Pandemi Sonrası Okula Dönüş Yol Haritası

 

Çok uzun zamandır alışkanlıklarımızın dışında -farklı- bünyemizde yarattığı etkiyi tam olarak tanımlayamadığımız, öğrenme-öğretme koşullarında zorlandığımız bir süreçten geçiyoruz. Haziran ayı itibariyle Yeni normal süreci girdi hayatımıza fakat ne zaman tam olarak normalleşeceğimizle ilgili bir öngörümüz yok. Bu travmatik dönemden en çok etkilenen gruplardan biri: Aile-çocuk- öğretmen üçgeni.

Güner Özdoğru

Okul Öncesi Öğretmeni

 Yaratıcı Drama Eğitmeni

  Sosyolog/ Aile Danışmanı

 

Çocuklar evde geçirdikleri uzun süreden sonra dönüşümlü ve kademeli olarak okula geri dönüyorlar. Onların bu geçişi en sağlıklı şekilde atlatmalarına yardımcı olmak ve ailelerin kaygısını bir nebze hafifletmek adına bu yazının rehber olacağını ümit ediyorum. Covid-19 salgın sürecinde çocuklar en çok sosyal-duygusal becerilerinin geliştirilmesine ve desteklenmesine ihtiyaç duydular. Konuşmak, anlatmak, paylaşmak, yalnız olmadıklarını hissetmek istediler. Okul ortamından ayrı geçen günlerde uzaktan eğitim bilişsel becerilerde çocuklara destekleyici bir rol oynasa da göz göze bakmanın ve bir arada olmanın verdiği psikolojik iyilik halini sağlamakta yetersiz kaldı ne yazık ki.

Çocukların sosyal ve duygusal gelişimi açısından izole eğitim; oyun oynama, karar alma, seçim yapma, bağ kurma, bağımsız hareket etme ve eğlence ihtiyaçları gözetilerek kurgulandığında, çocukların çocuk olma haklarının ellerinden alınmadığı bir sistem oluşturabilir. Çocuk olmanın temel bileşenlerine ters düşen uygulamalar ve zoraki planlamalar uzun vadede çocukları sosyal ve duygusal açıdan olumsuz etkileyebilir.

Bu süreç içerisinde çocuklar en çok ne istediler? Sorunun yanıtı aslında biz yetişkinlerden çok da farklı değildi. Duyulmaya, görülmeye, fark edilmeye, deneyimlemeye ve içlerinde kopan fırtınaları aktaracakları sembolik oyunlara ihtiyaç duydu çocuklar. Erken çocukluk döneminde bu ihtiyaçlar hep öncelikli konumuzdu fakat şu anda hassasiyeti arttırma ve gören gözlerimizi tıpkı bir spot ışığı gibi onlara odaklama zamanı. Çocuklarla doğrudan ya da dolaylı olarak iletişim-temas halinde olan tüm paydaşların sorumluluk ve inisiyatif alması gerekiyor.

OKULA DÖNÜŞ RUTİNİ İÇİN ÖĞRETMELER İLE İLETİŞİM HALİNDE OLUN

Çocuklarda pandemi dönemi travmatik bir etki yaratmış olabilir. Olumlu tavrımızı korumak ve çocuklara olumlu duyguları hissettirmek kaygılarının önüne geçecektir. Bizlere verdikleri sözsüz mesajları fark edip, beden dillerini algılayabildiğimizde daha sakin bir geri dönüş yaşayabiliriz. Çocuklar okula uyum sürecinde içe dönük veya fazlasıyla dışa dönük davranışlar sergileyebilirler. Her iki durum da çok normaldir. Uzun süre evde kalan bir çocuk yeniden akranlarıyla iletişime geçtiğinde nasıl davranacağını bilemeyebilir. Ya da fazlasıyla aktif ve enerjik olabilir. Her iki durumun olağandan fazla seyir göstermesinde onlarla konuşmak, nasıl hissettiğini ifade edebilmeleri açısından çok yararlı olacaktır. Olağanüstü durum ile günlük rutini yeniden yapılandırmak için çocuklara zaman vermek gerekir, her gün aynı şeyleri aynı sırada yapmak çocukları güvende hissettirir. Okula dönüş rutini ile ilgili çocukların öğretmenleri ile iletişim halinde olmak en birinci adım olmalıdır. Rutindeki denge içsel dengelerini de düzene sokacaktır. Okula dönüş planı ve etkinlikleri için görsel şemalar, küçük yaş grubu için resimlerle, hikayelerle anlatım yaşanılan süreci somutlaştırmalarına yardımcı olur.

SADECE MASA BAŞI ETKİNLİKLERİ TERCİH ETMEYİN

Çocuklarda beyin gelişiminin %90’ı beş yaşına kadar tamamlanır. Çocuklar oyun oynayarak beyinde yer alan nöronlar arasındaki pek çok bağlantıyı güçlendirirler. Bu bağlantılar beyin gelişiminin temelini oluşturur ve kullanılmadığında zayıflar veya kaybolurlar. Bu dönem toplu oyunlara çok fazla yer veremesek de serbest oyun zamanı okul programımızda çokça yer almalıdır. Özellikle 21-25 Eylül’de başlaması planlanan Okul Öncesi Dönem, 1.,2. Sınıf düzeyindeki uyum haftasında öğretmenler çocuklarla bolca oyun oynayarak çocukları okul sürecine yeniden adapte edecek etkinlikleri uygulayacaklardır. Anne ve babalara önerim; çocukların evde kaldıkları süreçteki rutinleri, birlikte yaptıkları etkinlik ve oyunları “Nasılsa artık okul başladı” diyerek bir anda kesmemeleridir. Çocuk yeniden okula başlasa dahi onlara ayıracağımız 20 dakika, alıştıkları rutini devam ettirmeleri bakımından faydalı olacaktır.

DUYGULARINI İFADE ETMELERI İÇİN FIRSAT YARATIN

 Çocukların duygusal ihtiyaçlarını şefkat ve sabırla karşılamak hem sizi hem de onları iyi hissettirir. Duygular ile ilgili hikayeler okuyabilir bu sayede çocukların kendi duygularının farkına varmalarını sağlayabilirsiniz. Çocukların endişe, korku, özlem gibi duygularla nasıl başa çıkabilecekleri ile ilgili egzersizler yapılabilir. Örneğin okulu ve arkadaşlarını özleyen çocuklarla duygu ve düşünce albümü yapıp, her bir duyguyu ifade eden resimleri birlikte çizebilirsiniz.

Öğretmenler ise uzun süre sonra okula yeniden dönüşte zorlanan, ailesini özleyen çocukların güvende hissetmesini sağlamak amacıyla çocuğun sevdiği bir pelüş oyuncak veya sevdiği bir nesne varsa, bu nesneyi okula getirmesine izin verebilirler. Öğretmen – Aile iletişiminin önemi bu süreçte daha da ortaya çıkmaktadır. Öğretmenler ailelerle çocuklarını nasıl rahatlattıkları hakkında konuşabilir, kısa bilgi notları alarak çocuk duygu karnesi oluşturabilirler. Soru cevap oyunu çocukları daha yakından tanımanız açısından faydalı olacaktır.

Soru- Cevap Oyunu

  • Okulda en çok ne yapmayı özledin?
  • Şu an evde/okulda olsaydın ne yapmak isterdin?
  • Evde seni en çok mutlu eden bir oyunu(etkinliği) anlatır mısın?
  • Evde geçirdiğin bir gün neler yaparsın?
  • Sarılmadan sevgini gösterebileceğin neler var?
  • Hiç renkli/farklı/eğlenceli bir maske tasarladın mı?
  • Maske tasarlayalım mı?
  • Uyumadan önce okumayı/ dinlemeyi en çok sevdiğin kitabın adı nedir?
  • Derin nefes alma tekniklerini ailenle öğrenip uygular mısın?
  • Yaz tatilinde yaşadığın şehirden başka bir şehre gittin mi?
  • Unutamadığın/çok mutlu hissettiğin bir anını anlatır mısın?

(Sorular çocukların yaş gruplarına ve gelişim özelliklerine göre yapılandırılabilir.)

UZAKTAN EĞİTİM SÜRECİ DEVAM EDERSE NE YAPMALIYIZ?

Öncelikle sakin olmak ve panik yapmamak çok önemli.  Mart ayındaki ilk vakadan bu yana edindiğimiz tecrübelerle yeni eğitim- öğretim dönemine başlayacağımız için daha hazırlıklı olduğumuzu unutmayalım. Belirsizlikler ve “ne olacak şimdi” şokunu yaşadığımız ilk günlerden daha zor olmayacağını düşünmek kaygımızı azaltacaktır. Çocuklarla olumlu paylaşımlar yapmak ve bir yol haritası belirlemek işimizi kolaylaştırabilir.

  • Süreklilik İçin Ortak Bir Zaman Çizelgesi Hazırlayın

Çocuklar rutin okul dönemlerinde bile zaman zaman isteksiz de olsalar öğretmen ve arkadaşları ile bir arada olmak adına okulun yolunun tutuyorlardı. Fakat uzaktan eğitim ile çocukları sabahları yataktan kaldıracak, eğitime dahil olmalarını sağlayacak bir motivasyona ihtiyaç duymaya başladılar. Bu sebeple onlara sürdürülebilir hedefler koymak ve alışma sürecinde belki ilk birkaç gün onlarla birlikte bilgisayar başına oturmak velilerin uygulayabileceği motivasyon kaynağı olabilir. Eğitim sonrasında çocukların hoşlanacağı bir gün planlamak ve zaman çizelgesinde nelere yer vereceğinizi birlikte planlamak günü etkin kullanmaları açısından faydalı olur. Ara boşluklar, serbest zamanlar, hiçbir şey yapmama saati, oyunlar, sevdikleri bir yemeği hazırlamak, kısa yürüyüşler, film saati, her güne bir kitap ya da sanatsal çalışmalar onları motive edebilir.

  • Hiç Bitmeyen Teneffüs Saatleri Yapmayın

Ders çıkış zili çalar çalmaz koridorlarda koşan çocukların gözlerindeki enerji ve ışığı görmeyenimiz yoktur. Ne yazık ki uzaktan eğitimde teneffüsler yok. Çocukların sosyalleştiği, enerjilerini attıkları bu küçük molaların kıymetini tüm gün evde kalan çocuklar daha iyi anladı bu süreçte. Evde geçirilen zaman ilk başlarda hiç bitmeyen kocaman bir teneffüs gibi gelse de bir müddet sonra sıkılmalarına sebep oldu. Sistemli ve verimli geçen bir dersin sonunda çalan zil, akademik başarılarına olumlu katkı sağlıyordu. Ve tekrar ders zili çaldığında yeniden sınıfa girerek kaldıkları yerden devam etmek o kadar da zor olmuyordu çocuklar için. Masa başından kalkan çocuğun masaya tekrar dönebilmesi için ciddi bir öz denetim ve sorumluluk bilincine ihtiyaç vardır. Bu süreçte hazırlayacağınız zaman çizelgesinde teneffüs saatleri oluşturarak ve 20-30 dk. lık dersler sonrasında 10 dk. gibi teneffüsler ile okul atmosferi yaratabilirsiniz. Teneffüs süresini çocuğunuzla birlikte belirlemeniz uyum sağlamasını kolaylaştıracaktır.

  • Küçük Notlar Almayı Alışkanlık Haline Getirin

Okulda not tutmak, yeni edinilen bilgilerin tekrarlanması, pekiştirilmesi ve ihtiyaç duyulduğunda yeniden gözden geçirilmesi açısından çok önemlidir. Not tutmak aynı zamanda hangi bilgilerin daha önemli olacağı ile ilgili bir analiz yapılmasına ve karar verme sürecinin desteklenmesine de katkı sağlar. Her ders için küçük not defterleri alıp yeni eğitim öğretim yılı başındaki hazırlıklarda olduğu gibi kırtasiye alışverişi yaparak çocukların sürece adaptasyonu arttırabilirsiniz. Veli olarak sizler de not tutma alışkanlığı kazanılana kadar, ders bitiminde defter kontrolü yapabilir, hatta çocuklarınızın aldığı notlardan sorular sorarak düzenli ders takibi yapabilirsiniz.

  • Çocuğunuzun Öğretmeni Olmaya Çalışmayın

Uzaktan eğitim sürecinde aileler olarak yapmamanız gereken en önemli nokta ise çocuğunuzun öğretmeni gibi davranmamaktır. Siz velisiniz ve çocuğunuzun öğretmeni gibi davranmak okula dönüş sonrasında aksaklıklara ve karmaşaya yol açabilir.  Çocuğunuzu desteklemek, karşılaştıkları sorunlara çözüm önerileri sunmak ve ebeveynlik görev ve sorumluluklarınızı yerine getirme kısmı sizin işiniz, profesyonel eğitim işi ise öğretmenlerin işidir. Çocuklarınızla duygusal bağlarınızı korumak çok önemlidir. Sizin yanınızda daha rahat, kaytarmaya meyilli ve sizden aldığı güçle öğretmenin yanında öz denetimden uzak davranışlar sergileyebilir. Eğer öğretmenin ders işleyişine müdahale eder ve dizginleri elinize alırsanız ipin ucu kaçabilir. Çocuğunuz ister özel okulda isterse devlet okulunda eğitim alıyor olsa dahi eğitim sürecini okullara ve öğretmenlere bırakmayı unutmayın. Sağlıklı ve çocuklarımızın yeniden yüz yüze eğitime kavuştuğu günlerin bir an önce gelmesi dileğiyle…

İrem U.

Aysha Dergi Yazı İşleri Müdürü olan İrem Uluerciyes, moda, güzellik, stil, güncel konularda yazılar yazıp, alanında uzman isimlerle röportajlar gerçekleştirmektedir.

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın