Sanatı ve Sanatkârı Fark Etmek

Gençliğin canlılığını, fikri üretkenliğini, duygusal ve aksiyoner arayışlarını, mesleki eğitimlerinin yanı sıra kendisini tanımasına da yardımcı olan, güzel sanatlar ve sporla değerlendirebilen milletlerin nesli cıvıl cıvıl çiçek bahçeleri gibi olur.

En büyük alim, ilim sahibi olan Allah (c.c)’nin ilminin muhteşem tezahürü, ifadesi insanın ta kendisidir. Cenab-ı Hakk’ın sanatkârlığının en camii eseri olan insanın da sanat ve sanatkârlıktan uzak kalması düşünülemez.
Sanat; sanatkârı tanıma, keşfetme ve kendisini özel bir antika sanat olarak yaratan Rabbinin inceliklerine vakıf olma, bu bakış açısıyla kendi değerini hissetme ve fark etmesidir aslında. Genel manada farkındalıklar hayatı anlamlı kılarken, insanın kendini fark etmesi bunu çok daha farklı bir boyuta taşır. Hayatının anlamını, ideallerini gözden geçirmesini sağlar. Ve yaratılış amacını, değerini idrak eden insanın; insana değer vermek, insana hizmet etmek hayatının en güzel hedefi haline gelir.

Farkındalık ve şuuru artan insan da ‘kâmil insan’ olma yolunda güzel bir yolcu oluyor. Sanat, sanatkâr, letafet, estetik, nezaket, zarafet ve incelik hayata yansıyınca; incinmeyen, incitmeyen, her şeyin asıl sahibini eserleriyle görmenin getirdiği geniş ufukla gelen beklentisizliğin de etkisi ile yılmak bilmeyen, yüce ideallerini en hassas ölçülerle dolu dolu yaşayan bir insan haline geliyor.

Cismi ile dünyada yaşarken, dünyaları aşan bir eser olmanın ve sanatkârı tanımanın mutluluğunu ifade etmenin yolu da; insanlara değer vermek ve insanların ihtiyaçlarını karşılamada hassas ve ilgili olmak şeklinde tezahür ediverir.

“İnsanların en hayırlısı insanlara en faydalı olandır.” (Hadisi şerif)

İnsanın yaratılışındaki sanatların görünümü olan organlarımız, sistemlerimiz Yunus Emre’nin bize seslendiği “Bir ben vardır bende, benden içeri” dizesini kendi içlerindeki uyumu, nizamı, intizamı, yardımlaşmayı, iktisat prensibinin görünür hale gelmiş şekliyle; birbirinden bağımsız ama birbiriyle içiçe halleri ile bize apaçık gösteriyorlar.

Birbirinden bağımsız ama iç içe bir yaşam…

Sayamayacağımız kadar çok, iç içe ve farklı dünyaların acayip muntazam, kendilerine özel ve sistemli işleyişlerini iliklerinize kadar hissediyor ve mest oluyorsunuz…

Mevsimine, ihtiyacına, estetiğine, kullanım yerine göre dizayn edilen kıyafetlerdeki inceliği değerlendiren bizler, kendi vücudumuzdaki disiplini, işleyişi, estetiği ve dizaynı idrak edince; hassas, nazik, yardımsever, ince ruhlu, bu vasıflara birlikte aksiyoner, disiplinli, sorumluluk sahibi olmayı öğreniveriyoruz…

Güzeli ve güzelliği seven insan; yaşadığı dünyayı da güzelleştirme gayretiyle hayatına renk katıyor. Dünyası genişleyen dar kalıp ve bakış açısından kurtulup, yeryüzünden gökler ötesi alemlere kadar uzanan bir bakış açısıyla geniş ufuklu, öngörülü, tahammüllü, dengeli bir “güzellik işçisi” oluverir…

 

Merve Akdoğan

İstanbul Üniversitesi Radyo TV bölümü mezunu olan Merve Akdoğan, web içerik editörüdür. Moda, Kadın, Stil, Güzellik, Seyahat/Gezi alanlarında içerikler üreten editörümüz, alanında uzman isimlerle röportajlar da yapmaktadır.

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın