Kendi Ruhunuza Yolculuk: HAC İBADETİ

Hac, Rabbimizin kendi ifadesiyle “Allah’ın Müslümanlar üzerindeki hakkıdır”. Diğer ibadetlerle kıyaslandığında çok daha kapsamlı, farklı, sembolleri ve katmanları olan bir ibadettir hac. Çünkü uzun soluklu bir ibadettir, yalnızca bir yolculuktan veya ameller topluluğundan oluşmaz. Hac, kendi ruhunuza bir yolculuktur; hayata bakışınızı, mekânla ilişkinizi, yaşam tarzınızı sarsar.

Hacca niyetlenen kişinin önce geçmişi ile yüzleşmesi gerekir. Hayat yolculuğunda karşılaştığı insanlarla yaşadıklarının tek tek hesabını tutar, amel küfesindeki kul haklarından kurtulmaya çalışır. Eğer üzerinde Allah hakkı var ise tövbe istiğfar ederek ruhunu arındırır.  Hac, temiz bir başlangıç ve yeni bir hayat vaadeder, geçmişi temizlemek bu yeni hayata atılan ilk adımdır. Çünkü Hz. Peygamber şöyle buyuruyor; “Kötü söz söylemeden ve büyük günah işlemeden hac eden kimse doğduğu gündeki gibi günahsız olarak evine döner”.

Hac yolculuğunun ilk sembolü niyettir. Önce, kutsal topraklara Allah’ın rızasını kazanmak niyeti ile gitmek ve ihrama girdiğiniz andan itibaren bedeniniz ile bu niyeti yaşamaya başlamanız gerekir. Artık ihrama giren kişi ile çıkan kişi aynı olmayacaktır. Bedeninizden tıpkı Hz. İbrahim’in oğlu İsmail’i kurban ettiği gibi bir kurban vermeli, Allah yolunda bedeninizden bir parçayı kutsal topraklarda bırakıp gelmelisiniz. Saçınızdan bir parçayı kutsal topraklara gömerken aslında gönlünüzden de bir parçayı gömmüş olursunuz, gönlünüzü de orada bırakırsınız. Hacca başlamadan evvel adeta başka bir dünyaya geçiyormuş gibi iki rekât ihram namazı kılarak taçlandırırsınız ruhunuzun dönüşümünü.

Artık sevgili hacı adayı;  arındın, temizlendin, tazelendin, dünyayı terk namazını kıldın ve her şeyini arkanda bırakarak Allah’ın evi ile kavuşmaya hazırsın.  Şairin “evlad-ı iyalden geçerek huzura gelmek” olarak anlattığı tavaf artık seni bekliyor. Koşup sevgiline kavuş, milyarlarca Müslüman içinde bir damla olup onlarla birlikte dönerken Allah Allah Allah zikri dilinden kalbine insin, bütün Müslümanlarla yekvücut olup zamanın izini kaybet. Bedenin, gönlün ve kalbin Allah zikriyle dolup taşarken bu anın kıymetini bil,  Rabbine en yakın olduğun andasın belki de. Hz. Peygamberimiz bu nedenle “tavaf namaz gibidir” buyurmuştur. Her selam duruşunda Hacerü’l Esved bir şahit gibi orada seni bekliyor, kendini “Bismillah-i Allah’u Ekber” nidalarıyla hatırlat ona. Kendine, nefsine, şeytanlarına, malına, mülküne hatırlat: Allah’u Ekber, Allah’u Ekber!

7 şavtı tamamladın ve sevgilinle buluştun, şimdi Hz. İbrahim olma, onun makamında bambaşka bir zamanda secde etme zamanı. Aşık’ın maşuku ile buluşmasını secde ile şahlandırarak onun makamında iki rekat namazı eda etme zamanı.

Sıra Hz. Hacer olmada. Zemzemin Annesi Hacer gibi o suyu bulup kana kana Kâbe’yi seyrederek serinlemeli sonra Hacer annemiz gibi Say’a sarılmasın. Allah’a dayan, hikmete ram olup kendi yolunu bulmalısın artık. Yalnıza gidip gelmeyeceksin Safa ile Merve arasındaki o yolda; Hacer annemizin suya hasreti gibi senin Rabbi’ne hasretin; kalbin zemzemle yıkanmış gibi tertemiz olana, Rabbi’ni kalbinde bulana kadar koş.

Umre görevi tamamlanıp arındıktan sonra Zilhiccenin 8’inden yeni bir talim başlar Arafat’taki hazırlığının sebebi yaşamının amacını değiştirmek, Allah’ın has kullarından birisi olmak. O’nun nazargahı olan bir mekana gidiyorsun. Ayetlerin ilk nüzul mekanında dur, düşün, oku, tefekkür et; yaptığın kullukta kendini bul. “Arafa” bilmek demektir, Arafat kendini bildiğin yer olursa ancak Hac vazifen anlamına kavuşur. Bütün Müslümanlarla birlikte huzurda secdeye kapan, dua et, Rabbinde ne isteyebilirsen iste artık, sonra Müzdelife’ye yürü ve kendi şeytanın ile yüzleşmeye hazır ol. Topladığın taşlar, sana bundan sonraki hayatında kendi şeytanına karşı hazır olman gerektiğini hatırlatsın.

Yaratan ve bir olan, her şeyi gören ve duyan, sana şah damarından daha yakın olan Allah’a karşı hac görevinin son durağı olarak Kabe’ye dön ve ardından son Say’ı yap, artık bütün çabanın kulluk etmek olduğu bambaşka bir makamdasın.

Rabb’inin günahların affı ile müjdelediği ibadeti, O’nun misafiri olarak kutsal topraklarda geçirdin. Bundan sonraki hayatında daha duyarlı ve mümince bir hayat geçireceksin. Haccın mübarek olsun. Daha iyi bir mümin hassasiyetinle yaşayacağın yeni dünyaya hoş geldin. Daim olsun, ölünceye kadar.

“Rabbim, bizi Müslüman olarak öldür ve bizi Salihler arasına kat” (Yusuf 101). Amin.

 

Nursen Turgut

Ayşe Özgün

Moda ve alışveriş kategorilerinde trend stiller ve markalardaki indirimler, kampanyalar hakkında bilgiler sunar. Sağlık uzmanı olan editörümüz uzmanlaştığı alanlarda farkındalık yaratmayı hedefliyor. İletişim: ayse.ozgun@aysha.com.tr

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın