Ailede Özel Hayatla İlgili Sınırlar

 Çocukların kendilerini birey olarak görebilmeleri, aile içinde bir yerleri olduğunu ve önemsendiklerini fark etmeleri için, her şeyden önce onlarla konuşmamız gerektiği tartışılmaz bir gerçek. Fakat ne kadar ve hangi sınırlar doğrultusunda konuşmalıyız? Anne babalar bu sorunun yanıtını bildikleri oranda çocuklarıyla sağlıklı iletişim kurabilirler.
 
Ailenin geleceğini etkileyecek konular hakkında konuşmak
Ailenin ekonomik veya fiziksel yapısını (bütünlüğünü) etkileyecek kararlar alırken, çocuklara mutlaka söz hakkı verilmeli ve ailede olabilecek radikal değişiklikler çocukla paylaşılmalıdır. Bu değişiklikler arasında; ev değiştirme (alma, satma ya da başka yere taşınma), başka bir şehre ya da ülkeye taşınma, yeni bir kardeş olayı da en az boşanma kadar çocuğun ruhsal yapısını etkileyen önemli olaylardandır. Anne babanın yeni bir kardeşe hazırlıklı olup olmadığı ve verebileceği tepkiler çocukla konuşulmalıdır. Gebeliğin her döneminde çocuk ve yeni bebek ilişkisi, aile bireylerinin de katkısıyla pekiştirilmeli ve olası kıskançlıklar baştan önlenmeye çalışılmalıdır.
 
Ölüm ve Hastalık
 
Ölüm ve hastalık konularının çocuğa anlatılması her ne kadar zor olsa da, onun yaş gelişimine ve ruhsal yapısına en uygun şekilde anlatılmalı, çocuğun ölümü ve sürekli hastalıkları kabul etmesi sağlanmalıdır.
 
Boşanma
 
Ailenin geleceğini etkileyecek en köklü değişikliklerden biri de boşanmadır. Bu değişim çocukla paylaşılırken tavizkar davranmamaya dikkat edilmeli ve bu gerçeğin çocuğun aile bireyleri ile ilişkilerini zedelemeyeceği (anne ve babanın hâlâ onun annesi ve babası olduğu ve sevgilerinin eksilmediği vs.) anlatılmalıdır. Çocuklarla bunları konuşurken, önce bu değişimin neden kaynaklandığı anlatılmalı, sonra da konu hakkındaki görüşleri sorulmalı ve konu çocukla tartışılmalıdır.
 
Çocuğun Söz Hakkı Ne Kadar Olmalı?
 
Anne baba olarak her akşam günlük yaşantımızda olup bitenleri konuşacağımız bir zaman dilimi oluşturmalıyız. Bu zaman diliminde çocuklarımızın anlayabileceği ve bilmelerini istediğimiz kadar detaylara yer vermeli, daha sonra konuşulması gerekenleri ise çocuğun yanımızda olmayacağı zaman dilimlerine aktarmamız gerektiğini unutmamalıyız.
 
Aile tarafından paylaşılan bu zaman diliminde, çocuk sizin hakkınızda bilmesi gerekenleri öğrenecek ve çocuğunuzun günlük sorunlarını anlatması ve paylaşması için olanak sağlanacaktır.
Çocukların önünde genellikle her şeyi konuşan bir toplumuz. Evimize gelen misafirle başkaları hakkında konuşurken ya da din, politika gibi çocukların tam anlayamayacağı konularda konuşurken, çocuklar da yanımızda bizi dinlerler ve biz bunu genellikle göz ardı ederiz. Halbuki çocuklar oyun oynarlar gibi gözükseler de kendisinin duyabileceği her şeyi beyinlerine kaydeder ve konuşulan kişi hakkındaki tavırlarını ona göre belirler. Özellikle çocuğun yanında, onun hayatında önemli rol oynayan kişiler hakkında konuşurken çok dikkatli olunmalıdır. Yine çocuğun yaşını aşan içerikli konuşmaları çocuğun yanında yapmak, çocuğun kulaktan dolma bilgilerle farklı düşünceler içine girmesine neden olacaktır.
 
Çocuğun yetişkinler konuşurken lafa girmesi ve eleştirilere katılması ise yapılan hataların en önemlilerindendir. Böyle bir anda yapmanız gereken şey; bu konunun sadece sizi ilgilendirdiğini ve gizli bir konuşma yaptığınızı çocuğa anlatarak onu ortamdan uzaklaştırmaktır.
 
Kavga ve Tartışmalar
 
Anne babaların yaptığı yanlışlardan birisi de aralarında çıkan tartışmaları çocuğun yanında yaşamaktır. Biz büyükler bu kavgaların ardından çoğu kez hiçbir şey olmamış gibi yaşamımıza devam etsek ve barışsak dahi; çocuklar bizi o kavgalarla hatırlayabilir. Bu durum çocuklarda çeşitli ruhsal sorunlara neden olur. Anne babasının ayrılacağı, onu terk edebilecekleri hissine kapılarak, aslında geçici olan şeyleri de çok büyük problem haline getirerek büyük sorunlar yaşayabilir.
 
Son söz;
 
Çocuğunuzla yaptığınız konuşmalarda çocuğunuz birey olduğunu fark etmeli ve siz de onun çocuk olduğunu asla unutmamalısınız. Yaşına ve ruhsal yapısına uygun şeyleri onun anlayabileceği dille paylaşacağınız her konuşma, onların kendilerine ve sizlere olan güveninin artmasına neden olacaktır.
 
Ayşen Oy
Pedagog

 
 

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın