu yana sektörde uluslararası bir deneyime kavuşmuş olan kurucusu Dr. Serkan Aygın, Türkiye’nin kendi alanında global bir tanınırlığı olan önemli doktorlarından biri. Aygın, kendi deneyimini, bir araya geldiği önemli isimlerle birlikte merkezinde birleştiriyor.

Dr. Serkan Aygın, 1968 doğumlu ve temel tıp eğitimini İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi’nde tamamladı. Dermatoloji ve farmakoloji alanlarındaki uzmanlığını da yine aynı üniversitede yatı. Doku Medical’in kuruluş felsefesi, Türkiye’nin sağlık alanındaki deneyim ve tecrübesini dünya standartlarında hastalarına sunmak. Bunu yaparken her biri kendi alanlarında önemli deneyime sahip sekiz doktor ve onlarca sağlık çalışanından oluşan bir kadrosu ile çok donanımlı ve kapsayıcı bir hizmet sunuyor.

Doku Medical ve Dr. Serkan Aygın’ın klinik alanı dahil 9 bin metrekare kapalı alana kurulu, Şişli’nin merkezinde yer alan kliniği aynı zamanda bir sanat galerisini andırıyor. Şu anda merkezde, Daniele Sigalot’tan Ahmet Güneştekin’e uzanan çok değerli sanatçıların eserleri yer almakta.

Dünyaya Açılan Pencere, Gözler…

Gözlerimiz! İçimizden geçenlerin dünyaya bir bakışla filizlendiği küçük bir aralık aslında. Doku Medical kadrosunun doktorlarından Dr. Bengisu Özarslan anlatıyor: “Siz sustuğunuzda onlar sevginizi, şefkatinizi, kırgınlığınızı bazen başkasına, bazen size anlatır.

Aynada yeni başlayan güne gülümsetir sizi; gece geç kapanan bilgisayarın, artan iş yoğunluğunuzun izlerini yine ‘gözünüze’ de çarpabilir. Hayatımızın yeni vazgeçilmezleri olan maskeler ve video konferanslar ile yüzümüzün farklı açılarını ve gözlerimizden etrafımıza yaydığımız duygusal enerjiyi yeniden keşfediyoruz şu günlerde. Yani benim dilimde anlatırsak, göz çukurunun içine yerleşmiş, kemik yapıya özel bağlarla bağlanmış gözler; etrafında onu saran ince ama güçlü bir kas yapısı ve burayı örten narin cilt tabakası, kendimizle ve etrafımızla kurduğumuz ilişkinin mihenk taşı oldu. Peki kendimizi daha iyi hissetmek, etrafımıza da bu enerjiyi yansıtabilmek için, göz çevresinin sağlığı ile ilgili neler yapabiliriz?

Göz çevresinde tekrarlanan mimik hareketlerle oluşan kırışıklıklar, cansız donuk görünüm, koyu renkli halkalar, ciltte oluşan ‘mikro-sarkmalar’ ve gevşeme, enerji temelli cihazlar (lazer, ultrason, radyofrekans enerji), mezoterapi, botulinum toksin, dolgu ve ip askı uygulamaları ile daha iyi hale getirilebilmekte. Artık birçok danışanımız tarafından bilindiğini düşündüğümüz botulinum toksin uygulamaları, mimik hareketleri azaltarak cilde bir dinlenme süreci tanıyor. Ancak cildin yapı taşlarında (kolajen ve elastin) kayıp başladıktan sonra yetersiz kalabilmektedir. Bu noktada kombine yaklaşımlar daha uzun süreli ve güzel sonuçlar sağlıyor. Aslında yapılması gereken, basit bir mekanizmanın uyarılması. Yani cildinizin kendi iyileşme ve üretme gücü. Ultrason, radyo-frekans ve lazer temelli sistemler ısı yoluyla yapı taşlarının yeniden üretilmesini sağlar.

Mikro-hasarlar ile yara iyileşme sürecini uyarır, kolajen ve elastinin yeniden daha ve güçlü bir şekilde yapılanmasının yolunu açarlar. Mezoterapi cildin orta katmanına yapılan enjeksiyon tedavisinin adıdır. Göz çevresinde hyalüronik asit, vitamin ve peptit temelli ürünler ile nem, besin desteği sağlanabilmekte. Benim açımdan vurgulanması gereken en önemli noktalardan biri, cilt sağlığınızı korumak için bu yöntemlerin ‘koruyucu’ olarak da kullanılabilmesi. Yani göz kapağınız sarkmaya başlamadan önce lazer tedavisi ile cildinizi güçlendirebilir; mezoterapiler ile yapı taşı desteği sağlayabilir, pigment oluşumunu azaltabilir; radyo-frekans ve ultrason uygulamaları ile kolajen sentezinizi uyarabilirsiniz.

Botulinum toksinler için de benzer bir mantıktan bahsedebiliriz, kırışıklıklarınız ciltte yer etmeden önce yine koruyucu tedavi protokolü içinde toksin uygulanabilir. Göz altındaki ince yağ ped desteğinin azalması durumunda ise hyalüronik asit içerikli dolgular, tedavi planına eklenmekte. Ama unutmayın; eğer göz altındaki volüm kaybı dikkatinizi çekmeye başladıysa orta yüzde de yağ pedlerin aşağıya doğru sarkması gibi negatif vektörlü değişiklikler başlamış demektir. Son olarak kaşın pozisyonunu şekillendirmek, kaş ucunu yukarıya taşımak için dolgu ve toksin uygulamalarına ek olarak ip askı yöntemi de sıkça tercih edilmekte. Kaş askılama ile kaşa ve göz kenarına yukarıya doğru vektör kazandırılabilmekte. Böylece trend kaş şekilleri yakalanırken, göz kapağının üzerindeki ağırlık azaltılarak daha canlı bakışlar da yakalanabiliyor. Bu kadar çeşitli uygulamalar varken hangi tedaviyi önceliklendirmek lazım? Cevap kişinin beklentisi, yaşı, yaşam tarzı, cildin rengi, hasarın şiddetine göre değişir. Ve size en uygun planı dermatoloğunuz önerecektir.”

 

Sanatın ve güzelliğin uyumunun ortaya müthiş bir ahenkle çıktığı Doku Medical’de; Ahmet Elhan’dan Beatrice Gallori’ye 100’ün üzerinde sanatçının eserleri gelenlere estetik bir ortam sunuyor. Güzelliğin sanat ile ilişkisinin yadsınamaz gerçeğini tıp merkezinin ruhunda rahatlıkla görebilirsiniz. Kadrosunda, Türkiye’nin deneyimli, estetik alanında bilinen doktorları ile hizmet sunuyor. Bu doktorlar özellikle lazer tedaviler ve diğer medikal estetik uygulamalar konusunda çalışmaları ile ses getirmiş doktorlardır. Doku Medical kendi bünyesinde, plastik cerrahi alanında da yine başarılı ve deneyimli doktorlar ile hizmet veriyor. Burun estetiği, meme büyütme ve küçültme operasyonları başta olmak üzere birçok estetik operasyon hizmetini güvenle alabileceğiniz bir merkez. Türkiye’nin kendi alanlarında uzun yıllar çalışmalar ortaya koymuş doktorlarını bir araya getiren Dr. Serkan Aygın, Doku Medical’i güçlü bir kadro ile kurdu. Hem vizyon açısından hem de kurumsal tecrübe açısından Türkiye’nin sağlık alanındaki birikimini dünyaya taşımayı hedefliyor. Bunun için tüm hizmetlerinde yüksek standart sunmak olmazsa olmazı. Doku Medical’i farklı kılan özelliklerin başında da yine deneyimli doktorları geliyor. Bu farkı sağlarken, şu anda dünya üzerinde kullanılan en ileri medikal teknolojileri de hiçbir fedakarlıktan kaçınmadan merkez bünyesine katıyor. Halihazırda medikal estetik alanında yapılmış yatırımları milyonlarca dolara ulaşmış durumda. Dr. Serkan Aygın, “Bu yatırımı şu anda Türkiye’de çok büyük dediğimiz bir merkezde dahi görmemiz pek mümkün değil” diyor. Bu deneyim ve donanım ile yerini şimdiden sağlamlaştıran Doku Medical, hastalarına en iyi hizmeti sunmak için çalışıyor.

 

 

İrem U.

Aysha Dergi Yazı İşleri Müdürü olan İrem Uluerciyes, moda, güzellik, stil, güncel konularda yazılar yazıp, alanında uzman isimlerle röportajlar gerçekleştirmektedir.

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın