Ek Gıdaya Geçişte Acele Etmeyin!

Ayşe Öner

Bebek 8. ayına geldiği zaman artık kaşıkla beslenmeye alışmış olur. Katı gıdalar onun için farklı tatlardır; renkleri, şekilleri ona ilginç gelir ve ağzıyla tanıdığı için, her türlü şeyi ağzına götürdüğü gibi besinleri de ağzına alıp çiğnediğinde aldığı tada göre yüz ifadesi değişir.

Sindirim sistemi daha gelişmiş olduğu için masada onun mama sandalyesine de yer açmalısınız. Sofrada sizinle yemek yemeği sevecek ve arada sizinle kendi dilinde sohbet bile edecektir. Masada yemek ve size katılması onu sosyalleştirecek; masa adabını, sizi taklit ederek çiğnemeyi, kaşık-çatal kullanmayı da zaman içinde öğrenecek ve onunla birlikte restorana bile gittiğinizde size sıkıntı vermeden yemeklerini masada yiyebilir olacaktır. Onuncu aya kadar daha kıvamlı, pürtüklü yemekleri de yemeyi başarır. Arka azı dişleri çıkmadan çocuğun çiğnemesi tam olmaz, ancak 3 yaşında çiğneyerek öğütüp yutmayı başarabilir. O zamana kadar da besinler bebeğin kolayca çiğneyebileceği şekilde küçük parçalar halinde sunulmalıdır. Bebeği beslerken aceleci olmak, ağzındakini henüz yutmadan kaşıkla arka arkaya yiyeceği ağzına tıkıştırmak bebeğin kusmasına, yemeyi reddetmesine hatta boğazına kaçmasına dahi sebep olmaktadır. Bebeğin iyi sindirebilmesi için ağzındaki lokmayı çok iyi çiğneyip sanki blenderden geçmiş yumuşaklığa getirmiş olması lazım. O sebeple bebekler ve çocuklar ağzındaki besini çok uzun süre çiğnerler, buna izin vermelisiniz. Çiğnemeden yutulan besinler hazımsızlık, besin alerjisi , kusma, boğaza takılma gibi sıkıntılara sebep olup, bebeğin ve çocuğun katı gıdalara karşı isteksiz ve tepkili olmasına neden olabilir. Aceleci olup yutmaya hazır olmayan bebekleri de zorla yedirmeye çalışmak bebeği de anneyi de mutsuz edecektir. Her bebeğin öğrenme süresi farklıdır. Ek gıdalara geçiş için aceleci olmayınız, 6. aydan sonra bağırsakları da artık ayırt edebilecek olgunluğa ulaşır, yararlı olanları geçirip yararsız olanları da atmayı başarabilir. Aceleci olup erken yedirmeye başlamak alerji riskini arttırır. 6. aya kadar bebeğiniz sizin sütünüz haricinde başka hiçbir besine gerek duymayacaktır. 6 aydan sonra da hala onun için önemli olan anne sütüdür ama yavaş yavaş yeni tatlara, püre kıvamına alıştırmaya başlıyoruz. Zorlamadan ek gıdaları kaşıkla verin, almıyorsa ısrarcı olmayın. Katı gıdayı çorba haline getirip biberonla vermeyin, bir süre sonra tekrar deneyin; şunu hiç unutmayın, her ara öğün onun süt öğününü çalmaktır. Bebek emmeyi bilerek doğuyor ama sonra ısırma ve en sonrada çiğneme yeteneğini geliştirir. Bu süre her bebek için farklıdır.

Hamileliğinizde sağlıklı yemek pişirme alışkanlığınızı doğum sonrasında da sürdürün çünkü 1 yaşından itibaren çocuğunuz evde pişen tencere yemeklerinizden yemeye başlayabilir. Tuz olarak seçiminiz Himalaya veya kaya tuzu olmalı, şeker ise hiç kullanmayın. Nasıl olsa okula gittiğinde tatlı yiyeceklerle tanışacak ama alışkanlığı olmaz ise çok da rağbet etmeyecektir.

HANGİ GIDAYI NE ZAMAN VERMELİ?

Meyve: Mevsim meyvelerini tercih edin, 1-2 çay kaşığı ile başlayarak 3 çorba kaşığına kadar çıkabilirsiniz. Elma püresi, kayısı, armut, şeftali, muz gibi meyve çeşitlerini deneyebilirsiniz. Meyve lifleri, sebzeye oranla daha kolay sindirilir. Kabuklarını ince soyun çünkü meyvenin vitaminleri kabuk ve kabuğa yakın kısımlarda bulunur. Meyve suyu vermek yerine meyvenin kendisini yedirmek liflerinden faydalanmak açısından da yararlıdır. Derin dondurucuda saklanan veya kurutulmuş meyveyi tercih etmeyin. Meyveyi karnınız açken ara öğün yapmamalısınız çünkü kan şekerini çok yükseltir. Yoğurt, kaşık mamalar veya anne sütü ile  beraber vererek öğünü tamamlayabilirsiniz.

Sebzeler: Bebeğinizde sebzeye geçişi 6. ay veya daha sonrasında yapabilirsiniz. Aynı meyvede olduğu gibi başlangıçta birkaç çay kaşığı verip ilerleyen günlerde miktarı arttırabilirsiniz. Havuç, patates, taze fasulye gibi sebzelerle başlangıç yapılabilir. Lahana, pırasa, soğan, sarımsak gibi sebzeler bebeklerde gaz yapabileceği için, 8. ayda iyice pişmiş şekilde verilebilir. Sebze püresinin geri kalanını buzdolabında saklayabilirsiniz. Bir iki gün dolapta kalan püre bozulmaz, sebzenin hafif ekşimiş halinin hazmı daha kolaydır ve içerisindeki probiyotik miktarı artar.

Etler: Demir içeriği en yüksek olan gıda ete başlamak için 7. ayın bitimini beklemeniz gerekiyor. İyi seçilmiş bir ette tüm antioksidanlar, yağlar, protein, vitamin ve minerallerin yanı sıra Omega 3 de içerir. Kırmızı et yiyen bebeklere demir preparatı vermeye gerek yoktur. Kuzu eti ile başlayabilir, öğlen ve akşam yemeklerinde 1 tatlı kaşığı ile başlayarak 4 çorba kaşığına kadar arttırabilirsiniz. Sebzeli et yapacaksanız  önce eti iyice pişirip sonra sebzeyi ilave edin ve sebze ile tekrar pişirin. Balık, tavuk ve sakatatlara dokuzuncu aydan itibaren başlayabilirsiniz.

Yumurta: Bebeğinize vereceğiniz en önemli besin yumurtadır. İçinde insanlar için gerekli tüm  besin maddelerini içerir. 6. aydan itibaren tam pişmiş yumurtanın sarısı ile başlanır. Cilt hassasiyeti olan bebeklerde 8. ayda başlanabilir. 1 çay kaşığı ile başlanıp her gün miktarı biraz daha arttırılabilir. Her gün bir yumurta sarısı yiyebilir, ayrıca sebzeye, mamaya da karıştırılabilir. Yumurtanın beyazına 1. yaşında başlayabilirsiniz. Bazı bebekle kokusundan hoşlanmaz ve yemek istemezlerse yemek ve çorbalarına terbiye olarak katabilirsiniz.

Bal: Bebeğinize 1 yaşından önce bal vermeyin. İyi seçilmiş hakiki bir bal pek çok derde devadır. İçinde iki binden fazla vitamin, prebiyotik ve probiyotik barındırır, simbiyotik bir yapıda olup antioksidan benzeri maddeler içerir. Öksürük ve boğaz ağrısında iyilik sağlar, reflüye iyi gelir, Botulizm zehirlenmesi açısından balı benmari usulü sıcak suda bekletirsek (ısıda Botulizm zehri yok olmaktadır) zehirlenme tehlikesini yok etmiş oluruz.

Yoğurt: Bebekler için çok sağlıklı bir gıda olan yoğurt, mayalanarak yapıldığı için inek sütünden yapılıyor olmasına rağmen inek sütüne oranla daha az alerjiktir ve hazmı da kolaydır. Günlük süt ile evde mayalamak çok daha sağlıklıdır. Yoğurt suyu da çok kıymetlidir, yemeklerde kullanabilirsiniz.

Kefir: Probiyotikten zengin ve hatta sütü mayalamak için bile kullanabileceğiniz antioksidan bir besindir. Sindirim ve bağışıklık sistemini güçlendirir 6 aydan sonra bebeklere verilebilir. Tadından hoşlanmayan bebeklere kefir içine muz, çilek gibi meyveler koyarak tadını onun hoşlanacağı hale getirerek deneyebilirsiniz.

Ekmek: Kahvaltıda başlayarak 6. aydan itibaren verebilirsiniz. Ekşi mayalı ekmekle başlamayı tercih edin eğer hazım sorunu olmaz ise diğer ekmekleri de deneyebilirsiniz. Tam buğday, karışık tahıllı ve çavdar ekmekleri glisemik endeksi daha düşük olduğundan ve lif, mineral, protein, demir ve B vitaminleri açısından zengin olduğundan tercih edilmelidir. Hazmı da daha kolaydır.

Hazır kaşık mamalar: Bebeğiniz bunları yemese de olur. Yememesi durumunda bir besin eksikliği söz konusu değildir. Kilo almayan bebeklere eğer doktor tavsiye etmiş ise günde iki öğün verebilirsiniz. Organik olanlarını tercih etmelisiniz. Fazla verilmesi kabızlığa ve kiloya sebep olacaktır.

Muhallebi: Muhallebi vermek şart değildir, pirinç unu bazı bebeklerde kabızlık, iştahsızlık ve gaz sancısı yapabilir. Ayrıca şeker bebeklere verilmemeli demiştik; onun yerine, pişirilmiş yulaf (1 çay kaşığı pekmez veya bal ilave ederek) buğday özü, doğal müsli verilebilir. Verilmemesi bir eksiklik değildir.

Karbonhidratlar: Tahıllar, az şekerli meyveler, kuruyemiş gibi karbonhidratların bağırsaklardan hemen emilmesi sebebiyle kan şekerinde büyük değişiklikler yapmazlar. Çocuğunuz yediği meyveler, sebzeler et ve anne sütünden zaten günlük karbonhidrat ihtiyacını karşılar. Bisküvi, makarna, pilav, beyaz ekmek, mısır gevreği hiç yemese de olur. Zira bu besinlerin basit şeker ve nişasta dışında hiçbir besin değeri yoktur. Vücudun asidik ortamını çoğaltır, kan şekerini yükseltir, alışkanlık yapar ve hastalıklara zemin hazırlayan yararsız gıdalardır.

Yağlar: Her gün mutlaka yağ yemelidir, yağlar en önemli enerji kaynağıdır. Bebeğe zeytinyağı, kaymak ve tereyağı yedirebilirsiniz. İşlem görmemiş ayçiçeği yağı, kabak çekirdeği, fındık, badem, keten tohumu yağları da yararlıdır. Sızma zeytinyağını tercih etmelisiniz. Sinir sistemi ve beyin büyük ölçüde yağdan oluşmuştur ve bebeğin beyninin gelişim sürecinde yağlar çok önemlidir.

 

 

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın