MaxMara
Keskin parçalar, kesimler ve kalıplar… MaxMara defilesinden öne çıkan ilk özellilkler bunlardı. Hafif maskülen ve minimal tarzda oluşturulan koleksiyon, kendini güçlü hisseden kadının gücünü ve hâkimiyetini ortaya koyan cinstendi. Kırmızı, turuncu, krem ve kiremit renklerinin tonlarının kullanıldığı koleksiyonda; çoğunlukla kombinler tek tip görülüyor. Sade bir stille bu kadar güçlü bir kadın imajı gösteren koleksiyon, modaseverlerden ve bizden tam not aldı…

Fendi
İsminin geçtiği, el attığı her yerde unutulmaz bir iz bırakan Karl Lagerfeld’in Fendi için hazırladığı koleksiyon, klasik Fendi çizgisinde. Koleksiyondaki kürk detayları ve her biri canlı renklerin bir arada kullanımı; yine ayakları üstüne basabilen, hâkimiyet sahibi kadınları işaret ediyordu. Çarpıcı parçaların bulunduğu koleksiyonda; kruvaze uzun paltolar, bele oturan elbise ve etekler, kürk detayları, daha yuvarlak ve büyük kesimler ile Fendi klasikleri ilk bakışta kendini gösteriyordu.

Moschino
Moschino, Milano’da da bildiğiniz gibiydi. Jeremy Scott’un özgün ve yetenekli zihni, adeta podyuma sirayet etmişti. Kadife trençkottan, iri logolu büyük beden parçalara, birbirine geçen alakasız renkler ve desenlere kadar her bir detayda Scott’un sonu olmayan tasarım gücünü görüyorsunuz. Son yılların en büyük trendi büyük arma ve logolar da koleksiyonun öne çıkan detaylarının başında geliyor. Koleksiyonun bir diğer dikkat çeken parçaları ise duş perdelerinden, kuru temizleme poşetlerinden ve Margiela eldivenlerinden yapılan balo elbiseleri olabilir…

Prada
Sezonun en büyük tartışmalarından biri olan “Moda politik olmalı mıdır?”sorusuna Miuccia Prada şöyle diyor: “Politik olmak istemiyorum, resmi olarak da olmak istemiyorum. İşimi yapıyorum ve işim bu konu için doğru bir pozisyon değil”. Prada’nın Milano Moda Haftası’nda sunduğu yeni koleksiyon da, tüm dünyada yaşanan kaosların ve politik savaşların çok uzağında olduğunu belli ediyor. Renkli renkli parçalar; kristallerle, püsküllerle detaylandırılmış saten detaylar içerisinde 50’lilerin parti havasını yaşatıyor koleksiyona. Kim bilir, belki de Prada’nın yapmak istediği de bizi ileri götürmeden önce geriye götürmek ve geçmişi hatırlatmaktır.
