Hayatınıza “Anne” olarak devam edeceğiniz gerçeğinin verdiği mutluluğun yerini, bir süre sonra sorumluluk duygusu nedeniyle endişe alır. Anne adayı hamilelik süresince bebek bakımıyla ilgili ne kadar kitap okuyup bilgilense de doğumdan sonra hiçbiri işe yaramaz. Bebeğin aslında normal sayılabilecek en ufak hareketi bile korkuya sebebiyet verebilir. İşte bu gibi durumları yaşamamak için anne ve anne adaylarını yakından ilgilendiren bazı hususlar…
Anne ve bebeğin sağlıkla buluşmasından sonraki en önemli şey emzirmedir. Hatta anne o zamana kadar hiç emzirme deneyimi yaşamamışsa durum daha da zor görülür. Öncelikle sütün artması için doğumdan en geç bir saat içinde bebeği annesinin göğsüne yatırmak gereklidir. Emmese dahi gün boyunca annenin göğsünde olması faydalı olabilir. Sonraki günlerde ise günde 10-12 kez emzirmek uygun görülüyor. Eğer süt rahatlıkla geliyorsa, beslenmeyi bebeğin kendisi yönetmeli. Zaten bebek acıktığı zaman ağlayarak annesine gerekli uyarıyı yapacaktır.
Ağlamak, bebeklerin dışarıyla iletişim kurmak için başvurdukları en sık yoldur. Acıkıp sıkıldığında, altını doldurup hastalandığında, aşırı sıcak ya da soğuğa maruz kaldığında yapacağı ilk şey ağlamak olur. Bu gibi durumlarda annenin sakinliğini koruyup bebeğin ihtiyaçlarını gidermesi en sağlıklı olanıdır.
Gaz sancısı ve çıkarımı ise annelerin en korktuğu konuların başında bilinir. Genellikle doğumdan 2-3 hafta sonra özellikle akşamları ortaya çıkan ağlama nöbetlerine sebep, bu sancılardır. 6-8 haftalık olduğunda yoğun şekilde kendini gösteren gaz sancıları, yaklaşık olarak 3. aydan sonra kesilir. Bu süre içerisinde ağlama krizlerini azaltabilmek için birçok ilaç ve davranış metodu denenmiş olsa da hiçbirinin bilimsel olarak işe yaradığı kanıtlanmamıştır.
Banyo yapma konusunda ise bunu, bebeğin rutini haline getirmek önemli olarak görülür. Akşam saatlerinde yaptırılan banyo, bebeğin uyku öncesi rahatlatılmasıyla yakından ilgilidir. Bebeği her gün yıkamak zorunlu olmamakla birlikte faydalıdır. Banyo sonrası bebeğe uygulanan krem, yağ ve losyon seçimi de önemlidir. Ufak sivilceler ve isilik tarzında döküntülerin ortaya çıkmaması için bu tarz ürünlerin kalite ve içerik listesine dikkat edilmelidir. Ayrıca bebeğin göbek ve çevresinin temiz ve kuru tutulması gerekiyor. Göbeği bezin dışında bırakmaya dikkat ederek titizlikle hareket edilmelidir. Ortalama iki hafta içerisinde düşen göbek bağı ile ilgili konuları doktorunuzla konuşmayı ihmal etmeyin.
Annelerin bilhassa endişelendiği noktalardan biri de bebeğini ince ya da kalın giydirdiğini düşünmek. Bebeklerde terleme görülmediği için kat kat giydirdiğinizde sıcaklığın yarattığı sıkıntıyı ağlayarak ifade etmeye çalışacaktır. Üşüdüğünü ise elleri ve ayaklarını kontrol ederek anlayabilirsiniz. Oda sıcaklığının 22-23 derece olduğu zamanlarda, bebeğinizin sizden sadece bir kat daha fazla giyinmesi yeterli olacaktır.
Son olarak bebekleri yatırırken yastık kullanılmamalıdır. Sağlıklı bir uyku için bebeğin yatacağı zeminin, şekil değiştirmeyecek sertlikte ve pamuklu kumaştan olması önerilir.
